Yüksekova Güncel

Yaylacılar canları pahasına Meydanbelek'i terk etmeyecek

Yerel

TSK'nin savaş uçakları son 3 gündür akşam saatlerinde Yüksekova'nın sınır hattında bulunan Mêrgezer, Doskî, Avaşin ve ilçenin Cilo Dağları'nı belli aralıklarla bombalarken, bombaların hedefi olan Meydanbelek Yaylası'nda aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu yaklaşık 200 kişi, son 3 geceyi yaylada katliam tehlikesi altında geçirdi.

Yaylanın kendileri için hem huzurlu bir yaşam alanı hem de tek geçim kaynağı olduğunu belirten yaylacılar, ne pahasına olursa olsun yayladan inmeyeceklerini kaydetti.
AKP hükümetinin fitilini ateşlediği topyekûn savaş konsepti kapsamında TSK'nin savaş uçakları son üç gündür akşam saatlerinde Hakkari'nin Yüksekova ilçesinin sınır hattında bulunan Medya Savunma Alanları olan Xakurkê, Zap, Mêrgezer, Kêlyaşin, Orşe, Doskî, Avaşin, Heftanîn ve ilçenin Cilo Dağları'nı belli aralıklarla bombalıyor. İlçeye bağlı Büyükçiftlik (Xirvate) beldesinden Meydanbelek Yaylası'na çıkıp burada 50 çadır kuran aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu yaklaşık 200 kişi ise, son 3 geceyi yaylada katliam tehlikesi altında geçirdi. TSK'nin bombardıman yaptığı Kanispî, Kelyaşin ve Orşe bölgelerinin hemen yanında bulunan Meydanbelek Yaylası'nda bombardıman süresince korku ve endişe dolu anlar yaşandı.


