Yüksekova Güncel

Hakan, Kılıçdaroğlu'na sordu: Duvara karşı yürünür mü?

Politika

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, 'Adalet Yürüyüşü'nü sürdüren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yürüyüşü ve sonrasını konuştu, merak edilenleri sordu.

 Ahmet Hakan, Adalet Yürtüyüşü'nü sürdüren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşiyi köşesine taşıdı.

Kemal Kılıçdaroğlu’na ilk sorum şu oldu:

“Bir şey çıkar mı sizin bu yürüyüşünüzden?”

*Fatih Akın’ın ünlü filmi “Duvara karşı” var ya...İşte o filmin adına gönderme yaparak yanıt verdi Kılıçdaroğlu...Dedi ki: “Duvara karşı yürüyoruz”.

* “Nasıl yani?” diye sordum.

 Şunları söyledi:“Gandi yürüdüğü zaman karşısında İngilizler vardı. Adamlar demokrasi kültüründen gelen bir anlayışa sahip oldukları için Gandi’nin yürüyüşünden etkilendiler, kayıtsız kalmadılar o yürüyüşe karşı. ‘Niye yürüyor ki? Trene binsin’ demediler. ‘Bizim yaptığımız yollarda yürüyor’ diye tepki göstermediler. Demokrasi anlayışı varsa, bu tür yürüyüşlere olgunluk içinde karşılık verilir. Yeri geldiğinde geri adım atılır. Ama bizim karşımızda bir duvar var. Biz işte bu duvara karşı yürüyoruz. En büyük sorunumuz bu”.

 *Tabii hemen sordum:

“Madem bir duvarla karşı karşıyasınız. Duvara karşı yürünür mü?”

 *Kemal Bey, “Bize düşen o duvarı aşmak için mücadele etmek” dedi ve ekledi:

 “Duvara karşı mücadele etmezsek, duvarı aşamazsak bu ülkeye demokrasiyi nasıl getireceğiz?”

 Eşiniz de katılıyor bazen yürüyüşe.

 KEMAL KILIÇDAROĞLU: Arada katılıyor. Çocuklar da geliyor. Gelinimiz, kızlarım katılıyorlar. Sonra ayrılıyorlar.*

 “Siz gelmeyin, ben sizin adınıza da yürüyorum” diyor musunuz?

 KEMAL KILIÇDAROĞLU: Yok... Onlar arzu ettikleri zaman geliyorlar. Telefon ediyorlar, “gelmek istiyorum baba” diye... Kalıp gidiyorlar. Ama oğlanla konaklama imkânımız oluyor.*

 En merak ettiğim hususlardan biri de şuydu:Yürüyüşün başından beri herhangi bir iktidar yetkilisi, Kemal Kılıçdaroğlu’yla resmi ya da gayriresmi bir temas kurmuş muydu?

 *“Yok” dedi Kemal Bey. Ardından da ekledi: “Sadece gazetelere, televizyonlara ‘uçağa binsin’, ‘trene binsin’, ‘bizim yaptığımız yollarda yürüyor’ şeklinde beyanat verdiler, o kadar”.

 Peki ya tepkiler?

 *Önce olumlu tepkilerden söz etti Kılıçdaroğlu.

Söyledikleri şunlar:“Ankara-İstanbul hattı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en güçlü olduğu hat. Bu bölgede düşündüğümden çok daha fazla olumlu tepkiyle karşılaştık. Genç, yaşlı kadınlar... Ayran getirenler... Ziyarete gelenler... Çok şaşırdım”.

 *Ya olumsuz tepkiler?

 Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şu:

 :“Tabii protesto edenler de vardı. Mesela Rabia işareti yapanlar. Biz onlara tepki göstermiyoruz. Sadece alkışlıyoruz. Doğaldır, partisinin işaretini yapıyor. Hiçbir arkadaşımız olumsuz bir tepki göstermiyor, sadece alkışlıyor. Nitekim Rabia işareti yapanlar da bundan etkileniyorlar, biz alkışladığımız zaman onlar da bizi alkışlıyorlar. Adalet dediğimiz zaten biraz da budur. Ben de, benim gibi düşünmeyen de kendini ifade edecek”.

 “Gübre atma olayı” diye söze başlıyordum ki...Kemal Bey cümlemi bitirmemi beklemeden olayın tüm ayrıntılarını kendi cephesinden anlattı.İşte söyledikleri:

 *- Düzce'deydim: O akşam Düzce’de bir 15 Temmuz şehidimizin ailesini ziyarete gitmiştim. Orada çay, kahve içtik. Sonra Düzce’de başka bir ailenin akşam yemeği davetine icabet ettik. Akşam saat 21.30 gibi evden ayrıldık. Kampa doğru giderken haber aldım. “Adamın biri gübre atmış” falan dediler. “Tepki vermeyin” dedim. “Temizlenir” dedim. Nitekim öyle de oldu. Temizlendi.

Duygulandım: Beni duygulandıran iki olay oldu. Ankara’dan Düzceliler Derneği’nin başkanı aradı, “Düzceliler adına özür dilerim. Düzce’nin adının böyle kirletilmesi bizi çok yaraladı” dedi... Kendisine “Ben Düzce’yi ve Düzcelileri seviyorum. Bunu bütün Düzce’ye nasıl mal edebiliriz” dedim. Yürüyüş sırasında da yaşlı bir adam “Düzceliler olarak yapılanı kabul etmiyoruz” diye bağırdı. Bunlar beni duygulandırdı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.