Köylüler seferber oldu
Yangını söndürmek için bölgeye giden Altınsu (Şapatan) köyü sakini Avni Özel, günlerdir kamuoyuna, ilçe kaymakamı ve askerlere haber vermelerine rağmen, herhangi bir yardımın gelmediğini, kendi çabaları ile yangına engel olmaya çalıştıklarını dile getirdi. Çok sayıda ağacın ve hayvanın yanarak yol olduğunu söyleyen Özel, "Çok sayıda kişi ile yangına müdahale ediyoruz. Belediye de iş makinesini gönderiyor. Yol ve askeriyenin izin vermemesi nedeniyle, buraya gelmeleri zor. Nehri köyünde buraya gelmeye çalışan insanlar da askerler tarafından bırakılmıyor. Yaktıkları ormanların söndürülmesi için gelen insanlara engel olmaya çalışıyorlar" dedi.
'Buralar geleceğimizdir'
Yangın söndürme çalışmalarına katılan Murathan Erbaş adlı yurttaş ise bombalama sonucu çıkan yangına devletin sessiz kaldığını söyleyerek, yangının fazla yayılmaması için bir koridor açmaya çalıştıklarını belirtti. Halkı bölgeye gelerek yangın söndürme çalışmalarına katılmaya çağıran Erbaş, "Çünkü buralar bizim yaşam alanlarımız ve geleceğimizdir" dedi.
Seferi Yılmaz: Asker engel oluyor
Şemdinli Belediyesi Eşbaşkanı Seferi Yılmaz ise yangınların Irak sınırından Şemdinli'yi kapsayacak düzeye geldiğini belirtti. Askeri üs bölgelerinden bilinçli olarak ormanlık alana dönük top atışları yapıldığını söyleyen Yılmaz, son bir haftadır ilçedeki yangınlarla boğuştuklarını vurguladı. Yangınların yerleşim yerlerini tehdit ettiğini, an itibariyle Şeyh Ubeydullah Nehri'nin yaşadığı Nehri köyüne yaklaştığını, diğer taraftan da Şapatan Mahallesi'ni tehdit ettiğini dile getiren Yılmaz, "Yangına müdahale etmek isteyenlere asker engel oluyor. İlçe merkezi ve Şapatan'da yaptığımız anonslarla halkımız yangını söndürmek için seferber olmuş durumda. Ne yazık ki askeri ve mülkü amirler tarafından hiçbir müdahalede bulunulmuyor. Tam aksine Orman Müdürlüğü'nü defalarca aramamıza rağmen telefonlarımıza bile cevap verilmiyor. Aldığımız duyumlar neticesinde Orman Müdürlüğü de askeriyeye müracaat etmiş, fakat askeriye hiçbir şekilde müdahale edilmemesi konusunda kendilerini uyarmış" ifadelerini kullandı.
Kamuoyuna sessizlik tepkisi
Yangının sadece Şemdinli'yi değil, bütün Kürdistan'ı kül ettiğini, Mardin, Şırnak ve Diyarbakır'daki ormanların asker eliyle yakıldığını anımsatan Yılmaz, "Antalya, İzmir ve Aydın gibi benzeri yerlerde yanan çam ormanları için medyada uzun bir şekilde aktarılan 'Ciğerlerimiz yanıyor' açıklamaları yapılıyor. Hatta helikopter ve uçaklarla söndürme çalışmaları başlatılıp, her alanda müdahale edilirken, Kürdistan'da bu yangınlara herhangi bir müdahale yok. Çok sessiz kalıyorlar ve teşvik ediyorlar. Halkımız ve STK'lerimiz müdahale etmeye çalışırken bile engelleniliyor. Bu da Türkiye ve Kürdistan'daki farkı gösteriyor. Bizim kaynaklarımız olmadığı için bunlar basında seyredip gülüyorlar. Ama kendi alanlarında olan doğa ve orman yangınlarında da her şeyi seferber ediyorlar. Bu çifte standardı buradan bir kez daha kınıyoruz. Türkiye ve dünyadaki tüm doğaseverler, ekolojiyi savunan tüm bireyleri STK'leri bu yangınların sessiz kalmamalıdır. Tabi insanların çoluk çocuklarının öldürüldüğü bir noktada seslerini bu alanda yükseltmeleri ile orman yangınları belki gözede gelmez. Bunun yanında tahrip edilen doğa katliamlarının da gündemde kalması gerekiyor. Bu konuda duyarlı tüm kesimleri ve halkımıza çok teşekkür ediyorum" dedi. DİHA