DTK Kadın Meclisi: Sürecin aktör ve takipçiyiz
DTK Kadın Meclisi: Sürecin aktör ve takipçiyiz
DTK Kadın Meclisi Diyarbakır'da çok sayıda örgütlü kadın yapısının katılımı ile gerçekleştirdiği 1. Kürt Kadın Buluşmasının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, "Bu süreç geçmişteki temaslardan farklıdır ve olumsuz sonuçlanması Türkiye'yi, iç savaşa götürür" denildi.
'Kürtlerin mücadelesi AKP'yi adım atmaya mecbur etmiştir'
"Bu süreç ateşkes süreci değil uzun soluklu bir süreçtir. 2009'dan bu yana yoğun olarak devam eden operasyonlar ve siyasi soykırımlara rağmen direnen, mücadele eden bir halk gerçekliği vardır" ifadelerine yer verilen sonuç bildirgesinde, "Dört parçadaki Kürtlerin kimlik ve statü mücadelesi ile uluslararası konjonktürel gelişmeler AKP'yi adım atmaya mecbur etmiştir. Bu süreç geçmişteki temaslardan farklıdır ve olumsuz sonuçlanması Türkiye'yi iç savaşa götürür. Bu süreçte iradenin Sayın Abdullah Öcalan olduğu bilinmeli ve örgütlü yapı öne çıkmalıdır. Bizler Kürdistanlı kadınlar olarak bu tarihi sürecin tanığı, bizzat aktörü ve takipçisiyiz. Kürt halkı bizzat bu sürecin tarafı ve mücadelecisidir. Bizler Kürdistanlı kadınlar olarak hem ölümleri durdurmanın hem de halkların ve inançların eşit olması noktasında aktif rol ve sorumluluk almalıyız. Eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren, sorgulayan direnen ve dönüştüren kadına yönelik baskı ve şiddet tarihin her döneminde olduğu gibi kendini göstermiştir. Bunun en son örneği ise hepimizin yüreklerinde derin bir acı ve öfke bırakan üç Kürt kadın siyasetçisinin Paris'te katledilmesidir" denildi.
'Tecavüz savaş suçu kapsamına alınmalıdır'
AKP'nin toplumun her kesiminde ayrıştırmacı yaklaşımını sergilediği ve cinsiyetçi politikaları ile kadın ve erkeği, inançlara siyasal müdahalelerle Aleviler ile Sünnileri, muhafazakârlığı ile başörtülü ve başörtüsüzü, milliyetçiliği ile Türkiye halklarını ayrıştıracak suni gündemler yarattığı kaydedilen sonuç bildirgesi şöyle devam etti: "Bu kesimleri karşı karşıya getiren politikaları ve tekçi zihniyeti ile iktidarını pekiştirmektedir. Bu tavrını en çok da toplumun önemli bir kesimini oluşturan kadınlar üzerinde yoğunlaştıran AKP, son politikaları ile kadını eve mahkum eden, çıkardığı yasalarla kadını tecavüzcüsüne ve şiddete mahkum eden bir tutum içindedir. Bu zihniyetin sonucunda özellikle bölgede kadın cinayetleri, kadın intiharları, fuhuş, madde bağımlılığı, tecavüz ve tacizler, yoksulluk, işsizlik, doğa tahribatı hız kesmeden devam etmektedir. Bunun en somut örneği çatışmalı ortamın özellikle kadın üzerinde yarattığı tahribatı en aza indirmeye yönelik çalışma yürüten kadın özgür yaşam alanları, belediyelerin kadın kurumları yeni çıkan ŞÖNİM yasası ile devlete devredilerek kadının tek sığınabileceği adres olarak, tekçi zihniyetin egemen olduğu devlet ve kurumları gösterilmektedir. Yine dünyanın her yerinde savaş ve çatışmalı ortam kadın tecavüzlerini sıradan bir hadise haline getirmiş ve marjinalleştirmeye çalışmıştır. Buna karşılık tecavüz savaş suçları kapsamına alınmalıdır."
Kürt kadınları, ulusal birlik çerçevesinde tartışarak tüm bu olumsuz politikalara karşı örgütleneceği ve ulusal birlik politikalarını daha derinlikli tartışarak aşağıdaki kararlaşmalara varıldığı yer verilen sonuç bildirgesinde buluşmada alınan kararlara şöyle sıralandı: "Bölgedeki ilgili kurumlar ziyaret edilerek ikinci buluşmanın hazırlıklarının yapılması, DTK Kadın Meclisi'nin güçlendirilmesi, ortak bir kadın mücadele hattının örgütlendirilmesi, Kadın Buluşması, DTK Kadın Meclisi ev sahipliğinde gerçekleştirilecektir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde tüm kadınları alanlarda olmaya, mücadeleyi yükseltmeye, kadın devrimine giden yolda öncülük yapmaya çağırıyoruz." DİHA