Yüksekova Güncel

Kaya: Halklar Beştepe'nin önünde toplanmalıdır

Politika

Batıda HDP ve Kürtlere yönelik sürdürülen ırkçı saldırılar ile Kürdistan'da sürdürülen polis terörüne tepkiler devam ediyor. İstanbul'da konuşan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, tüm halkların gerekirse Beştepe'nin önünde toplanarak, barışı haykırması gerektiğini belirtirken, Pervin Buldan ise, saldırıların emrini Erdoğan'ın verdiğini söyledi.

 Batıda HDP ve Kürtlere yönelik sürdürülen ırkçı saldırılar ile Kürdistan'da sürdürülen polis terörüne tepkiler devam ediyor. İstanbul'da konuşan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, tüm halkların gerekirse Beştepe'nin önünde toplanarak, barışı haykırması gerektiğini belirtirken, Pervin Buldan ise, saldırıların emrini Erdoğan'ın verdiğini söyledi. Mersin'de bir araya gelen yöre dernekleri ise, siyasi partilerden bağımsız olarak halkların kardeşliği için sivil bir yürüyüş örgütleyeceklerini söyledi.
MERSİN 
HDP Mersin il, ilçe örgütleri ve HDK bileşenleri, batı da Kürt yurttaşlara ve HDP'ye yönelik ırkçı saldırıları HDP binası önünde yaptığı açıklama ile tepki gösterdi. HDP Mersin Milletvekili Çilem Küçükkeleş'in de katıldığı açıklamaya, çok sayıda yurttaş destek verdi. 
Açıklamadan önce konuşan HDP Mersin İl Eşbaşkanı Selman Günbat, hiçbir zaman savaşın tarafı olmayacaklarını belirterek, her zaman barışın savunucuları olacaklarını söyledi. Ardından konuşan HDP Mersin Milletvekili Çilem Küçükkeleş ise, tüm il, ilçe binalarının yakılmaya çalışıldığını fakat barış demekten asla vazgeçmeyeceklerini kaydetti. 
Ardından açıklamayı yapan HDP Mersin İl Eşbaşkanı Didar Gül, her gün televizyonlarda HDP ve halka yönelik saldırıları izlediklerini vurguladı. Gül, "Bizler sağduyulu olmaya devam edeceğiz ve halkların çatışmasını engellemek için elimizden geleni de yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Açıklama "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganı ile sona erdi.
Yöre Dernekleri: Bin yıllık kardeşlik hukuku var 
Mersin Doğu - Güneydoğu Dernekleri Federasyonu (MEDOF) ve Mersin Yöre Dernekleri, Mersin Gazeteciler Cemiyetin de bir araya gelerek, savaşın durdurulması talebiyle basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, tüm yöre dernekleri başkanları katılırken, "Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi" , "Yaşasın Anadolu ve Mezopotamya Halklarının Kardeşliği" ve " Silahlar sussun, ölümler dursun, barış hemen şimdi " pankartları asıldı. 
Açıklamayı yapan MEDOF Başkanı Murat Karahan, bin yıllık bir kardeşlik hukukun olduğunu hatırlatarak, Mersin de Kürt'ü, Türk'ü, Alevi'si, Azeri'si, Abaza'sı, Ermeni'si ile birlikte kardeşçe yaşadıklarını dile getirdi. Suruç'ta yaşanan katliamın ardından ülkenin her karış toprağına ateş düştüğünü söyleyen Karahan, "Yöre dernekleri olarak, tüm siyasi partilere sesleniyoruz. Ortadoğu bataklığına çekilmek istenen ülkemizin bir an önce bu durumdan çıkması için siyasi görevlerini üstlenmelidirler" dedi.
'Halkların kardeşliği için yürüyüş örgütleyeceğiz'
