Altılı Masa'nın cumhurbaşkanı adayını altı liderin belirleyeceğini ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Samimiyetle söyleyeyim, aday konuşmadık. Masada takvim de konuşulmadı. Çünkü biz önce, neyi nasıl yapacağımızı ve hedeflerimizi ortaya koymalıyız" dedi. Önemli bir sürece girildiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu hem seçim sürecini hem de sonrasını yönetecek kişinin önemli olduğuna işaret ederek "Seçilen adayın topluma güven vermesi, liderlerle uyumlu çalışması lazım. Öyle sembolik birini getiremezsiniz. Olamaz" değerlendirmesinde bulundu. Parlamenter sistemde farklı ittifaklar olabileceğini ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak adayın daha yerinde olduğunu anlatan CHP Lideri, ortak adayın da demokrasiyi savunan bütün partilere güven vermesi gerektiğini ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, BirGün Yayın Koordinatörü Yaşar Aydın ile Ankara Temsilcisi Nurcan Gökdemir’in sorularını yanıtladı. Röportajın öne çıkan başlıkları şöyle:
ALTI LİDER DE İYİ BİR ŞEKİLDE ÇALIŞIYOR: Altılı Masa’nın performansından memnunum. Altı liderin bir araya gelip Türkiye’nin temel sorunlarının çözülmesi konusunda ortak irade ortaya koyması ülke açısından da bizim açımızdan da çok önemli. Sağlıklı, tutarlı, kararlı, acele etmeden yolumuza devam ediyoruz. Altı lider de iyi bir şekilde çalışıyor. Komisyonlar da çalışıyor. Oluşan iktifak içinde farklı düşünceler kuşkusuz var. Örneğin neoliberal politikalara karşıyız. Çünkü bu politikanın temel prensibi, "Altta kalanın canı çıksın" şeklinde. Oysa sosyal devlet altta kalanın da kurtulması demektir. Bunu da ifade ettik. CHP bu görüşünde ısrarlı. Aynı cümlelerle olmazsa bile benzer kaygılar tüm liderlerde var. Altılı masada da gelir dağılımının bozulmasının Türkiye için yarattığı riskler eleştiriliyor. Farklılıkları aşarız. Makul olan şey, herkesin kazandığı bir Türkiye’dir.
NASIL BİR ADAY?: Şu kadarını söyleyebilirim ki Cumhurbaşkanı adayını altı lider belirleyecek. İçeriden dışarıdan bir yorum yapmak doğru olmaz. Bu soruya sadece ben muhatap olmuyorum, diğer siyasi liderler de oluyor. Kendi aramızda konuştuk, eğer öyle bir soru gelirse biz Cumhurbaşkanı adayımızın niteliklerini kamuoyuna açıklayacağımız metinler yazalım ve bunu tekrar edelim. Ben de dolayısıyla o metindeki cümleyi tekrarlayayım. Samimiyetle söyleyeyim, aday konuşmadık. Masada takvim de konuşulmadı. Çünkü biz önce, neyi nasıl yapacağımızı ve hedeflerimizi ortaya koymalıyız. Cumhurbaşkanı adayının bu hedefleri gerçekleşmek için çaba harcayacağını taahhüt ettik. Önce bunları bir bilmeliyiz. Bunlar üzerinde bir anlaşma sağlamalıyız. Bu anlaşmayı sağladıktan sonra diğer aşamaya geçebiliriz.
KENDİ EGOSUNU YENMİŞ, DEVLETİN GELENEKLERİNİ BİLEN BİR İSİM OLMALI: Önemli bir dönemece giriyoruz. Hem seçim süreci hem sonrasını yönetecek kişi önemli. Seçilen adayın topluma güven vermesi, liderlerle uyumlu çalışması lazım. Öyle sembolik birini getiremezsiniz. Olamaz. Adayın, masanın almış olduğu kararları hayata geçirebilecek kararlılıkta olması, var olan güvenin asla sarsılmaması lazım. Devletin geleneklerini bilmesi lazım. Kendi egosunu yenmesi lazım. "Her şeyi ben bilirim. Yetkim var. Nereden çıktı bu parlamenter sistem?" dememesi lazım. HDP diğer sol partilerle bir araya geldi ve "Acaba başka bir ittifak kurulsa mı?" diye düşündüler. Bizim dışımızda başka bir ittifak da çıkabilir. Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turda biter. Sayın Temel Karamollaoğlu, "Yüzde 99,9" demiş ama yüzde 100 diyebiliriz. Umarım öyle olur. Bunun için iki adaylı bir seçim olacağını düşünüyorum. Parlamenter seçimde farklı ittifaklar olabilir. Var da zaten, HDP’nin bir ittifak arayışı, sol yapıların ittifak arayışı var. Ancak Cumhurbaşkanlığı’nın ortak bir adayının olması daha yerinde olur. Ortak adayın da demokrasiyi savunan bütün partilere güven vermesi gerekir.
