VEHBİ ÇORUH/YAZDI
Vehbi Çoruh 'Yanlışlarıyla, doğrularıyla tartışmaya açık bir karardır' adlı yazısını okuyucuları için yayımladı.
Vehbi Çoruh'un yazısı şöyle:
"Oremar Aşiretinin kendi içinde almış oldukları kararı" Yüksekova toplumunun bir kesimi yerinde bir karar olarak görürken, diğer bir kesim ise bu kararı kesinlikle doğru bulmuyor, yanlış olduğunu iddia etmektedir.
Bu anlamda bir fikir ayrılığının olduğu görülmektedir. Bu fikir ayrılığı bilhassa internet çağında dünyaya gelen Z Kușağı arasında daha fazla yaşanmaktadır. Onların da kendilerince haklı oldukları noktalar elbette ki vardır.
Sonuç itibariyle, aşiretin aile büyükleri bir araya gelmiş ve ortak bir karara varmışlardır. Ancak bu karar eksik, yanlış ve doğrularıyla tartışmaya açık bir karardır. Dolayısıyla şartlar ne olursa olsun eşitlik ve özgürlük temelinde alınması gereken kararlar vardır ve bu kararlar kapsayıcı bir biçimde ele alınmalıdır. Herkesin içinde bulunduğu şartlar gözönünde bulundurularak; kadını ve erkeği ile birlikte toplumun büyük çoğunluğu için ikna ve tatmin edici girişimlerde bulunmalı ve faydalı kararlar alınmalıdır.
Bahse konu olan kararda erkek egemenliğinin yine ön planda olduğu gözükmektedir. Bu nedenle bir yanlışlığın olduğu da apaçık ortadadır. Çünkü bu konuda çok değerli olan kadınlarımızın ve gençlerimizin görüşlerini, fikirlerini dinlemekte de yarar olduğunu düşünmekteyim. Bu anlamda kapsamlı istişareler yapılarak ve orta yol bulunduktan sonra kamuoyuyla paylaşmak daha doğru ve daha anlamlı olacaktır.
Alınan kararlar içerisinde isabetli kısımlar var. Örneğin, düğünlerin bir güne indirilmesi, takı merasiminin zarf usulü olması ve altın sayısının sınırlandırılması çok güzel ve yerinde bir karar olmuştur. Dar gelirli ailelerin durumu düşünülerek alınmış doğru bir karardır. Ayrıca israfın önüne geçilmesi adına faydalı olacaktır. Aynı şekilde imkânı olan aileler daha fazla takı takabilir, burada da herhangi bir sıkıntı yoktur.
Kanaatimce; kuaför kısıtlamasından çok takılacak altınlar söz konusu olmakta ve evlenme adayı olan gençlerimiz için büyük bir sıkıntı, telaş ve tedirginliğe sebep olmaktadır.
Bakımlarına erkeklerden daha fazla önem veren kadınlarımızı, birer gül misali olarak düşünürsek, gelinlerin kuaföre gitmeyecek olması kararının esnetilmesi gerekmektedir. Bu noktada kuaför ücretlerine bir kısıtlama bırakılabilir, yani herkes için cüzi ve sabit bir ücret olmalıdır. Ayrıca bu iş faturalandırılmalıdır. Böylece buradaki haksız kazancın ve vergi usulsüzlüğünün de önüne geçilmiş olacaktır.
Gelinlik konusunda da gençlerimizin tercihine saygı duyulmalıdır. İsteyen geleneksel kıyafetlerimizi giyer, isteyen de daha modern gelinlikleri. Bireylerin tercihine bırakılmalıdır.
Sözün özü, alınan kararlar yeniden gözden geçirilmeli, eksik ve yanlışlar düzeltilmeli, daha kapsamlı ve daha güçlü bir destekle kamuoyuna deklare edilmelidir.