Evrensel gazetesinde yer alan habere göre, işçi ölümlerinin ulaştığı boyutları değerlendiren Yrd. Doç. Nilgün Tunçcan Ongan, açıklanan rakamın vehametin boyutlarını gösterdiğini söyledi. Ölümlerin önlenmesi için ciddi politika değişikliklerinin yapılması gerektiğini dile getiren Ongan, hükümetin ise böyle bir iradesinin olmadığını belirtti. “Bunu nereden anlıyoruz, bütçeye bakıyoruz sermayenin bütçesi olma özelliğini sürdürüyor. Taşeronlaştırma, özelleştirme ve esneklik hızıyla devam ediyor. Bütün bunlar devam ettikçe bu rakamın azalması mümkün değil” dedi. Çocuk işçi ölümlerindeki artışa dikkat çeken Ongan, “İşçi ölümleri artarken, yaş ise düşüyor” diye konuştu. Göçmen işçi ölümlerinin de yükseldiğini kaydeden Öngün, hükümetin politikalarının sadece Türkiyeli işçilerin değil din, dil, ırk, yaş ayrımı yapmaksızın bütün dünya işçilerini tehdit eder hale geldiğini vurguladı.
1800’lü yılları anlattı, ‘fıtratında var’ dedi
Erdoğan, Başbakan olduğu dönemde cumhuriyet tarihinin en büyük iş faciasına ilişkin açıklaması ile büyük tepki çekmişti. “İngiltere’de geçmişe gidiyorum, 1862 bu madende göçük 204 kişi ölmüş. 1866 361 kişi ölmüş İngiltere. İngiltere’de 1894 patlama 290. Fransa’ya geliyorum 1906 dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası 1099. Daha yakın dönemlere geleyim diyorum, Japonya 1914’de 687... Bakın Amerika. Teknolojisiyle her şeyiyle. 1907’de 361. Bu ocakların bu noktada bu tür kazaları sürekli olan şeyler” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürmüştü:
“Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var... Kontrollerle de burası gerçekten gerek işçi sağlığı gerek işçi güvenliği açısından da iyi noktada kömür ocaklarından birisi olarak değerlendirmesi yapılmış ve çalışmalarına devam etmiştir.” Erdoğan’ın fıtrat açıklamasının ardından bölgeye din görevlileri çıkarması yapılırken, sonraki süreçte iş cinayetleri Cuma hutbelerinin de konusu yapıldı. “Önlemini al ama isyan etme” mantığıyla hazırlanan hutbelerde, tedbirde ölçülü olunması, aksi halde Allah’a güveni sarsan bir davranış olacağı ileri sürüldü