HAZİRAN SONUNDA TÜM YOKLAMALAR CHP'NİN AKP'Yİ GEÇECEĞİNİ GÖSTERİYOR: AKP yüzde 30’un altında. Haziran sonunda tüm yoklamalarda CHP’nin AKP’yi geçeceğini göreceksiniz. Burada da hiçbir tereddüt yok. AKP’den ve MHP’den kopanlar CHP’ye üye oluyorsa bu önemli bir veridir. Kopuşlar başladı büyüyerek gidecek. Bizim söylediklerimiz yeteri kadar belli kesimlere ulaşmıyor bunu da kabul edelim. Televizyonlar mesela… Sürekli AKP’nin kanallarını izleyenler, dolayısıyla bir süre sonra hayatın gerçeği ile karşılaştığında onların doğru olmadığını görüyor zaten. O alanlara dönük çalışmamızı artırmalıyız. Erken seçim olabilir. Bu, ya Devlet Bahçeli’nin tercihi ya da ikisinin bir araya gelip aldığı bir karar olabilir.
CANİKLİ BU İŞİN GÖBEĞİNDE, TEMİZ BİR İNSAN DEĞİL: Dünyanın hiçbir yerinde, yolsuzluk yapılan kişiye, “Senin hakkında soruşturma açılmayacak” diye kanun çıkarılmaz. Kayyumun yaptığı bütün işlemler, karar alan ve görevleri yerine getiren kişinin, bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu olmamaktadır. Hırsızlık yap, haksızlık yap, çal, hiçbir sorumluluğu olmayacak. Canikli bu işin göbeğindedir. Ona çağrı yapalım sizin aracılığınızla. Kendisinin ve yakınlarının mal varlığı açıklansın. Hesap uzmanıyım. O da eski maliye müfettişi. Aynı maaşı alıyorduk. Benim mal varlığımı ben internet siteme koyuyorum. Altına imzamı atıyorum. Canikli de açıklasın mal varlıklarını. Bakan olarak aldığı para varsa ben de milletvekili olarak alıyorum. Bir kişi siyasete girdikten sonra zenginleşiyorsa o kişi malı götürüyor demektir. TMSF’nin başına bazı kişiler atandıktan sonra belli simsarların çıktığını, “Hangi fabrikaları almak istiyorsun, yeterli komisyonu verirseniz tüm imkanları sağlarım” diye listeleri götürüp belli iş adamlarına verdiklerini biliyoruz. Bunları gelip bana anlattılar. Canikli temiz bir insan değil. Görünen tablo o.
GİDERAYAK VAKIFLAR ARACILIĞIYLA SOYUYORLAR: Uzun yıllardır Türkiye’yi yöneten bir siyasal anlayış gideceğini anlamasıyla devleti soyulacak bir mekanizma olarak gördü. En tepeden en aşağıya… "Ne götürürsek, ne çalarsak" kârdır anlayışı oluştu. Vakıflar aracılığı ile yapıyorlar. Bu vakıflara kimler para bağışladı? Bizim, “5’li çete” dediğimiz yapı vakıflara para aktardı. Rüşveti nereye ödeyeceksin? Yüz binlerce, milyonlarca doları Cumhurbaşkanı tarafından vergi muafiyeti verilen bir kuruma vereceksin. Hem vergiden düşeceksin hem ABD’ye götüreceksin… ABD’de de senin oğlun, gelinin alacak o parayı. Gökdelenler alacaklar, çiftlikler alacaklar. Burada milleti açık ve net soyacaklar. Gördüğümüz tablo o.