İmralı'ya hiç kimse gitmiyor
İmralı'ya hiç kimse gitmiyor
AKP Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu'nun "Öcalan ile devlet arasındaki görüşmeler sürüyor" sözlerine, "Ensarioğlu açık açık yalan söylüyor" diye tepki gösteren İmralı Heyeti'nden HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Ensarioğlu'nun açıklamayı halkın tecride yönelik tepkisini kırmak adına yaptığını ifade etti. Öcalan'ın avukatlarından Rezan Sarıca da, açıklamayla Ensarioğlu'nun kamuoyunu aldatmaya çalıştığını kaydetti.
'Ensarioğlu açıkça yalana söylüyor'
Öcalan'ın devlet yetkilileri ile herhangi bir görüşme yapmadığını, Ensarioğlu'nun Türkiye kamuoyunun algısını değiştirmeye çalıştığına dikkat çeken Buldan, "Tüm görüşmeler devlet tarafından engelleniyor. Sayın Galip Ensarioğlu da bunu çok iyi biliyor. Sayın Ensarioğlu, bugün sokağa çıkma yasakları ile birlikte, bölgede yaşanan algıyı değiştirmek adına açıkçası yalan söylüyor" dedi.
'Türkiye kamuoyunun algısı değiştirilmek isteniyor'
Öcalan ile görüşmelerin yapılmamasının yanında kendisine yönelik ağır tecrit koşullarının uygulandığını kaydeden Buldan, Öcalan'ın barış ve müzakere sürecinden yana görüşlerinin kamuoyuna ulaştırılmasının engellendiğini belirterek, "Dolayısıyla ben Ensarioğlu'nun Türkiye kamuoyunun algısını değiştirmek adına böyle bir açıklama yaptığını düşünüyorum ve bu algının kesinlikle oluşmaması gerektiğini söylüyorum" dedi.
'Halkın tecride yönelik tepkileri var'
Buldan, Türkiye halklarının tecride yönelik ciddi tepkileri olduğunu belirterek, "Sanki Sayın Öcalan'la devlet görüşmeleri yapılıyor, her şey güllük gülistanlık gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Çünkü bölgede de uygulanan tecride yönelik halkın bir tepkisi var. Bu tepkiyi kırmak adına yapılan bir açıklama olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
'Öcalan devre dışı bırakıldığı için yüzlerce insan öldü'
Özyönetimi sahiplenen Kürt halkının, savaş politikalarıyla, Öcalan'a yönelik tecritle cezalandırılmaya çalışıldığını kaydeden Buldan, "Öcalan'ın devre dışı bırakıldığı günden bu yana bölgede yüzlerce insan, yaşamını yitirdi. Tüm bunlar aslında, AKP'nin çatışmacı zihniyetinden kaynaklanıyor. Hem sokağa çıkma yasakları, kaldırılmalı hem de katliamlar durdurulmalı. Tecrit kaldırılmalı ve görüşmeler derhal başlatılmalı. Barış ve müzakere sürecine tekrar dönülmesi, Türkiye halkları açısından hayati bir meseledir" ifadelerini kullandı.
'Öcalan'ın sağlığı için endişeliyiz'
Buldan, İmralı Heyeti olarak 5 Nisan'dan itibaren İmralı Adası'na herhangi bir ziyarette bulunmadıklarının altını çizerek, Öcalan'ın sağlığı konusunda ciddi endişeleri olduğunu da söyledi. Buldan, "İmralı Heyeti'nin bir üyesi olarak bu kaygılarımı bu düşüncelerimi, kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Sayın Öcalan Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli bir aktör. Böylesi önemli bir aktörün yalnızlaştırılması, tecrit altında tutulması, görüşleri yasaklanması, Türkiye çok şey kaybettirir" şeklinde konuştu. AKP yetkilileri, milletvekilleri ve bakanlarının farklı açıklamalar yaparak Öcalan'la ilgili açıklamalar yapılmasının kamuoyunun kafasını karıştırmaya yönelik olduğunu yineleyen Buldan, Türkiye kamuoyunun bu tür açıklamalara inanmaması gerektiğini söyledi.
