1990 yılında askerler tarafından yasak bölge edilen Sigizan (Cevizli) Yaylası, PKK Lideri Abdullah Öcalan öncülüğünde Kürt sorununun çözümünde başlatılan süreç ile birlikte yurttaşların akınına uğradı. 2 bin 500 rakımlı Sigizan Yaylası'na 20 yıl aradan sonra gidebilen yaylacılar, çadırlarını kurdu. Gürkavak (Şagolor), Cevizli (Sigizan) ve Kilimli (Menber) köylüleri tarafından kurulan 20 çadırda yurttaşlar geçmişin acı izlerini silmeye çalışıyor. Yaylada bir tandır evi yapan kadınlar, haftada 3 gün yaktıkları tandırda ekmek ihtiyaçlarını gideriyor. 800 küçükbaş, 15 büyükbaş hayvanın beslendiği yaylada karlar halen erimeden dururken, yurttaşlar yaylaya çıkmanın sevincini yaşıyor. Sigizan Yaylası'nın yanında bulunan Çiyayê Bedeli, Binlisi, Serê Siribiriye, Kanireş, Tengi, Sermirgan yaylalarına ise yurttaşların gidişi "güvenlik" gerekçe engelleniyor. Bir taraftan yaylaya döşenen mayınlarla uğraşan diğer yandan ise yol ve su sorunu yaşayan yurttaşlar, tüm sıkıntılara rağmen hayvanlarını otlatmaya çalışıyor.
'Apo bize çözüm yolu açtı'
1993 yılında askerlerin Gürkavak köyünü boşalttıktan son Yüksekova'ya yerleşen ve çözüm süreciyle eskisi gibi yaylaya çıkan Osman Baştimur adlı yurttaş, "Biz yaşadığımız bu topraklarda yıllarca acı çektik. Daha önce koyun, hayvanlarımız, arılarımız, bağ bahçelerimiz vardı. Ancak devlet bizi buradan çıkarırken, çoluk çocuğumuz da elimizden çıktı. Ama Devlet Apo'nun sayesinde bize çözüm yolunu açtı. Hükümet ve AKP bu süreçte adım atmalıdır. Büyüklerimizden bu yana gidilmeyen yere bu yıl devlet karakollar yapıyor. Aramalar devam ediyor, can güvenliği halen sağlanmamış. Mayınlar temizlenmemiş" dedi. Baştimur, yayla yollarının çok kötü olduğunu ve yapılan su deposunun ise yarım bırakıldığını söyleyerek, il genel meclisinin kendilerine yardım etmesini istedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın barış yolunu açtığını söyleyen ve bu süreçte onurlu barışın sağlanacağına inandığını ifade eden Kilimli (Menber) köyü sakini Havzullah Gündüz, "Biz Menber köylüleri olarak 40 ev buraya geliyorduk. Ancak devlet tarafından dövüldük, işkenceden geçirildik. Direndik, ancak yaylaları sonunda boşaltmak zorunda kaldık. 1993 yılından bu güne kadar defalarca günlerce helikopterler tarafından bu bölge tarandı, yüzlerce hayvanımız telef edildi. Bu günleri Önderliğimizin başlattığı çözüm süreci hatırına unutmaya hazırız. Köylerimiz yeniden inşa edilmelidir. Yollarımız, sularımız onarılsın" dedi.
Yaylaya çıkan yurttaşlar komünal bir yaşamı yaratıyor. Kurulan Sigizan Yaylası Komünü'nün sözcülüğünü yapan Sanya Gündüz adlı yurttaş, "Ne muhtar ne de barıştan söz eden devlet yetkilileri süreci yeniden inşa çalışması yapıyor. Buralarda yüzlerce köy boşaltıldı, yakıldı, binlerce yayla boş. Bunları gündeme getirmek öncelikle muhtarın işidir. Ancak susmuşlar. Devlette yol kontrolleri, tepelerde, dağlarda karakol inşaatlarından vazgeçsin. Güvenlikçi politikaların son 20 yılda iflas ettiğini artık devlet görmelidir. Yıllar sonra yaylaya çıkmanın sevincini yaşıyoruz. Burada her gün belli saatlerde Özgür Gündem gazetesi toplu olarak okunur, Nuçe Tv izlenir, genel değerlendirme yapılır. Burada günlük yaşam komün ruhuyla yaşanılır. Biz bu süreçte Önder Apo'nun yanındayız. Savaşta da barışta da onunlayız" diye konuştu.
Yıllardan beri gidilemeyen ve sürekli çatışmaların yaşandığı, helikopterlerin eksik olmadığı Sigizan Yaylası'na çıkmanın sevinci yaşayan yaylacılar, halay ve şarkılarla bunu kutluyor. 2 torunu PKK saflarında olan ve yıllardır torunlarını görmek umuduyla dağlara baktığını belirten 70 yaşındaki Reyhan Selen, "Tek arzum torunlarımı, Önderlikleriyle beraber özgür Kürdistan'da görmek" diyerek, söylediği klamla yurttaşlara duygulu anlar yaşattı. DİHA