Yüksekova Güncel

Yüksekdağ: Böldüğünüz her parçamız yine özgürlük diyecek

Politika

Mersin'de Ankara katliamında yarananları ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, siyaseti ve yaşamı savaşla zehirlediklerini ve savaşın karşısında halkların panzehirinin barış olduğunu belirterek, "Bu gücü dağıtmaya ve bölmeye çalıştılar. İşte bunun için evlatlarımızı paramparça ettiler.

Bizi bin barçaya bölseniz yine birleşeceğiz her parçamız yine özgürlük yine barış diyecek" dedi. KCK'nin eylemsizlik kararına dikkat çeken ve barış sürecinin kapılarının aralandığı bir süreçte bombaların patlatıldığını ifade eden Yüksekdağ, "Hani silahların susmasını istiyorlardı neden bu katliamın gerçekleştirilmesinin önüne geçmediler?" diye sordu. 
HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Mersin'den Ankara'ya giden ve katliamda yaralanan yurttaşları evinde ziyaret etti. Ziyarette konuşan Yüksekdağ, bu kadar hakikat ve insanlık değerlerini yerle bir etmiş bir siyaset ile karşı karşıya olduklarını, katliamların sorumlusunun AKP dedikleri için siyasi iktidarın temsilcileri tarafından zehirli bir dil kullanmakla itham edildiklerini belirti. "Öfkemizde büyük acımızda kimse bize bu öfkenin hesabını soramaz" diyen Yüksekdağ, ana akım medyayı da eleştirerek, "HDP'ye sansür getiren ana akım medya bu ölümlerin sorumlusunun bulmak istiyorsa bütün basın merkezleri, devletin ilgili birimleri ve merkezi gitsinler barış şehitlerinin cenazelerine karılsın eğer yüzleri tutuyorlarsa gitsinler o annelerin feryadına kulak versinler. Bu katliamın sorumlusu saray ve AKP iktidarından başkası değildir" diye konuştu.
HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Ankara katliamında yaralanan HDP Akdeniz İlçe Eşbaşkanı, Leyla Özmen, Gule Bakırhan ve Esma Oğuz'u evlerinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından HDP Akdeniz İlçe Örgütü binasına geçen Yüksekdağ, katliamda aldıkları hafif yarananlarla bir araya geldi. Sonrasında Toroslar ilçesinde bulunan Merkezi Seçim İrtibat Bürosu'na geçen Yüksekdağ, yüzlerce yurttaş tarafından karşılandı. Burada konuşan Yüksekdağ, Türkiye'nin dört bir yanına cenazelerin gittiğini ve Türkiye halkları üzerine ölüm sessizliği çöktüğünü belirterek, karanlığın barış ile dağıtılabileceğini söyledi.
'Kurbanı cellat ilan edecek kadar saygısızlık içindeler'
Savaş siyasetinin karşısındaki en büyük direnişin barış olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, Saray ve AKP'den beslenen savaş siyasetinin barışın sesine tahammül edemediğini kaydetti. Yüksekdağ, "Bu süreçte yüzlerce canımızı yitirdik ve kadınlarımız, gençlerimizin bu savaş siyasetine kurbanı edilmesine, Ankara'nın göbeğinde bombaların patlamasından bizleri sorumlu tutuyorlar. Karşımızda bu kadar kirlenmiş bu kadar hakikat ve insanlık değerlerini yerle bir etmiş bir siyaset var. Hesap vermemek için kurbanı cellat ilan edecek kadar büyük bir aymazlık ve saygısızlık içindeler. Kullandıkları o ahlak dışı dille, yüzlerce, binlerce, milyonlarca yurttaşın acısını yaşamasına izin vermiyorlar. Diyarbakır, Reyhanlı ve Suruç katliamının faillerini açığa çıkarmayan bu siyasettir. Failleri açığa çıkarmıyorsanız failleri koruyorsunuz, failleri koruyorsanız katil sizsiniz demektir. Her gün cenazemizi toplamak pahasına bu gerçeğin üstünü örtmeye çalışıyorsunuz ama bizler cenazelerimizi toplarken sizin yalanlarınızın karşısında gerçekleri söylemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. 
'Siyaseti ve yaşamı savaşla zehirlediniz'
Başkan Davutoğlu'nun "Suruç katliamının faillerinin yakaladık ve adalete teslim ettik" sözlerine dikkat çeken Yüksekdağ, "Yakaladık" dedikleri kişinin canlı bomba olduğunu hatırlattı. "Siz bu siyaseti ve yaşamı savaşla zehirlediniz" diyen Yüksekdağ, savaşın karşısında halkların panzehirinin barış olduğunu söyledi. Barış için direndiklerini vurgulayan Yüksekdağ, Ankara'ya giden on binlerin tek suçunun da barış olduğunu kaydetti. 
Yüksekdağ, savaşın karşısına tek gücü birlik ve beraberliği olanların birliğini parçalamaya çalıştıklarını ancak bu gücün parçalanmasına izin vermeyeceklerini söyledi. 
'Kimse bize öfkemizin hesabını soramaz'
Öfkelerinin de acılarının da büyük olduğunu ve kimsenin kendilerine bu öfkenin hesabını soramayacağını belirten Yüksekdağ, ana akım medyayı "HDP'ye sansür getiren ana akım medya bu ölümlerin sorumlusunun bulmak istiyorsa bütün basın merkezleri, devletin ilgili birimleri ve merkezi gitsinler barış şehitlerinin cenazelerine baksın, eğer yüzleri tutuyorlarsa gitsinler o annelerin feryadına kulak versinler. Bu katliamın sorumlusu saray ve AKP iktidarından başkası değildir" diyerek eleştirdi. 
'Bin parçaya bölseniz de yine barış diyeceğiz'
"İyi çocuklar" diye besledikleri destekledikleri ve kendi gladyolarının içinde devşirdikleri DAİŞ çetelerinin bugün bu katliamları gerçekleştirdiklerini ifade eden Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Kimse bu halkı aptal yerine koymasın. Bizler halkımızın ulaştığı bilinç düzeyinin bu savaş ve katliam düzeninin yargılayacak ve değiştirecek güçte olduğunu çok iyi biliyoruz. İşte onlar bu güçten korkuyorlar. Bu gücü dağıtmaya ve bölmeye çalıştılar. İşte bunun için evlatlarımızı paramparça ettiler. Bizi bin barçaya bölseniz yine birleşeceğiz her parçamız yine özgürlük yine barış diyecek." 
'Yeni bir sürecin kapıları aralandığı bir süreçte bombalar patlatıldı'
Hiçbir şeyin tesadüf olmadığını ve KCK'nin eylemsizlik ateşkes ilan ettiği gün bu katliamın gerçekleştirildiğini söyleyen Yüksekdağ, "Hani silahların susmasını istiyorlardı neden bu katliamın gerçekleştirilmesinin önüne geçmediler" diye sordu. Çatışmasızlığın ve yeni bir barış sürecinin kapılarının aralandığı zaman bombaların patladığını dile getiren Yüksekdağ, katliamı protesto edenlerin üzerine saldıranların Adana'da 3 buçuk yaşındaki çocuğu dahi annesinin kucağında katlettiğini aktardı. 
Yüksekdağ, şunları aktardı: "Bizler kazandıkça onlar kaybedecek, bizler büyüdükçe onlar tarihin çöplüğüne gidecekler. Bizler yaralarımızı sararak, acılarımızı paylaşarak, dik durarak ve direnerek bu karanlık günlerden geçeceğiz ve aydınlık günlere çıkacağız."DİHA

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.