Meclis’te Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Leyla Zana, yeminine Kürtçe sözlerle başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da dönerek yine Kürtçe olarak, “Bi hevîya aşîtî kî bi rûmet û mayînde… (Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla)” dedi.
Daha sonra yemin etmeye başlayan Zana, yemin metnini okurken “Türk milleti” vurgusu yerine “Türkiye millet,” ifadesini kullandı.
Daha sonra Geçici Meclis Başkanı Deniz Baykal, Zana’yı uyardı. Ancak Zana, Baykal’ın çağrısına karşılık vermedi ve kürsüden ayrıldıktan sonra Meclis Genel Kurulu’nu terk etti.
Yemin metninin aynen okunması gerektiğini söyleyen Baykal, Zana’nın yemininin geçerli olmadığını söyledi.
Baykal, Zana’nın istemesi halinde tekrar yemin edebileceğini ifade etti.
Zana’nın yemininin Baykal tarafından geçersiz sayılması üzerine Meclis’te alkış sesleri yükseldi.
Zana’nın 1991’deki yemini ve sonrası
Leyla Zana, 1991 yılında milletvekili yemini ettikten sonra, Kürtçe, ”Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği adına ediyorum” ifadesini kullanmıştı. Mecliste’ki diğer milletvekillerinin sözlü saldırılarına maruz kalan Zana ve Orhan Doğan 4 Mart 1994’da Meclise giren polisler tarafından zor kullanarak gözaltına alındı. Selim Sadak ise, 1 Temmuz 1994’te gözaltına alındı ve 12 Temmuz 1994’te tutuklandı.
8 Aralık 1994 tarihinde Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), “PKK talimatları doğrultusunda bölücü faaliyet yürüttükleri” iddiasıyla Zana ve diğer DEP’lileri eski Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. maddesi uyarınca 15’er yıl ağır hapis cezasına mahkum etti. Kararlar, 26 Ekim 1995’te Yargıtay’ca onandı.
Yapılan itiraz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay, DEP’li vekiller hakkında yürütülen infazın durdurulmasına ve salıverilmelerine karar verdi. DEP’liler dokuz yılı aşkın bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmişlerdi.
Meclis yemini
TBMM’de milletvekillerinin ettiği yeminin tamamı şöyle:
”Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.” İMC