Yüksekova Güncel

'Bir kişi ülkeyi kan gölüne çeviriyor'

Politika

Erdoğan'ın talimatı ile başlatılan operasyonlar, HDP'ye yönelik linç kampanyası ve çözüm sürecinin hükümet tarafından bitirilmesine tepki gösteren CHP'li vekiller, muhalif partilerin Erdoğan'ın siyasi hesapları üzerinden ülkeyi ateşe atmasının önlenmesi için bir araya gelmesi gerektiğini belirtti.

CHP'li Tanal ile Sarıhan, çözüm için acilen Meclis'in devreye girmesi ve operasyonların durdurulmasını istedi. Ayrıca CHP'li vekiller, HDP'nin kapatılma tartışmalarını da, "6 milyon insanın iradesine yapılan saygısızlık" yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın mimarı olduğu savaş konseptinin devreye girmesiyle ülke genelinde DAİŞ bahanesiyle başlayan operasyonlarda yüzlerce yurtsever, demokrat, sosyalist gözaltına alınırken büyük kısmı tutuklandı. Ayrıca HDP başta olmak üzere muhalif kesimlere karşı siyasi linç kampanyası başlatıldı. İçine girilen savaş sürecinin belirlediği gündemi değerlendiren CHP'li vekiller, savaş sürecine karşı muhalif siyasi partilerin ortak bir tutum sergileyebilecek koşulların doğalında oluşabileceğini belirterek, HDP'ye yönelik yürütülen siyasi linç kampanyasına da tepki gösterdi. 
'Bir kişi ülkeyi kan gölüne çeviriyor'
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, CHDP'nin "Bir kişi kendi geleceği üzerinden Türkiye'yi ataşe atamaz" şeklindeki savaş karşıtı tutum ve tavrına sahip çıkılması çağrısı yaptı. AKP tarafından yapılan operasyonlarla artan gerilim ve çatışma ortamını, "Türkiye'nin Suriyeleşme, Iraklaşma yoluna doğru gidiyor" şeklinde yorumlayan Tanal, "Yanaşanların panzehiri özgürlükler, demokrasi ve adalettir. Bir kişinin ülkeyi kan gölüne çevirmeye hakkı yoktur" dedi. 
Ortak muhalefet talebi
Yaşanan savaşın Erdoğan ve AKP tarafından çıkartıldığını ifade eden Tanal, CHP ve HDP gibi savaş karşıtı politika izleyen siyasi partilerin ortak muhalefet oluşturmasına ilişkin, "Doğrular dünyanın her tarafından aynıdır. Doğru tektir. Doğruyu söyleyenler farklı siyasi partilerde olabilirler. Sonuçta, savaşı dünyada hep zenginler çıkartmış, fakirler ölmüştür. Diktatörler hep ancak bir kaos sonucu gitmiştir, Türkiye'de de olan budur" diye konuştu. 
'6 milyon insana saygısızlık'
MHP'nin savaş çağrısı yaptığı açıklamalarıyla gündeme gelen, Erdoğan tarafından desteklenen ve talimatı verilen "HDP'nin kapatılması" tartışmalarını da değerlendiren Tanal, "Halkın gönlündekini, halkın talep ve isteklerini kapatamazsınız. Halkın taleplerine kulak vermek zorundasınız. Parti kapatma şeklinde bir arguman ortaya atılması HDP'ye oy veren 6 milyon insana bir saygısızlıktır. Sonuçta demokrasilerde partiler halk açar halk kapatır" değerlendirmesinde bulundu. 
'HDP'ye ayrımcılık yapılıyor'
Tanal, Başbakan Davutoğlu tarafından kurulan bir heyetin son 6 gündür yapılan operasyonlarla ilgili bilgilendirme yapıp, HDP ile herhangi bir temas kurulmamasına da tepki gösterdi. Tanal, şöyle konuştu: "İlk olarak Meclis'in tatile girmemesi lazım. Bu ülkede kaos var Meclis tatile girecek. Siyasilerin bir araya gelmesi lazım. Başbakanlık kalkıp CHP ve MHP'ye bilgilendirme yapıyor, niçin HDP'ye yapmıyorsun. O'da Anayasal bir kuruluştur. Böyle ayrımcılık olabilir mi? Netice itibariyle burada oy veren insana saygısızlıktır. Sen geçmişte kalkıyorsun çözüm süreci ile HDP'ye bilgilendirme yapıyorsun, CHP ve MHP'ye yapmıyorsun. Şimdi de CHP ve MHP'ye bilgi verip HDP'ye vermiyorsun. Bunlar kanla, ayrımcılıkla besleniyorlar."
'Son operasyonlar çözüm için ciddi sorunlar yarattı'
"Türkiye'de barışın her hangi bir biçimde oluşmasının koşullarını yaratmak hepimiz bir sorumluluğu, görevidir" diyen CHP Milletvekili Şenal Sarıhan da, barıştan yana olan, demokratik bir ortamın yaratılmasını için mücadele eden siyasi partilerin yan yana durması gerektiğini söyledi. Sarıhan, Kürt sorunun Meclis'te çözüm koşullarının, seçimlerin ardından daha önce hiç olmadığı kadar fazla olduğu ancak yapılan son operasyonların çözüm için ciddi sorunlar yaratacağını ifade etti. 
'Kamuoyu demokratik haklarını savunmalı'
Sarıhan, Erdoğan ve AKP'nin savaş politikalarına karşı çıkan toplumsal muhalefete yönelik polis şiddetine ilişkin, "Toplumun kendi bildiği doğruları en demokratik hakları olan toplanma ve ifade özgürlüğü temelinde söyleme devam etmeleri gerekiyor. Ancak, geçici hükümet en demokratik eylemlere bile gazla, copla karşılık veriyor. Bu durumu, AKP'ye başkanlık etmeye direnen Erdoğan'ın kendi emri ve çizgisi doğrultusunda halkın muhalefetinin bastırılması olarak görebiliriz. Bize düşen demokratik haklarımızı savunmada kararlı olmak, yapılan hak ihlallerine karşı hukuksal yollarda dirençli olmak" diye konuştu. DİHA

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.