Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, HDK'ye yönelik yargı tehdidi üzerine yazılı açıklama yaptı.
HDK'nin hiçbir meşru ve yasal dayanak olmaksızın Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nca, “terör örgütü” olmakla suçlandığına dikkat çeken Tuncel ve Kürkçü, şu bilgileri verdi: "Savcılık iddianamesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi ve “Halkların Demokratik Kongresi Örgütü” davasının ilk duruşması 7 Temmuz’da görüldü. 2011-2013 arasında yürütülen soruşturmanın sonucu olarak 2015’te açılan dava iddianamesinde, savcılık HDK’yi “terör örgütü” olarak tanımlarken, etkinliklerde yer alan HDK Ankara yöneticilerinden Şükran Doğan, Yasemin Öztürk ve Ali Özkan’ın da “terör örgütü” üyeliğinden cezalandırılmasını öngörüyor. Dava, savunma tanıklarının dinlenmesi için 15 Aralık 2015’e ertelendi."
'HİÇBİR HUKUK VE MANTIK SÜZGECİNE BAŞVURULMADAN...'
HDK'nin sendika, siyasi parti, dernek ve yayınların yanı sıra bireylerin yer aldığı, her yönüyle yasal ve meşru demokratik bir toplumsal inisiyatif olduğunun vurgulandığı açıklamada, (...) İddianamede HDK, hukuka aykırı gerekçelerle, 'terör örgütü' olarak nitelendirilmiştir. Bu demokratik toplumsal platform ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkilendirilmesi olanaklı olmayan Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi Başkanlığının basın organlarında yer alan genel değerlendirmeleri hiçbir hukuk ve mantık süzgecinden geçirilmeksizin delil olarak ileri sürülmüş; HDK ile KCK arasında suni bir bağlantı yaratılmaya çalışılmıştır. Oysa HDK katılımcıları hakkında açılan davada sanıklara yüklenen eylemlerin KCK ile hiçbir bağıntısının bulunmadığı; suçlanan her bir etkinliğin HDK’nin düzenlediği açık ve yaygın medyada çağrısı yapılan, hiçbiri kovuşturmaya uğramamış yasal ve meşru, miting, gösteri, basın açıklaması gibi demokratik hak kullanımlarından ibaret olduğu görülmektedir" ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, dava süreci “pilot dava kurma teşebbüsü" olarak değerlendirilerek, "Bu yöntemi çok iyi tanıyoruz. Bu davayı açtıran “düşman ceza hukuku” uygulayıcılarının hedefi, HDK kimliğinin kriminalize edilmesi ve davanın daha sonra açılabilecek davaların lokomotifi olarak iş görmesidir. Böylece umulmaktadır ki, HDK bayrağı altında yapılacak olan demokratik hak arayışları durdurulacak, Halkların Demokratik Partisi ile HDK bileşenlerini de içine alan torba davaların yolu açılacaktır" denildi.
'MÜCADELEDEN GERİ DURMAYACAĞIZ'
Tuncel ve Kürkçü, açıklamalarının sonunda şöyle dedi: "Halkların Demokratik Kongresi, yargının bir suikast silahına dönüştürülmeye çalışıldığı bu dava iddianamesinin çökertilmesi ve toplumsal muhalefetin kriminalizasyondan korunması için hukuksal mücadeleden geri durmayacaktır. Bütün bileşenlerimizin ve halklarımızın bu hukuk mücadelesine eşlik ederek 15 Aralık’ta yargılanan arkadaşlarımızın yanındaki yerini alacağından ve Kongremizin haklılığını dünyaya haykıracağından kuşku duymuyoruz."ANF