Kılıçdaroğlu’nun bu konularda yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
Açıklanan 10 madde
“Açıklamayı 10 maddeyle şekillendirdiler. On maddeyi de okudum. İçinde, özgürlük diyor, barış diyor, herşey diyor. Soyut kelimeler, bunlara karşı çıkacak halimiz yok. Özgürlük, barış geldi de biz karşı mı çıktık.
Peki bu şifreli metnin arkasında ne var? Onu bilen var mı? Onu biz bilmiyoruz. Bir gazeteci arkadaşımız 10 maddenin şifrelerini yazdı.
Benim merak ettiğim nokta şu; hani özgül ağırlığı olan birisi vardı biliyorsunuz, ‘benim özgül ağırlığım var, ben sıradan bir milletvekili değilim.’ Soruyorlar, ‘ortak açıklama mı yapacaksınız?’ ‘Hayır ortak açıklamaya yapmayacağız.’ Tam ertesi gün ortak açıklama yaptılar. Böylece bir gram inmiş özgül ağırlığı, sıfırlanmış oldu. Açıklamayı yaptılar.
Benim merak ettiğim bir soru var; bu açıklama konusunda bir mutabakat var mı? Eğer varsa ayrıntıları nedir, bunu bilmek isteriz, bir mutabakat yoksa neden HDP ile AKP bir birini suçlamaya başladı. Nedir bu olay? Kamuoyu bilmiyor. Açıklamalar, yarım ağızla, şifreli yapılıyor.
Bu anlayışla ben barışın geleceğine inanmıyorum. Güvensizlik üzerine inşa edilen bir süreç, Türkiye’ye barış getirmez. Hemen arkasından açıklama yapıldı, ‘Barışın önündeki en büyük engel, AKP’dir’ diye. AKP kanadından açıklama yapıldı, ‘En büyük engel HDP’dir’ diye. Açık ve net söyleyeyim; AKP ile HDP arasında bir seçim işbirliği var ve bu işbirliğini götürmek istiyorlar.
Müzakere süreci
Bu sorunu çözmek için adres Kandil veya bir başka yer değil, adres TBMM’dir. Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun çıkarıldı.
Kanunun “Ç” maddesinde alınan kararlara ilişkin kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesi yazıyor. Ancak bugüne kadar hükümet kanadından bir açıklama duymadık.
Son yapılan açıklama hükümetin açıklaması mı? Hayır. Abdullah Öcalan’ın açıklaması. Hükümet nerede, niye bir açıklama yapmıyor.
Çözüm için 4 şart
Bu sorunu çözmek isteyenler dört şarta uymak zorundadır. Bir; samimi ve dürüst olacaksınız. Samimi ve dürüst değiller. İki; gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. İki tarafın da gizli, kişisel ajandaları var. Üç; millete izah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Öyle angajmanlar var ki anlaşılıyor ki açıklama yapmaktan korkuyorlar. Dört; CHP’ye ve diğer muhalefete bilgi vereceksiniz.
Bu dört şarta uyarsanız bu sorunu çözme noktasında sağlıklı bir iradeyi ortaya koyarsanız. Bu dört şart uygulanıyor mu? Hayır uygulanmıyor. Tam bir aldatmaca, seçim yatırımı. Bütün yurttaşlarımın bunu bilmesini isterim.
Peki Abdullah Öcalan açıklama yaptı. Oturuldu Dolmabahçe’de okunuldu. PKK silah bıraktı mı? ‘Bırakmayacağız’ diyor. Peki ozaman sormak gerekiyor, silahların gölgesinde siz nasıl yapacaksınız bunu. Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; barışı istiyoruz, memlekette huzur istiyoruz, herkesin düşüncelerini açıklamasını istiyoruz, biz demokrasiden yanayız, ama bu olay bu yolla bu yöntemle asla çözülmez.
Seçim barajı
Hükümet samimiyse seçim barajını kaldrmalı.
Bu konuda AK Parti ve HDP’den ses çıkmıyor. Bütün aydınlara, kendisini solcu görüp, etnik kimlik üzerinden siyaset yapanlara, hepsine sesleniyorum, bir; Türkiye’nin en temel sorununu CHP çözer bunu herkes çok iyi bilsin.
Seçim barajı demokrasinin önündeki en ciddi engel. Hükümetin bu yönde vereceği bir teklife her türlü desteği sunacağız. Bu konudaki Anayasa değişikliğine bile onay vereceğiz.
Yüreğiniz varsa gelin. Bunları yapmıyorlar, kendi aralarında pazarlıklar var, o pazarlıkları götürüyorlar, suçlanacak kişi olarak da CHP’yi görüyorlar. Buradan Kürt kökenli vatandaşlarıma sesleniyorum; Diyarbakır, Hakkari, Urfa, Bitlis… Nerede yaşıyorsanız, İstanbul, İzmir… Samimi ve dürüstüz, ahlaklıyız, demokrasiyi istiyoruz, etnik kimlik üzerinden siyaset yapmıyoruz, seni ikinci sınıf yurttaş görmüyoruz, birinci sınıf demokrasi herkes için gelsin, hepimiz için gelsin.”