Silahların bir an önce susması gerektiğini vurgulayan Karahan, "Siyasiler egolarını bir tarafa bırakarak Türkiye halkları için çaba harcamalıdır. Yoksa 7 Haziran seçimlerinde onları nasıl seçtiysek 1 Kasım seçimlerinde de geri indiririz" diye belirtti. Sivil İnisiyatif oluşturarak "Savaşa Karşı Barış Yürüyüşü" gerçekleştirmeyi düşündüklerini kaydeden Karahan, "Bu yürüyüşte hiçbir siyasi partiye izin vermeyip, halkların kardeşliği için sivil bir yürüyüş örgütleyeceğiz" dedi.
Anadolu Barış ve Kardeşlik Cemiyeti ise, Gazeteciler Cemiyeti'nde "Savaşa Hayır, Barışa evet" şiarıyla basın toplantısı düzenledi. Anadolu Barış ve Kardeşlik Cemiyeti Kurucu Genel Başkanı Turgay Akyüz, şunları aktardı: "Türkiye Devleti'nin, Kürt meselesinde yüzyıla yayılan inkar, imha ve asimilasyon siyasetinin iflas ettiği görülüp, çözüm yoluna girmeye başlamışken tekrardan silahlara dönülmesi kabul edilemez." PKK ve devlete çağrıda bulunan Akyüz, "Taraflar, acil olarak 'âmâ'sız kalıcı barış için silahları susturmalıdır. Savaş ölmektir, öldürmektir, savaş cinayettir" diye belirtti. 
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nda bir araya gelen STK'lar, siyasi parti il başkanları ve hukukçular da savaşın durması için basın toplantısı düzenledi. 
İSTANBUL 
HDP İstanbul İl Örgütü de, Iğdır ve Dağlıca operasyonlarının ardından Türkiye metropollerinde HDP il ve ilçe binalarına yönelik yapılan ırkçı saldırıları parti binasında düzenlediği basın toplantısı ile kınadı. Toplantıya, HDP İstanbul milletvekilleri Pervin Buldan, Hüda Kaya ile HDP İstanbul İl eşbaşkanları Cesim Soylu ve Ayşe Erdem katıldı. Toplantıda konuşan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cesim Soylu, planlı ve organizeli olarak tüm ilçelerin kuşatma altına alındığını ifade ederek, saldırının sorumlularının AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyledi. HDP Sultanbeyli İlçe binasında Madımak'ı andıran görüntülerin ortaya çıktığını ifade etti.
Kaya: Halklar Beştepe'nin önünde toplanmalıdır
HDP İstanbul milletvekili Hüda Kaya da, ırkçı saldırıların 12 Eylül faşizmini hatırlattığını belirterek, "Egemenler, saltanat severler hakları birbirine düşürmeye çalışıyor" dedi. Türkiye'nin alt üst olmuş siyasal zemininde HDP'nin hedefte olduğunu kaydeden Kaya, siyasi partilerin barış için inisiyatif almamasını eleştirdi. Kaya, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın saltanat severliğine karşı tüm halklar gerekirse Beştepe'nin önünde toplanmalıdır. Biz savaş istemiyoruz diyebilmelidir" şeklinde konuştu. Kaya, barış ve demokrasi güçlerini HDP'ye destek olmaları için "Barış isteyen tüm halklar platform oluşturmalı. İnsani barışı sağlamalı" çağrısında bulundu. 
Buldan: Saldırıların emrini Erdoğan verdi
Kaya'nın ardından konuşan HDP İstanbul milletvekili Pervin Buldan ise, Türkiye metropollerinde yaşanan ırkçı saldırıları "Kaos" şeklinde nitelendirdi. Buldan, "HDP'nin tüm il ve ilçe binalarına gerçekleştirilen saldırının emrini Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi" dedi. Ankara HDP Genel Merkezi'ne yapılan saldırıda insanların ölümden döndüğünü ifade eden Buldan, "Bu ateş herkesi yakar. HDP binalarının ateşe verilmesi HDP'ye oy veren 6 milyon insanın iradesini yakmaktır" şeklinde tepki gösterdi. 
