Vehbi Çoruh 'Yüksekova'nın Bitmeyen Polenleri' adlı yazısını okuyucuları için kaleme aldı...
Vehbi Çoruh'un Yazısı Şöyle:
Vizyontele filmindeki Altan Erekli'nin şöyle bir sözünü hatırlayalım, insan memleketini niye sever?
Başka çaresi yoktur da ondan ama biz biliriz ki, bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir.
Burayı seversen burası dünyanın en güzel yeridir. İlkbahardan itibaren kavak ağacından oluşan polenler yıllardır memleketimizin kanayan yarası haline geldi.
Toz toprak içinde kalan ara sokaklardaki yollar. Yağmur yağdığı zaman çamur balçığa dönen yine yollar.
Doğrusu hangisine dert yanalım şaşırdık kaldık. Memleketin yararına anlatılması ve tartışılması gereken çok şey var Kaldı ki söylenenler yapılmıyor zaten her şey yarım yamalak kalıyor bu güzelim şehirde.
Osmanlı imparatorluğu döneminde polen bırakıldığı için kavak ağacı dikmek yasaktı. Birçok Avrupa ülkesinde bu yasak hala devam ediyor bizde olması da ilginç.
Daha öncede belediye, vatandaşla birlikte dayanışma içerisinde bulunarak böyle bir çalışma sistemi başlatmıştı.
Çalışmalar ilerledikten bir süre sonra kaldığı yerde bırakıldı. Bakıyorum! Şimdiki çalışmada pek dikkate alınmış değil öyle ki sözde kalacakmış gibi görünüyor.
Eski yıllarda soğuk ve çetin geçen iklim şartları yöre halkını kavak ağacı dikme konusunda başka bir seçenek bırakmıyordu.
Birçok alanda kavak ağaçları maddi, manevi olarak ihtiyaç karşılamıştır. Yalnız polen bırakılması bu özelliğini kaybetmiştir.
Son dönemlerde iklim şartların, değişmesiyle birlikte meyve ağacı dikme konusunda talep artmıştır. Baktığımızda her evin önünde' ki bahçede meyve ağacı görmemiz mümkündür.
Korona virüs hastalığından kaynaklı 17 günlük bir kapanma süreci ve hemen akabinde kavak ağacından oluşan polenler, yaşam alanlarını olumsuz şekilde etkiliyor.
Hepimizin bildiği gibi astım ve alerjik reaksiyonları olan insanların sağlığı içinde son derece tehlike arz ediyor.
Bunun için yapılacaklar beli hiç zaman kaybetmeden İlle de birilerinin söylemine gerek duymadan yada beklemeye gerek kalmadan herkes bulunduğu alan itibarı ile evlerinin önündeki kavak ağaçlarını yok etmeli.
Herkesin üzerine düşen görevi yapması gerekiyor diye düşünüyorum. Bu anlamda polenden kaynaklı insan sağlığını tehlikeye atacak her hangi bir durumdan sebep olacak kişiler vicdani olarak sorumlu olduğunu bilmeli.
Bildiğimiz gibi kavak ağaçları metrelerce yüksekte gökdelenler gibi yükselmiştir. Üzerinde çalışacak olan kişilerin hayatı tehlike riski de mümkün.
Her hangi bir kazaya davetiye çıkarmadan belediye tarafından itfaiye aracı temin ederek, vatandaşlara bu anlamda destek ve katkı sunulabilir.
Yüksekova’da her şeye aykırı bir yaşam koşulu hakim son dönemlerde...