Sakarya'da 14 yaşındaki Ö.C.'ye tecavüzden yargılanan 34 kişiden 19 tutuklu sanığın tamamı tahliye edildi. Bir sonraki duruşma 22 Kasım'da görülecek.
Duruşmaya katılmayan dört sanık hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Tahliye olan sanıklara adli kontrol zorunluluğu (haftada bir karakola gidip imza atacaklar) ve yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Sanıklardan bir polis memuru, dava görülmeye başlamadan önce yurtdışına kaçmıştı.
Davaya yayın yasağı getirilirken, Sakarya Baro Başkanı Nihat Nalbantoğlu'nun sanık avukatları arasında yer aldığı öğrenildi. Fethiye'de görülen toplu tecavüz davasında da Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan tecavüz sanıklarının avukatlığını üstlenmiş, arasında devlet memurlarının da bulunduğu sekiz sanık beraat etmişti.
bianet'e konuşan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi'nden Müşir Deliduman, davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söylerken, "Çocukların tahliyesine çok üzülmedik, çünkü onlar suça sürüklenen çocuklar. Fakat sanık polis memuru hakkında hiçbir işlem yapılmamasından dolayı üzgünüz" diye konuştu.
Deliduman, sanık yakınlarının adliye önünde bekleyen kadın örgütlerine karşı tavrının ve sözlerinin "linç girişimine" benzediğini ifade etti.
Mahkeme salonunda avukatlara baskı
Davayı takip etmeye giden avukatlar hem mahkeme salonunda hem de adliye önünde baskıya maruz kaldıklarını söyledi.
Deliduman, sanık avukatlarının kendilerine "Ne işiniz var burada, İstanbul'dan kalkıp gelmişsiniz" dediğini söylerken, "Biz bir hukuk örgütüyüz. BM Çocuk Haklarını korumaya yönelik hükümleri ve CEDAW gereği burada olduğumuzu söyledik. Sonuçta bu davada mağdur bir çocuk ve sanık olan suça sürüklenen çocuklar var. Ayrıca sanıklar arasında üst düzey bir polis memuru mevcut" diye konuştu.
Duruşmayı izleyen avukat Ömer Kavili ise duruşmada söylenenlerin tutanaklara değiştirilerek ve eksik geçirildiğini anlattı, duruşmada tutanak tutma usulünün önemine dikkat çekti.
"Örneğin 'dokunma' denirken, tokat atmak bedene dokunmadır ve yaralama suçudur. Ancak cinsel organa dokunma ve öpme, cinsel ilişkidir ve mağdurun yaşı 15'in altındaysa ceza otomatik olarak 14-15 yıla çıkar. Bu nedenle konuşulanların tutanağa düzgün yazılması çok önemli.
"Bu davada üç ayrı iddianame vardı. Mahkeme ilk dosyada sanıkların tutukluluğunun devamına kararı verdi, ardından dosyaları tek dosyada birleştirdi. Sonra da birleştirilen dosyalar üzerinden bu tek dosya üzerinden en son olarak tahliye kararı çıktı. Oysa ilk bakılan dosyada gerekçe göstererek tutukluluğunun devamına kararı vermişti. Türk adliyesi adil olmayı değil, kurnaz olmayı seviyor."
Bu konu nedeniyle mahkeme salonunda hakimle ve sanık avukatlarıyla gerginlik yaşandıklarını belirten Kavili şöyle konuştu:
"Zorluk çıkarmaya gelmiş avukatlar konumuna getirildik. Duruşma salonunda da adliye önünde baskı gördük. Kadın meslektaşlarımız duruşma arasında dışarıya çıktıklarında sanık aileleri tarafından tehdit edildi. 'O kızı savunmak size mi kaldı? Yapacağınız şeyi iyi düşünün, bir daha sizi burada görmek istemiyoruz, kendinize dikkat edin ' dediler. Polisler yok değil varlar ama sadece adliyenin içini koruyor, avukatların çalışma koşulları bakımından devlet imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereğini yapmıyor."
ÇHD'den suç duyurusu
Duruşmayı ÇHD'den Deliduman, Gülvin Aydın ve Naciye Demir izledi.
ÇHD davaya müdahil olurken, soruşturmanın genişletilmesi için dilekçe verdi. Gerekçesinde ise bu yargılamanın çocuklarla sınırlı olmadığı, sanıklar arasında ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan ve yurtdışına kaçan bir polis memuru olduğu belirtildi. Deliduman, "Bunun arkasında bir takım insanların olabileceği şüphesini taşıdığımızdan dolayı soruşturmanın geliştirilmesi ve derinleştirilmesini istedik" dedi.
ÇHD ayrıca Sakarya valisi ve sorgulama yapan hakim hakkında da suç duyurusunda bulundu. Deliduman, suç duyurusunun gerekçesini şöyle özetledi:
"Vali, polis müdürünün idare amiri olmasına rağmen etkin bir soruşturma yapmamıştır ve polis müdürü yurtdışına kaçmıştır.
"Sorgu hakimi ise şüphelileri sorguladığında çocuklar hakkında tutuklama veriyor fakat işin içinde en şüpheli olan kişi polis müdürü ancak serbest bırakılıyor ve polis yurtdışına çıkış yapıyor. Bu şüphe verici bir durum."
Deliduman duruşmada yaşananları şöyle değerlendirdi:
"Umduğumuz sonuç çıkmadı. Mağdure mağdureliğiyle kaldı ama biz bunu böyle bırakmayacağız. Etkin bir yargılama olmadı. Sanıklar arasında kamu görevlileri varken, muhtemelen suça sürüklenen çocuklardan birkaçı ceza alacaktır ama iş asıl hedefe gitmeyecek, bu davada erkek egemen kültürün ve kadın ve çocuklara yönelik ayrımcılığın bir göstergesi olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Çünkü yargılamanın, idarenin ve sanık yakınlarının tavrı hep aynı yöndeydi."
Ne olmuştu?
Sakarya'da geçtiğimiz haziran ayında 14 yaşındaki Ö.C, 34 kişinin cinsel istismar ve tecavüzüne uğradığı gerekçesiyle koruma altına alındı.
Yaşları 14 ile 19 arasında değişen 20 sanık tutuklu, 14 sanık ise tutuksuz olarak yargılanıyor. Tutuksuz sanıklar arasında Sakarya Emniyeti'nde görevli iki polis de var. Emniyet şube müdürü olarak çalışan polislerden biri 'cinsel ilişki için mekân bulmak'tan, diğeri ise küçük kızla 'cinsel ilişki kurmak'tan gözaltına alındı. Ancak ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılan polislerden N.Ş.'nin yurtdışına kaçtığı biliniyor.
Ayrıca kadın gazeteciler ortak bir metin hazırlayarak "Bu davanın takipçisiyiz" dedi. / Bia