YÜKSEKOVA GÜNCEL
YÜKSEKOVA-Kamu Emekçiler Sendikası (KESK) ve Devrimci İşçi Sendikası (DİSK) Yüksekova Temsilciler Platformu üyesi sağlık emekçileri, bölgedeki bazı illerde uygulanan sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla bir günlük iş bırakma eylemi yaptı.
Sağlık emekçileri konuyla ilgili Yüksekova Devlet Hastanesi bahçesinde basın açıklaması düzenledi.
Sağlık çalışanları adına basın açıklamasını okuyan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) dönem sözcüsü Seda Güler, yürütülen politikaların halka fayda sağlamadığını belirterek, müzakere masasına acilen dönülmesi çağrısında bulundu.
Açıklamada AKP’nin içeride ve dışarıda savaş konseptini tırmandırdığını aktaran Güler, sokağa çıkma yasağı adı altında 90’lı yılları aratan uygulamalar ile şehirlerin boşaltıldığı, kadın ve çocukların hedef alındığını dile getirerek, “İnsanlar yerlerinden sürülüp tarihi eserler tahrip edilmekte, şehirler yaşanamaz hale getirilmektedir. Art arda tüm illerde yaygın gözaltı ve tutuklama operasyonlarıyla da savaş politikalarına karşı çıkan emek ve demokrasi güçlerini sindirmeye çalışmaktadırlar. AKP savaş konseptini 28.12.2011 tarihinde Roboski‘de 34 köylüyü bombalayarak başlatmış ve aralıklarla bugüne kadar getirerek, Silvan, Cizre, Nusaybin, Silopi, Sur ve Kürdistan’ın diğer şehirlerini sürekli bir çatışma haline getirmekte ve toplumu da bu katliam politikalarına alıştırmaya çalışmaktadır. Okullar, hastaneler, öğrenci yurtları boşaltılarak polis karakolları ve askeri karargâhlar haline getirilirken eğitim ve sağlık hakkı ortadan kaldırılmaktadır. Kamu hizmetleri yapılamaz hale gelinmiştir. Savaş koşullarında yaşayan kamu emekçilerinin can güvenliği ortadan kaldırılmıştır. Çatışmalı süreç başladığından bu yana katledilen kamu emekçilerine yenilerinin eklenmesi tehdidi ile karşı karşıyayız” dedi.
Operasyonların yapıldığı bölgelerdeki insanları daha büyük tehlikelerin beklediğini belirten Güler şunları söyledi:
“Daha önceki iktidarlar tarafından da denenen bu yöntemler Türkiye halklarına ölüm, kan, hapis ve sürgünden başka bir sonuç getirmemiştir. Bu baskıcı, otoriter denemeler Türkiye halklarının arasına uçurum koymaktan başka bir işe yaramamıştır. Bugünkü iktidarı acilen barış ve müzakere masasına çağırıyoruz. Kamu hizmetlerinin verilmesi ancak sağlıklı bir ortamda mümkündür. Bugün bölgede bu şartlar ortadan kaldırılmış, yerini çatışma ve güvenlik politikaları almıştır. Gelişen bu savaş konseptin den Türkiye toplumunun büyük bir çoğunluğunu oluşturan emekçiler etkilenmektedir. Okullar kapanarak, hastaneler işlevsizleştirilerek bütün ülkenin geleceği tehdit altına alınmıştır. Biz emekçiler olarak bu savaş politikalarının halklarımıza bir fayda sağlamadığını ve bunların karşısında olduğumuzu belirtip, müzakere masasının acilen kurulmasının hayati olduğunu düşünüyor ve savaş yerine barışın bu topraklarda tesis edilmesi için bir günlük iş bırakma eylemine girdiğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”