Biri Şemdinli'yi gözetliyor!
Biri Şemdinli'yi gözetliyor!
Şemdinli ilçe merkezinin her sokak ile mahalle girişine asılan MOBESE kameralarla, şehir sürekli gözetim altında. MOBESE kameralarının "güvenlik" için yerleştirilmeğine, daha çok psikolojik baskı amacıyla konumlandırıldığına vurgu yapan Şemdinli Belediyesi Eşbaşkanı Seferi Yılmaz, "Bu tarz uygulamalar hiçbir zaman çözüm getirmez. Her 100 metrede bir MOBESE kurmuşlar" dedi. Şemdinli esnafı da, kamera ablukasından dolayı rahatsız olduklarını belirterek, devletin kendilerine adeta "Sizi gözetliyoruz" demek istediğini ifade etti.
Amaç psikolojik baskıyla takip
Uzun zamandan beri ilçede MOBESE yerleştirme çalışması yapıldığını aktaran Şemdinli Belediyesi Eşbaşkanı Seferi Yılmaz, "Kimi zaman engellemeler çıkarılsa da devam ettirildi. Halkın 'güvenliği' için yerleştirdiklerini söylüyorlar. Ancak çarşı merkezinde yaklaşık 10 hırsızlık vakası yaşandı. Başvuru yapan esnaf ya 'kameralar kapalıydı' ya da 'çalışmıyordu' cevabıyla karşılaştı. Yani görüldüğü gibi bu çözüm değil ve çözüm getirmez de. Amaç yerinde oturup halkı izlemek, yurttaşları takibe almaktır. Bu hiçbir ihtiyaca cevap da vermiyor. İnsanlar kendi öz kontrollerini yapabilirler. Önemli olan da budur zaten. Bir huzur ortamı tesis edilirse, zaten bu tarz uygulamalara hiç gerek yok" diye konuştu. MOBESE'lerin "güvenlik" için yerleştirilmediğini, daha çok psikolojik baskı amacıyla konuşlandırıldığını belirten Yılmaz, "Bunun güvenlikle bir alakası yok. Bunun tek amacı insanları psikolojik olarak baskı altına almaktır. Bu tarz uygulamalar hiçbir zaman çözüm getirmez. Her 100 metrede bir MOBESE kurmuşlar" kaydetti.
Bir tecrit vakası: Biri bizi gözetliyor
Esnaf ve aynı zamanda atanmayı bekleyen bir öğretmen olan Rojhat Geylani, "Demokratik yaşamlarda bireyin özgür yaşamını temel alan hukuk sistemi Türkiye'de Kürtler söz konusu olduğunda bireyi yaşamın her alanında denetim ve gözetim altında tutan bir işlev görmektedir. Bu kameraların sosyal haklar için kurulduğunu iddia etseler de temel amaç Kürtlerin sosyal, siyasal ve kültürel harekat alanını baskı altına almaktır. Toplumun geneli de buna antipati ile yaklaşıp kendisini bu tecrit vakasından kurtarmak için veya tamamen ortadan kaldırılması noktasında yönelme yapabiliyor" dedi. Kin ve nefret duygularıyla hareket eden sistemin bu yönelmeye karşı daha acımasız olduğuna vurgu yapan Geylani, "Sistem, Kürt gençlerini yıllara dayanan cezai yaptırımlara maruz bırakıyor. Bu mantık işgal altında olan bir toprağın dikenli tellerle örülmesi ve bu tutsak yaşamın dayatılması mantığı, Kürt sorunundan bağımsız değildir. 'Biri bizi gözetliyor' gibi bir mantık çözümün ilerletilebilmesi adına kaldırılmalıdır" ifadesinde bulundu.DİHA