'Erdoğan 1 Kasım'da başkan olmak için katliam yapıyor'
Cizre'de 6 gündür devam eden sokağa çıkma yasağını hatırlatan Buldan, ilçede OHAL uygulamalarının devam ettiğini söyleyerek, şöyle devam etti: "Biz 90'lı yılları yaşadık. Ancak Kürt halkı 90'lı yılları da aşan bir saldırı ile karşı karşıya. Cizre'deki katliamlar bizzat Erdoğan'ın eliyle gerçekleşiyor." Kürtlere yine direnmenin düştüğünü kaydeden Buldan, özgürlükten yana olana tüm fraksiyonlara dayanışma çağrısı yaptı.
'Polis küfür etti, üzerime su döktü, sırtıma bastı'
Konuşmaların ardından dün gece saatlerinde HDP Bağcılar İlçe binasında ırkçı gurupların saldırılarına uğradıktan sonra, bir de polis tarafından gözaltına alınarak işkence gören HDP Bağcılar İlçe Örgütü'nden Pınar Bahadır ve Celalettin Yalçın konuştu. Bahadır, emniyete götürüldükleri sırada polislerin kendisine cinsiyetçi küfürler savurduğunu söyledi. Bahadır, emniyette üzerine su dökülerek ve sırtına basılarak işkence gördüğünü söyledi. 
'Iğdır'dan ve Dağlıca'dan siz sorumlusunuz diyerek işkence etti'
Celalettin Yalçın da, polislerin kendilerine, "Iğdır ve Dağlıca'dan siz sorumlusunuz" diyerek işkence ettiğini belirterek, işkence sonucu kolunun yerinden çıkarıldığını aktardı. Yalçın, "Onlara boyun eğmeyeceğiz. Saldırılara uğramamıza rağmen polis işkenceyi bize yapıyor. Partimize sahip çıkacağız" dedi. Yalçın, darp raporu alarak işkencede bulunan polislere suç duyurusunda bulunacaklarını da kaydetti. 
'Polis ırkçılara destek verdi'
Konuşmaların ardından açıklamayı yapan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ayşe Erdem, ırkçı saldırılara karşı kolluk kuvvetlerinin saldırıya maruz kalanları korumamış olmasının ırkçılara açık bir destek olduğunu belirtti. 
DİYARBAKIR 
Demokratik İslam Kongresi (DİK) ve bileşenleri de, aynı amaçla Demokratik Toplum Kongresi binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, imam Tarık Hekimoğlu, İlim Derneği Başkanı Emekli İmam Muhittin Eryılmaz, DİK Şuura Girişimi adına Dr. Fadıl Bedirhanoğlu, İmam Kudrettin Baydar ve DİAYDER çalışanı Panayır Çelik katıldı. Toplantıda açıklamayı yapan Fadıl Bedirhanoğlu, 7 haziran seçimleri öncesinde Türkiye'de yakalanan barış havasından seçimlerden sonra bir eser kalmadığını söyledi. 
Özellikle son dönemde, Cizre, Şırnak, Silopi, Yüksekova, Varto, Silvan ve Nusaybin, Lice ve Sur'da devreye konulan polis terörüne tepki gösteren Bedirhanoğlu, bu çatışma ortamının barışa hizmet etmediğini aksine savaş ortamını geliştirdiğini kaydetti. Yaşanan savaş durumunun ne İslami ne de insani olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Bedirhanoğlu, "Türkiye'de din işlerini yürüten kurum başta olmak üzere, kimi dini cemaat ve çevrelerin bu insanlık dışı İslam'a göre izahı mümkün olmayan tutum ve davranışlara sessiz kalmalarının dinimizde izahı olmayan bir durum olduğuna inanıyoruz" dedi. DİHA

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.