Yüksekovalılar da Ankara'daki katliama lanet yağdırarak, Türkiye halklarına savaş politikalarına karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.
'Barışın ışığını söndürmekle bir yere varılamaz'
90'lı yıllarda JİTEM tarafından kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Vahap Canan,Ankara'da buluşan insanların tek amacının savaşı durdurabilmek olduğunu belirterek "Bu insanlarımızın tamamı barış ışıklarıydı. Barışın ışığını söndürmekle bir yere varılamayacağını çok iyi biliyoruz" dedi. Gandhi'nin "Dünyanın bütün karanlıkları bir araya gelse dahi, bir mum ışığını söndüremez" sözünü anımsatan Canan, "Bu yüzden bizler de inadına barış temennisini yineliyoruz. Barış olmadan bu ülke hiçbir şekilde kazanamaz. Her zaman kaybeder" dedi.
'Silah menzillerini ölçmek için gençleri öldürecek kadar insanlıktan uzaklar'
Selim Bulut ise yaşanmış çarpıcı bir örnekle savaş gerçeğini özetledi:"Ben 67 yaşındayım, binlerce insanımızı katlettiler. Bir keresinde daha Kürdistan'da sınırlar yeni çizildiği vakit, bir genç sınırın diğer yakasında kalan tarlasında ot biçmek için karşıya geçer, asker de vurup öldürür. Türkçe bilen birini bulup sorduklarında, asker onlara 'Silahımın menzili ölçüyordum' diye karşılık verir. Yani, özcesi insanlık bunlarda bu kadar ucuzdur."
Necat Doğan adlı yurttaş da "Yaşanan vahşi katliam dünya tarihinde de bir ilktir. Ankara'nın göbeğinde bu katliam olmuşsa ve Davutoğlu ile AKP sessiz kalmışsa, demek ki bu işte onların parmağı vardır" diye konuştu.
Katliamın tek sorumlusu olarak devleti gördüklerini belirten Aydın Canan da, "Tüm işaretler onları gösteriyor. İnanıyorum ki katliamın faili devlettir" dedi.
'Barış talebine de bombayla cevap veriyorlar'
Büyük bir savaşın hedeflendiğini söyleyen Atak, "Eğer bu bombalarda onların parmağı olmasaydı, polis ve istihbarat çok kolayca engellerdi. Kürtler barış istedikçe, onlar savaşı tırmandırmak için ellerinden geleni yapıyor" diye belirtti.
Katliamlara rağmen mücadeleyi sürdürecekleri vurgusu yapan Emine Atak da tüm halkları katliam politikalarına karşı harekete geçmeye çağırdı./DİHA