Nadir de olsa bel ağrısı başka bir hastalık belirtisi olarak başlayabileceği için, bel ağrısı atağı geçiren kişinin mutlaka bir hekime başvurmasında yarar olduğunu ifade eden Genç, “Ağrıyla beraber seyreden ateş, terleme, kilo kaybı gibi belirtilerin eşlik etmesi, enfeksiyon hastalığı yada ciddi hastalığın habercisi olabilir. Bel ağrısının doğal seyri kendiliğinden iyileşmektir. Fakat bu ağrılı dönemin daha rahat geçirilmesi için çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Kısa süreli (4 gün) yatak istirahatı, ağrı kesici ve adale gevşetici ilaçlar bu önerilerden bazılarıdır. Akut ağrı atağında kısa süreli yatak istirahatı, belin üzerine binen yükü azaltacağı için yararlıdır. Ancak yatak istirahatı 4 günü geçerse, omurganın etrafında bulunan destek kasları zayıflayacağından, yarardan çok zarar verebilir. Sanılanın aksine sert bir zeminde yatak istirahatı uygun değildir. Önemli olan yatağın konduğu zeminin sert olmasıdır. Bel ağrı tedavisinde önerilen ağrı kesici ilaçlar genellikle yangı giderici, yani ağrı hissine neden olan bazı kimyasal mekanizmaları engellemeye yönelik ilaçlardır. Unutulmaması gereken en önemli nokta, bel ağrısı için yapılan bütün tıbbi tedavi yöntemleri ağrı kaynağını ortadan kaldırmaz, ağrının hissediliş derecesini azaltır” şeklinde konuştu.
Bel ağrısında ciddi durumları Genç şu şekilde dile getirdi: “Bacakta güç kaybı hissedilmesi, ayakta halıya ve merdivene takılma, İdrar yapmakta veya tutmakta güçlük, makat bölgesini içeren uyuşukluk hissi, kısa mesafe yürüyüşlerde bile her iki veya tek bacakta gelişen uyuşukluk, yorgunluk hissi, 6 hafta geçmesine rağmen geçmeyen bel ve/veya bacak ağrısı varlığında, bel ağrısına ateş yüksekliği, terleme ve kilo kaybı eşlik ettiğinde durum ciddidir ve mutlaka bir hekime başvurulması gerekmektedir. Özellikle idrar yapma güçlüğü veya makat bölgesinde uyuşukluk yakınmaları geliştiği zaman veya bacakta belirgin güç kaybı gelişirse, acil cerrahi girişim endikasyonu vardır. Bu durumlarda sinir dokusu basısı ciddi boyutlarda olduğu için, erken dönemde yapılacak cerrahi girişim yakınmaların düzelmesini sağlayabilir. Zaman geçtikçe yakınmaların kalıcı olma olasılığı yükselir. Bel fıtığının ameliyat ile tedavi edilmesinde birçok yöntem bulunmakla birlikte tüm dünyada kabul gören ve en etkin olan yöntem mikro cerrahi ile diskektom yöntemidir. Doğru tanı, doğru zamanlama ve doğru cerrahi yöntem ile tedavide ki başarı oranı yüzde 95 düzeyindedir. Cerrahi tedavi ile hastada bulunan nörolojik kusurların düzelmesine ve en erken zamanda hastanın günlük aktivitesine dönüş, ameliyat sonrası doku iyileşmesini takiben uygulanan fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarıyla bel ağrısının ve bel fıtığının tekrarlamaması amaçlanmaktadır.”İha