'Gün ayağa kalkma ve birlikte ses çıkarma günüdür'
Buldan, Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması, barış ve müzakere sürecinin tekrar başlatılması için Türkiye kamuoyuna mücadele çağrısında bulunarak şunları söyledi: "AKP barış ve müzakere sürecinin devam edeceğini söylemişti. Fakat bunu söylemesine rağmen savaşı derinleştiren, katliam politikalarını ve tecridi her gün derinleştiren bir politika izledi. Bu politika AKP'yi de bitirir. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Gün ayağa kalkma ve birlikte ses çıkarma günüdür. Eğer bunu başarırsak hem AKP'nin çürümüş siyaseti ortadan kalkmış olacak, hem de katliam politikalarını devreye koyan zihniyet çürümüş olacak. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit de kalkacak, adaya gidişlerin önü açılacak. Barış ve müzakere sürecinin bir kez daha önünün açılması devreye girecek. Türkiye halklarının demokrasi güçlerini, birlik ve beraberliğe çağırıyorum."
'Kimse gidip gelmiyor'
Ensarioğlu'nun sözlerine bir tepki de Asrın Hukuk Bürosu (AHB) ve aynı zamanda Öcalan'ın avukatlarından Rezan Sarıca'dan geldi. Kamuoyu'nun doğru bilgiye ihtiyacı olduğunu dile getiren Sarıca, "Buradaki doğru bilgide yapılan o açıklamanın tam tersidir. Bizler adadan müvekkillerimizden aldığımız bazı mektuplarla, kimsenin gidip gelmediğini, görüşmelerin olmadığını o mektuplardan anlayabiliyoruz. Ne gelen var ne giden, açık açık kendi ifadeleri ile ortaya koymuş durumdalar" dedi.
'Ensarioğlu kamuoyunu aldatmaya çalışıyor'
Ensarioğlu'nun açıklamaları ile kamuoyunun aldatılmaya ve yanlış bilgiyle donatılmaya çalışıldığını söyleyen Sarıca, "Bu AKP hükümetinin sürekli yaptığı bir şey ve yıllar yılı da yaptı. Sayın Öcalan üzerinde ki tecrit ne kadar arttıysa kamuoyunun bunu artık kabul etmediği aşamalarda çeşitli kesimler, hükümete yakın kesimlerden bu tür açıklamalar yapılıyor. Bu anlamda toplumsal tepkinin önüne geçmek ve toplumu yeniden yanlış bilgilerle uyutmak için yapılan kişisel açıklamalardır. Bunun bir gerçekliği yoktur. Eğer varsa böyle bir şey o zaman Sayın Öcalan'ın toplumla buluşması için, kamuoyuyla, izleme heyetleriyle, gazetecilerle görüşmesinin koşulları sağlanabilir" diye konuştu.
'Öcalan'a tecrit, toplumsal barışa tecrittir'
Öcalan ile görüşmenin Kürt sorununun siyasal bir temelde çözümü anlamına geldiğini kaydeden Sarıca, "Yani müzakerelerin, diyalog yolunun açılması demektir. Ama bugün ülkede yaşananlara bakıyoruz böyle bir durumun yakınında dahi olmadığımız, hatta çok uzakta olduğumuz ve daha da uzaklaşmaya gideceğimize dair tecrübelerimiz var. Hiç bir değeri olmayan açıklama olduğu ortaya çıkıyor. Adanın tecridi demek, Sayın Öcalan'ın tecridi demek artık ada ile de sınırlı kalmıyor. Dedik ki barışın teminatıdır, toplumsal barışın tecridi demektir. Bir adada cezaevinde başlayan tecrit bugün bakıyoruz ki ilçelerde köylerde tecride dönüşmüş durumda" şeklinde konuştu.DİHA