Habertürk’te yer alan habere göre, Deniz Baykal, 24 Haziran’da yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri sonrası CHP’de yaşanan olağanüstü kurultay tartışmalarına ilişkin olarak da açıklamalarda bulundu. Baykal, “Bir an önce iç hesaplaşma bir kenara bırakılmalı. Ben içerideki tartışmayı aşmaya katkı yapma konumunda olmayı tercih ediyorum. Önce ülke gelir” dedi.
Oya Berberoğlu, Baykal’ın ülkenin içinde bulunduğu duruma ilişkin çağrı, öneri ve değerlendirmelerini özetle şöyle aktardı:
ERDOĞAN CESARET VERMELİ: Bağımsız, tarafsız yargı arayışı ve hükümetin çabasından memnunum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ivedilikle, net biçimde örnek davranış sergileyerek iktidara cesaret vermesi yargı ve topluma da moral vermesi elzemdir. Cumhurbaşkanı çok belirleyici. Hukuki çelişkilerde, yanlış kararlarda o var gibi bir algı, duygu var. Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetin çaba ve arayışından mutlu olduğunu hem hükümete hem yargıya, topluma hissettirmeli, yargı bağımsızlığını kuvvetli olarak vurgulamalıdır. Hızlı sonuç almamız gerekiyor. Bu konu siyasi çekişmelerin, tartışmaların üstündedir. İktidar, muhalefet kaosun parçası olamaz. Ana eksen, Cumhurbaşkanı, iktidar, muhalefet, medya, kamuoyu, toplum hep beraber yargı bağımsızlığına sahip çıkan ülke olduğumuzu göstermeli, başarmalıyız. Özellikle muhalefet olarak sürece katkı yapmamız, yönlendirmemiz, destek olmamız, ön açmamız, cesaret vermemiz lazım.
DERHAL TAHLİYE EDİLMELİ: Enis’in suçsuz yere uzun zamandır hapsedilmesi, tek ve rehin tutulmasına çok üzülüyorum. Ayrıca tekrar milletvekili seçildi. Anayasa açık, nettir, sözü bellidir. Dokunulmazlık kazanılmıştır. Enis’in derhal hiç tereddütsüz, hemen tahliye edilmesi zorunludur.
EKONOMİK GÜÇLÜKLER AŞILIR: İşin temelinde doğru politikalar, doğru dış politikalar yatıyor. Dış dünya ilişkilerini rasyonel yürütmeliyiz. Duygusal, tek yanlı, meydan okumalı, iç siyaset kaynaklı dış politika açılımları askıya alınmalı, sağlıklı, bilimsel, dostunu dost bilerek, karşılıklı güvene dayalı siyaset yürütülmelidir. Güvenin hak edildiğinin gösterilmesi gerek. İstikrarlı dış politikayla gerektiğinde yeni seçenekler de ortaya çıkacaktır. Tek yanlı kararlarla ekonomik tercihlere yönelmek sıkıntıyı derinleştirir. Güvenilirlik, öngörülebilirlik, hukuka saygı temelinde durmak lazım. Bu konularda tereddütler kalkarsa ki inanıyorum biz de yeni öneriler geliştirebiliriz. İstikrarlı, hukuka saygılı dış politikada ilerleyeceğimize inanılmasını, güvenilmesini sağlamak zorundayız.