Tek geçim kaynakları bu yayla
Çatışmalı süreçten kaynaklı 25 yıl boyunca boş kalan yayla, son iki yıldır tekrar kullanıma açıldı. Bahar aylarıyla beraber beldede yaşayan aileler, hayvancılık yapmaları nedeniyle beldeye 15 kilometre uzaklıkta ve dağın doruk noktalarında bulunan Meydanbelek Yaylası'na çıktı. Burada, peynir, yoğurt ve koyun yağı (rûnê nêvişkê) gibi birçok süt ürününü üreten kadınlar, bunları ilçe merkezlerine satarak geçimlerini sağlıyor. Sadece bu yaylada 15 bine yakın küçükbaş ve 2 bine yakın da büyükbaş hayvan bulunmakta. Ailelerin hepsinin de tek geçim kaynağı yaz aylarında gelip yaptıkları bu yaylacılık olurken, bu zor şartlarda verdikleri yaşam mücadelesinin TSK savaş uçakları ile taciz ve tehdit edilmesi, yaylacılar arasında tepkiyle karşılandı.
8 yaşındaki Hazal: Burası Kürdistan
Akşam saatlerinde bir anda savaş uçaklarını gördüklerini belirten Halime İnce, "Ne kadar savaş uçağı gelirse gelsin, biz yaylalarımızı bırakmayacağız. Hiç de korkmadık. Burası bizim yaşam kaynağımız. Hayvanlarımızı da burada tutuyoruz" dedi. Buranın kendileri için aynı zamanda bir oyun alanı olduğunu söyleyen 8 yaşındaki Hazal Eren, "Bombaları geldiğinde çok korktuk. Burayı çok seviyoruz. Kimse burayı yıkmasın. Burası Kürdistan, burası bizim yerimiz. Burada kalmaya devam edeceğiz. Ne zaman istersek o zaman ineriz" diye konuştu.
'Ne olursa olsun buradayız'
Bu yıl üniversite kazanan Şehriban Çiçek, yaylanın kendileri için hem yaşam alanı hem de geçim kaynağı olduğunu ifade ederek, "Bu semalardan savaş uçakları geçti. İnsanlar çok korktu. Umarım bir daha böyle bir şey olmaz. Biz daha günlerce burada kalacağız" dedi. "Ne olursa olsun, biz buradayız" diyen Rihan Demir de, "Erdoğan'a inat buradayız. Bu uçakları o gönderiyor. Çocukların ödü patladı. Dağlarımızda onlarca çoban var. Herkes bilsin ki buradayız, gitmiyoruz" açıklamasında bulundu. İlerleyen yaşına rağmen hala yaylaya gelmeyi sürdüren Ayşe Çelik, tek korkularının çocuklarının hayatı olduğunu dile getirerek, "Yoksa Erdoğan, ne yaparsa yapsın. Biz ondan korkmuyoruz ve yaylamızı da terk etmeyeceğiz" sözlerini sarf etti.
Hem oyun alanı hem geçim kaynağı
11 yaşındaki Ahmet Sevmez de, yayladan vazgeçemeyenlerden. "Biz yayla hayatını çok seviyoruz" diyen Sevmez, "Burası bizim için hem oyun alanı hem de geçim kaynağı. Buradan gitmek istemiyoruz. Akşam saatlerinde biz çay içerken, bir anda uçaklar dağlarımızı bombaladı" şeklinde konuştu. Yaylanın kendilerine atalarından kaldığına dikkat çeken Nafiye Toktamış, "Biz burayı bırakmayacağız. Biz yaylamızda çok huzurluyuz. Bombardıman olduğunda çobanlarımız için çok korktuk. Artık bu kanın durmasını istiyoruz. Umarım artık bir çözüm sağlanır" dedi.
'Hepimizi vursalar da burayı bırakmayacağız'
Tek isteklerinin yaylada kalmak olduğunu belirten Raife Ceylan, "Burası bizim yerimiz. Burada yaşıyoruz, her şeyimiz burada. Bırakmak istemiyoruz ve zaten de bırakmayacağız" açıklamasında bulundu. Hayvanları köyde kalırsa hastalandığını söyleyen Firamez Toktamış, "Burası hayvanlar için de çok faydalı ve serin. Bizler de burada geçimimizi sağlıyoruz. Bombalama gece boyu sürdü. Ancak bombardıman sürse de, hepimizi vursalar da, bizler burayı bırakmayacağız" ifadesinde bulundu. Yaylada bulunmanın kendileri için huzur olduğunu söyleyen Ferman Zere, bu yüzden yaylalarından inmeyeceklerini belirtti.
'Burası bizim evimiz, vatanımız'
Yıllarca yaylalarına gelemediklerini ancak iki yıldır gelmeye başladıklarını aktaran Şengül Bulgan, "Devlet yıllarca bize engel koyup, buralardan etmişti. Ama artık yaylamıza, toprağımıza, ekoloji, su ve dağlarımıza sahip çıkıyoruz. Ama 2-3 gecedir bombalıyor bizi. Zannediyorlar ki biz korkup kaçacağız. Ancak hepimizi öldürseler de yaylamızdan vazgeçmeyeceğiz. Burası bizim evimiz, vatanımız" diye kaydetti. Yaylanın kendileri için yaşamın ta kendisi olduğunu söyleyen Edibe İnanç, "Bizim tüm hayatımız buraya bağlı. Daha yeni geldik, gitmek istemiyoruz. Kalıcı bir barış istiyoruz. Burayı bırakırsak, elimizde hiçbir şey kalmaz" diye konuştu. 
'Canımız pahasına burayı terk etmeyeceğiz'
Bombardıman süresince halk olarak büyük tedirginlik yaşadıklarını kaydeden Memet Çiçek ise, şunları söyledi: "Artık kimse ölmesin. Ne gerilla ne asker ölmesin. Bizim tüm mücadelemiz barış için. Bu 30 yıllık çatışma, 20 milyon insanın bir kimlik kavgasıdır. Biz niye buradayız? Çünkü burası bizim tek geçim kaynağımız. İnsanlar buraya çocuklarını geçimini sağlamak için geliyor. Canımız pahasına burayı terk etmeyeceğiz." DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.