Bir an önce bu durumdan çıkılarak bölgenin normalleşmesi için yapılanları sıraladıklarını dile getiren Baluken, şu ifadeleri kullandı: "Ancak bu taleplerimize aynı terör, savaş uygulamalarıyla karşılık veren AKP ve saray zihniyetiyle karşı karşıyayız. 7 gündür sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. AKP devleti 7 gündür savaş ve terör dalgası yürütüyor. Dün gece 7 günün en ağır saldırısı yapıldı. 7 sivil insan katledildi. Bu sayının çok daha fazla olduğuna ilişkin yerelden bilgiler geliyor. Mahallelerde, evlerde keskin nişancılardan dolayı cenazelere ulaşamama durumu bize bildiriliyor. Tek kelime ile dün gece devlet Cizre'de katliam yaptı. Tıpkı roboski katliamı gibi dün gece itibariyle karnesine yeni bir katliamı eklemiştir. Zamanlaması da son derece önemlidir."
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın gittiği gün katliam yapıldığını ifade eden Baluken, "AKP barışa karşı savaşı göstermiştir. 7 gündür elektrik, su, telefon, internet gibi dış dünyaylma temas sağlayan hiçbir şey yok. devlet tarafından uygulanan tam bir abluka var." ifadelerini kullandı.
Şırnak Valiliği'nin yaptığı açıklamanın baştan sona yalan bir açıklama olduğunu söyleyen Baluken, şunları kaydetti: "100 bin vatandaş, ihtiyacını karşılayamayacak bir terör ablukası altındadır. Gazze'de nasıl İsrail tarafından yapılıyorsa burada da AKP devleti, hükümeti tarafından yapılıyor. Hergün her dakika suç işleyen Şırnak Valisi halka yalan söylüyor. '3 saat ateşi kesin' dedik, 'cenazeler defnedilsin, bebeklerin ihtiyacı karşılansın' dedik. Ancak vali bu talebe olumsuz yanıt veren insanlık dışı bir tutum sergiledi. Cizre'ye giden ekmek ve su dolu TIR'lar bu vali ve AKP hükümeti tarafından geri çekildi. Abluka, katliam ve devlet terörü olarak geçecek tam bir utanç yaşanıyor."
"Saraydaki zat dün yaptığı açıklamasında açık, alenen yalan söylüyor." diyen Baluken, Erdoğan'dan gidip hangi saatlerde sokağa çıkma yasağının uygulandığını görmesini istedi. 'Saray'daki başta olmak üzere bu suça ortak olanların hepsinin hesabını vereceğini kaydeden Baluken, "Saray düştüğü zaman, sarayın suçuna ortak olduğu için hepsinden hesap soracağız, yargının önüne çıkaracağız. Bu suça ortak olmasınlar, katletmesinler." dedi.
20'nin üzerinde sivil yurttaşın hayatını kaybettiğini anlatan Baluken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirerek, "Meşruiyetini yitirmiş durumda, hergün Anayasa ve yasaları çiğniyor. Toplumsal meşruiyetini yitirdi. Kaosu derinleştirerek, iç savaşı tetikleyerek iktidarını yürütmeye çalışıyor. Cizre'de kırılan fay hattı, sadece koltuğunu sallamayacak onun koltuğunu alaşağı edecek." diye konuştu. Cizre'deki duruma karşı medyanın tutumunu da eleştiren Baluken, "Korku medyada yer bulmaması lazım. Korku Saraydadır." ifadelerini kullandı.
'Milletvekilleri, bakanlar ve eş başkan bir şehirden bir şehre gidemiyor ama Meclis Başkanı tek bir açıklama yapmıyor. Meclis Başkanı mısın bostan korkuluğu musun?" diyen Baluken, bakan ile başbakanın aynı statüde olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'de şu anda darbe hukukunun devrede olduğunu dile getiren Baluken, HDP binalarına yapılan saldırıları eleştirdi. HDP'ye yönelik saldırıları AKP'nin bindirilmiş kıtaları ile yönlendirdiği paralı ocakların yaptığını ifade eden Baluken, devletin istihbaratı, polis nezaretinde getirildiklerini ve tablonun bu kadar net olduğunu kaydetti. Baluken, milletvekillerinin yürüyüşünü engelleyen gücün 'bir avuç çapulcu'nun yürüyüşünü engelleyemediğini kaydetti.
HDP'ye yönelik sahte bir kınama yapıldığını ve herkesin bu sahteciliğe karnının tok olduğunu belirten Baluken, HDP'nin safının belli olduğunu, barışın ve demokrasi mücadelesi safında olduklarını kaydetti. Leyla Zana'nın açlık greviyle ilgili Baluken, bu kararın kendi tercihi olduğunu, parti olarak dişe diş, daha aktif sonuç alıcı bir mücadelenin yapılması gerektiğini düşündüklerini vurguladı.
'Abdullah Öcalan'ın liderliğinin sorgulanmasına' ilişkin bir soruya ise Baluken, bunun liderliği sorgulanan kişinin medya aracılığıyla oluşturduğu bir algı olduğunu savundu. Liderliği sorgulanan kişinin şu anda sarayda oturduğunu dile getiren Baluken, "Öcalan'ın liderliği ile ilgili tartışmaya gerek yok. Öcalan, Kandil ve HDP'yi karşı karşıya getirmeye çalışan süreçle ilgili planlamaları sokmaya çalışan yapay bir tartışma. Asıl olan Öcalan 5 aydır ağır bir tecrid altında tutulduğu gerçeğidir. İnsanlık dışıdır. Ne düşündüğünü, sağlığının ne olduğunu bilmiyoruz." diye konuştu.
'Cizre konusundaki' bir soruya ise Baluken, Birleşmiş Milletler, Af Örgütü, Avrupa Birliği kurumlarının devreye girmesi gerektiğini, insanlığın orada katledildiğini söyledi ve konuya ilişkin girişimlerde bulunacaklarını açıkladı.Evrensel