Bombalı saldırıdan yaralı kurtularak Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yatırılan Çukurova Üniversitesi öğrencisi Adnan Karataş ve İstanbul Üniversitesi öğrencisi Uğur Gümüşkaya’nın aileleri önceki gün hasta hizmet servisi ve Genel cerrahi sekreterliğinden çağırıldılar. İki aileden de, çocuklarının sağlık güvencesi olmadığı gerekçesiyle tedavi ücreti talep ettiler.
Patlamada kuzeni Emre Karataş’la birlikte yaralanan Adnan Karataş’ın ailesine 300 lira ödemeleri gerektiği bildirildi. Emek, demokrasi, barış mitingine büyük umutlarla geldiklerini ancak bombalı saldırıdan kurtulup şimdi de hastane masrafıyla karşılaştıklarını söyleyen Adnan Karataş, elindeki belgeyi göstererek hastane kayıtlarında “ücretli” olarak gözüktüğünü belirtti. Karataş, bu durumla ilgili bir düzenleme yapılmazsa birkaç ay sonra tedavi için bir hastaneye gittiklerinde kendilerinden yine para istenileceğini dile getirdi.
Baba Bünyamin Karataş ise tedavi masrafını öğrendiklerinde şok olduklarını söyledi. Katliamda yaralanan oğlu ve yeğeni için uğraşırken bir de böyle bir durumla karşılaşmanın psikolojilerini de alt üst ettiğini belirten Karataş yetkililere seslenerek, “Çocuklarımıza terör mağduru deniliyorsa nasıl olur da para isteniyor” diye tepki gösterdi.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesini aradığımızda ise ismini vermek istemeyen bir yetkili, “Hasta ve hasta yakınları hâlâ hastanede. Hastanın tedavisine devam ediliyor. Biz herhangi bir ücret talebinde bulunmadık” diye konuştu.
26 BİN LİRA İSTENMİŞTİ
Uğur Gümüşkaya’nın babası Erol Gümüşkaya ile görüşen hastane yetkilileri ise oğlunun 25 yaşında olması nedeniyle sağlık güvencesinden yararlanamayacağını belirterek 26 bin TL masraflarının olduğunu söylemişti. Patlamada yaralanan birçok kişi gibi hastaneye acil bölümünden giriş yaparak ameliyata alınan Uğur Gümüşkaya için çıkarılan masraf, ailenin tepkisine neden oldu. Baba Gümüşkaya, hastane yetkilileriyle yaptığı görüşmede kendisinden para istenmediğini, ancak bakanlık tarafından olayla ilgili herhangi bir genelge gelmediği için bu masrafın çıkarıldığını söyledi.
‘ADLİ VAKA’ DEDİLER
Kendisinin 4/C mağduru bir TEKEL işçisi olduğunu söyleyen Gümüşkaya, sağlık güvencesi olmasına rağmen patlamada yaralanan oğlunun sağlık güvencesinden yararlanamamasına tepki gösterdi. Gümüşkaya, “Hastane yetkililerine bunu ödemeyelim ama buradan sonraki tedaviler için hastaneye gittiğimde ne yapacağım diye sorunca, diğer hastanelerde de hastanın ‘adli vakada yaralanmış olduğunu’ söylememi istediler. Benim oğlum sokak kavgasına bıçaklanmadı. Bombalı katliamdan zor kurtuldu. Bağırsakları hâlâ dışarıda, vücudunda 6 tane bilye var. Devlet bile bunun terör olayı olduğunu söylüyorsa bizden nasıl para istenir?” dedi. Oğlunun uzun bir tedavi süreci olduğuna dikkat çeken Gümüşkaya, birkaç ay sonra bir hastaneye gittiklerinde de güvencelerinin olması gerektiğini vurguladı. Bombalı saldırıdan yaralı kurtulanların hastane masrafları için yasal düzenleme yapılması ve bunu belgeleyen kartların çıkartılması gerektiğini dile getiren Gümüşkaya, “12 gündür hastanedeyiz ve bu travmayı atlatamadım. Şimdi de utanmadan bizden para isteniyor” dedi.
‘HÜKÜMET KORUYAMADI BİR DE TEDAVİ PARASI İSTİYOR’
Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Özden Şener, Sağlık Bakanının ‘Hastanelerde rehin kalmak yok’ dediğini hatırlattı. Şener, yaralılar ve ailelerine çıkarılan faturaya ilişkin şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti hükümeti burada ne yapmış oluyor? Öncelikle demokratik hakkını kullanan birisini koruyamadı ve bir bombaya engel olamadı. Patlamayla yurttaşlar yaralandı. Bu insan devlet güvencesinde; zaten devlet önlem alamadığı için başlarına geldi bu durum. Dolayısıyla şimdi bunun mağduriyetini ikinci kere yaşatacaklar. İnsanlar sağlıklarından oldular; uzuvlarını kaybettiler, kimileri hâlâ tedavi görüyor. Ömürleri boyunca bedenlerinde ve ruhlarında katliamın etkisini yaşayacaklar. Ama bir de diyorlar ki, ‘Bu tedavi için para ver.’ Kim diyor bunu, yine Sağlık Bakanlığının bir hastanesi. Hükümet koruyamadı, şimdi tedavinin parasını da istiyor. Yorum kalmıyor buna.”
‘BELGELERİ ULAŞTIRSINLAR’
Yurttaşların bu durumla karşılaştıklarında ne yapacağıyla ilgili de bilgi veren Şener, mitingi düzenleyen DİSK, KESK, TMMOB, TTB ile birlikte Türkiye Barolar Birliği ve diğer kitle örgütlerinin bütün bu sorunlarla ilgi bilgi aldığını aktardı. “Belgeleri mutlaka bu örgütlere ulaştırsınlar” diyen Şener, hukukçuların bu şekilde hukuki destek sağlayabileceğini dile getirdi.Evrensel