Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın açıklamalarına göre, Türkiye'de 55000 Mwat elektrik üretilirken, bunun yüzde 15'i kaçak ve kayıp elektrik kullanımı düşürüldüğünde, geriye kalan 19000 MWat ihraç ediliyor. Bu durumda Türkiye'nin elektrik ihtiyacı olmadığı anlaşılıyor. Elektrik ihtiyacı olmadığı halde doğası, zeytini, kıl keçisi ile meşhur olan Karaburun yarımadasında, 1800'leri bulacak RES'lerin yapımına başlandı.
RES yapımının verdiği ve vereceği zararlara ilişkin Karaburun Yarımadası Ortak Yaşam Platformu Sözcüsü Cevat Ilgaz ANF'ye değerlendirme yaptı.
'KARABURUN'DA YAŞAM ALANI KALMAYACAK'
Ilgaz, Karaburun ilçesinin 432 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olduğuna dikkat çekerek, ilçenin büyük bir bölümünün zeytincilik ve nesli tükenmek üzere olan kıl keçileriyle hayvancılık yaparak yaşamını idame ettirdiğini söyledi. Böylesi bir yarımadanın 264 kilometre karesinin RES ile donatılmak istendiğini ifade eden Ilgaz, alanın içerisine 1200 adet RES'lerin dikileceği ve bu RES'lerin her birinin pervane boyunun 86 m olduğunun altını çizdi.
'KÖYLÜLER ZORUNLU GÖÇE UĞRUYOR'
RES'lerin köy yerleşim alanlarının içine ve hatta köyde bulunan mezarlıkların içerisine dahi dikilmesinin planlandığını belirten Ilgaz, "Lodos Enerji Şirketi, Yayla köyümüzü tel örgülerle çevirip, tarlasına giden köylülere kimlik sorma gibi pervasızca bir şekilde baskı kurarak, köylülerin köyünü terk etmesini istemektedir. Yani zorunlu göçe zorlamaktadır. Bu bugün Yayla köyümüzün yasadığı gerçektir. Şimdi ise Haseki, Tepeboz, Kösedere, İnecik ve Eğlenhoca köylerimizin de yaşayacağı bir gerçek olacaktır" dedi.
'RES'LER KENDİNE ÖZGÜ HASTALIKLARA YOL AÇIYOR'
Karaburun yarımadasında RES'ler yapılırken doğanın ve tarım alanlarının yok edildiğini dile getiren Ilgaz, üzerinde RES yapılan toprağın altında 2 metre derinliğinde ve 5 metre eninde birbirine bağlantılı olarak, yeraltına döşenen yüksek gerilim hattı kablolarının, eko sistem içerisinde bulunan bütün canlıların yaşamını yok ettiğini aktardı. Karaburun'a gelişiyle birlikte RES'lerin doğa ve insan hayatında yarattığı olumsuzlukları araştırdıklarını belirten Ilgaz, 'yerleşim alanlarına kurulan tribünlerin çalışmasıyla birlikte bu alanda bulunan canlı-cansız her şeyin zarar göreceğini ve ölümlere yol açılan birçok hastalığa neden olunacağını' vurguladı.
Ilgaz, Amerika'da araştırma yapan Dr. Nina Pienport'un, yerleşim alanlarında kurulan tribünlerin insanlarda 'Rüzgâr Tribün Hastalığı (Wind Tribune Sendrom)' adında bir hastalığa yol açtığını tespit ettiğini de aktardı.
'ZEYTİNİN DOĞALLIĞI KALMAYACAK'
RES'lerin, tarımsal zararlarının da olduğuna işaret eden Ilgaz, "Zeytin tarımı ile uğraşanların çoğunun bilmediği çok önemli bir konuyu da öğrenmiş olduk. Yarasalar. Oysa bu tarımla uğraşanlar yarasaların zeytincilikte olmazsa olmazlarının arasında olduğunun farkında değiller. Bir yarasa gece 1000 ile 1200 adet zeytin zararlısını yiyerek besleniyor. Bu nedenle bizler Karaburun'da zeytinlerimizi ilaçlamıyoruz, toprağımızı verimliliğimiz artsın, diye suni gübre kullanmıyoruz. Oysa bu yarasalar öldüğü takdirde zeytinlerimizin doğal seleksiyonu ortadan kalkacaktır. Buna karşılık tarım ilaçları kullanacağız. Tarım ilaçları verimliliği düşürmesin, diye suni gübre kullanımına yöneleceğiz" diye belirtti.
'ÖNCE AVM'LERİ KAPATSINLAR'
'Tarım şirketlerine daha çok yönelip onlara daha çok para kazandıracaklarını' ifade eden Ilgaz, Karaburun yarımadasının zeytincilik yaparak geçindiğini, ülkenin en iyi ve doğal zeytinlerinin burada yetiştiğini açıkladı. "Karaburun'da zeytinciliğin ölmesi, Karaburun'un ölmesi anlamına gelir" diyen Ilgaz, elektrik enerjisi üretimi için bu bölgeye toplamda 12 adet RES'in yeterli olacağını söylerken, "Bu bölgeye 1200 adet RES'in yapılması demek yaşam ve doğal alanlarımızın katliamı demektir. Bütün bunlar ne için? AVM'ler için, ne için? AB’nin enerji ihtiyacını karşılamak için. Bu kadar elektrik enerjisi ihtiyacımız varsa önce AVM’leri kapatsınlar. Çünkü bir AVM’nin bir günde tükettiği elektrik enerjisi 100'er haneli 20 köyün tükettiği elektrik enerjisi karşılığıdır" diye ekledi.
Karaburun Yarımadası Ortak Yaşam Platformu Sözcüsü Cevat Ilgaz, RES’lere karşı eylemlerini sürdüreceklerini bildirdi.