Botan halkının gözü bizde!
Botan halkının gözü bizde!
Evlerini terk etmek zorunda kalan Şirnex halkını kaldıkları çadırlarda ziyaret eden HDP Milletvekili Osman Baydemir, Botan halkıyla dayanışmayı büyütme çağrısını yineleyerek, "Şu anda Botan halkının gözü örneğin Amed'tedir, Wan'dadır, Serhat'tadır, Riha'dadır. Kimin elinden ne geliyorsa mutlak süratle bu yaraların sarılması konusunda bir çaba, gayret içerisinde girmelidir" dedi.
'Zulmün ulaştığı boyutu ortaya koyuyor'
Baydemir, halkın son derece zor ve zahmetli şartlarda bir yandan onur mücadelesi bir yandan da yaşam mücadelesi verdiğini belirterek, "Kasrik Boğazı'ndan Şırnak'ın girişindeki Sanayi Bölgesi'ne kadar yolun sağında ve solunda en az 2 bin 800 ailenin son derece zor ve zahmetli koşullarda yaşam mücadelesi verdiğine tanıklık ettik. Yaklaşık 30 bin nüfustan bahsediyoruz. Çadırlarda ve derme çatma barakalarda yaşam sürdürülüyor 21'inci yüzyılda. Bir nevi zulmün ulaşmış olduğu boyutu da ortaya koyuyor" diye konuştu.
İhtiyaç listesi
Halkın acil ihtiyaçlarına değinen Baydemir, barınma için çadırların birinci derece de önem arz ettiğini vurgulayarak, "Mutlak süratle barınma sorununu tedarik etmemiz gerekiyor. Çadırın içerisine serilebilecek hasıra ihtiyaç var. İnsanların zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ev eşyalarına ihtiyaç var. Bununla birlikte önümüz Ramazan ayı. Her bir çadırda bir aileyi esas aldığımızda bu en az 10 kişilik nüfus demektir. Mutlak süratle gıda için en az bir aylık yetebilecek iaşe paketi oluşturulmalı. Acil ihtiyaç var. Bunun yanında temizlik malzemelerine büyük bir ihtiyaç var" dedi.
Bölgeden döner dönmez ilk işlerinin bu ihtiyaçların hızlı bir şekilde tedariki konusunda çaba sarf edeceklerini söyleyen Baydemir, "Bu sorun çözülünceye kadar, asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Bu yaşadıklarımızın da yaşanan savaşın sonucu olduğunu da asla bilincimizden çıkarmayacağız" ifadesinde bulundu.
Ortadoğu'nun tamamında büyük bir travmanın olduğunu hatırlatan Baydemir, şöyle devam etti: "Ama Kürt halkının belki yüz yıllık esaret tarihini, pratiğini, gerçekliğini ortadan kaldırabilecek ve bin yıllarca özgürce, eşitçe, kardeşçe yaşam sürdürebileceğimiz bir zaman diliminden de geçiyoruz. Eğer bu zaman dilimi, bu ödenen bütün değerler, şu anda halkımızın yaşamış olduğu zorlu zahmet siyaseten bir nihai barışa, özgürlüğe eğriltilmezse bu zulme, kayıtsız kalmak evlerimizin yıkılması yüz yıl daha sürecek. O açıdan da bu zor günleri ancak ve ancak dayanışma ile aşabiliriz."
'Çağrımız devlete değil halkımızadır'
Mağduriyete sebep olan devletten beklentilerinin olmadığını da dile getiren Baydemir, şunları söyledi: "Halkımızdan halkımıza çağrımız var. İnsanlarımızdan insanlarımıza çağrımız var. İnsanlığın vicdanından insanlığın vicdanına çağrımız var. Yaralarımızı kendi elimizler ancak kendimiz sarabiliriz. Kürdistan halkına başta Botan halkı olmak üzere, baskı ve zulüm altında olan halkımızla, aynı zamanda insani olarak dayanışmaya davet ediyorum. Şu anda Botan halkının gözü örneğin Amed'tedir, Wan'dadır, Serhat'tadır, Riha'dadır. Kimin elinden ne geliyorsa mutlak süratle bu yaraların sarılması konusunda bir çaba, gayret içerisinde girmelidir."
'Yaşanan trajedinin faili devlettir'
Evlerini terk etmek zorunda kalan ailelerin, çocukların, kadınların maruz kaldığı saldırı ve yaşanan trajedinin faili devlet olduğuna dikkat çeken Baydemir, "Bu yaranın sarılması halkın dayanışma duygusu olacaktır. Bu açıdan devlete bir çağrım yoktur. Zaten yıkımı gerçekleştiren, bu acıyı, travmayı yaşatanlardan her hangi bir medet ummama adına ben duruşu ve çağrıyı ortaya koyuyorum" şeklinde konuştu.
Davutoğlu'na 'helal'lik yanıtı
Görevden alındıktan sonra "Hakkınızı helal edin" diyen Davutoğlu'nun sözlerini hatırlatan Baydemir, Kürt halkının hakkını helal etmeyeceğini söyledi: "Bugün Fırat'ın, bugün Dicle'nin, bugün Cudi'nin eteğinde o evsiz, barksız bırakılan 60 yaşındaki, 70 yaşındaki neneler sizlere hakkını helal etmeyecektir. Evladı gözleri önünde katledilenlerin hakkı ilelebet üzerinizde olacaktır. Halkımızın da bu manada şüphesi olmasın, insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmayacaktır. Bir gün bunlar mutlaka bu coğrafyada yargılanacaklardır. Bir diğer hususta Mahkeme-i Kübra'da yargılanacaklardır. Bu halkın yetim bırakılan evlatlarının, evsiz bırakılan, habitatı yıkılan insanların iki eli bu zalimlerin yakasında olacaktır. Başkanlık ideali uğruna, teklik ideali uğruna bu coğrafyayı yakıp, yıkanlar muratlarına da eremeyeceklerdir. Onlarda kendilerinden öncekiler gibi zulümlerinin kurbanları olacaklardır. Bu zor günlerde Kürt halkının biri birine sıkı sıkıya sarılmaktan başka bir çıkar yolu yoktur."
Baydemir, son olarak, dayanışma için yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevlerin düştüğünü dile getirdi. DİHA