Yüksekova Güncel

'AKP hükümeti, süreci kasıtlı olarak heba etti'

Politika

"İşçiler Emekçiler Barışı Konuşuyor" forumunda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, sarayın savaşına karşı fabrikalarda, atölyelerde işçilerin ve emekçilerin barışı nasıl inşa ettiğini göstermek gerektiğini söyledi. Yüksekdağ, "Sarayın yaptığı savaşa karşı bütün üretim ve yaşam alanlarında barışı yapabileceğimizi göstermemiz gerekiyor" dedi.

Barış Bloku bileşeni emek, meslek örgütleri ve sendikalar tarafından düzenlenen "İşçiler Emekçiler Barış İstiyor" forumu Beyoğlu Cezayir Toplantı Salonu'nda başladı. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın katıldığı ve DİSK, TMMOB, TTB, KESK ve TÜRK-İŞ'ten yöneticilerin ve çeşitli meslek kollarından işçilerin ve emekçilerin katıldığı forum KESK Eşbaşkanı Lami Özgen'in açılış konuşmasıyla başladı.
Özgen, emekçilerin emek ve demokrasi mücadelesini bir arada verdiklerini belirterek, Türkiye ve Ortadoğu'da savaşa karşı verdikleri mücadelenin emek mücadelesinin bir parçası olduğunu söyledi. Özgen, "Dünyayı yeniden biçimlendiren kesimler, halkları ezilen kesimleri birbiriyle kırdırtırken bir yandan da faşizan yönetimlerin hakim olması için mücadele yürütürler. Bu bağlamda Suriye ve Irak'ta savaşa karşı halklar bir araya gelip egemenlerin politikasını boşa çıkarmışlar" dedi. 
'AKP hükümeti, süreci kasıtlı olarak heba etti'
Türkiye'de de Kürt sorunundan kaynaklı çatışma ve savaşın ülkenin yoksul, emekçi ve ezilen halklarından birçok şey götürdüğünü dile getiren Özgen, "Her şeyden önce en değerli şey olan bu ülkenin çocuklarını götürdü" dedi. Kürt sorunun çözümü için diyalog ve barış sürecinin 2 buçuk yıl tüm kesimler tarafından "Bu ülkede sorunumuzu müzakere yöntemiyle çözebiliriz" fikrinin oluştuğunu söyleyen Özgen,ama iktidarın yeniden tek başına iktidarı için süreci heba ettiğini söyledi. 
'Emek mücadelesinin bir parçası da savaşa karşı durmaktır'
"Biz emekçiler açısından savaş sadece acı ve gözyaşı değil, aynı zamanda sömürün olduğunu ve insani olan değerlerin yerle bir edilmesidir" diyerek sözlerine devam eden Özgen, bu yüzden emek mücadelesinin bir parçasının da savaşa karşı durmak olduğunu belirtti. Özgen, "Bu anlamda emekçilerin hem emek talebiyle hem de barışı öne çıkarması oldukça elzem ve önemlidir. KESK olarak hem emek meslek örgütleri arasında ortak mücadele etmek ve barışı beraber örme noktasındaki sorumluluğumuz biliyoruz. Bundan sonra bu savaşı durdurup çözüm sürecinin hayata geçmesi için emekçilerden doğru da öne çıkması lazım. Bu savaş, ülkenin ortak sorunudur. Çatışma ve çözüm süreçlerinde emekçiler de misyonunu oynamalıdır. Dün olduğu gibi bugün de barışı inşa etmede sorumluluk sahibi olduğumuzu barış hepimiz için olması gereken tek yoldur" şeklinde konuştu. 
'Savaş aynı zamanda ekonomik ve siyasi kriz'
Özgen'in ardından HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ konuştu. Türkiye'de toplumsal yaşamın savaşla kuşatıldığı bir dönemde ısrarla ve inatla barışı konuşmaya devam ettiklerini belirterek konuşmasına başlayan Figen Yüksekdağ, savaş, gerilim ve çatışmanın her yerde olduğunu söyledi. Yüksekdağ, tüm Türkiye toplumun böyle bir ortamda Saray ve iktidar tarafından kendi iktidar heveslerinin ardından, konuşmadan, muhalefet etmeden, itiraz etmeden dayatılan mecburi istikamete doğru sürüklenmek istediğini belirtti. "İktidarının sarsıldığı durumu ile yüzleşme gereği gösteremeyen bu yüzleşmenin gerektirdiği demokratik olgunluğu gösteremeyen bu tekçi siyasi yapı bütün Türkiye toplumunu felakete doğru sürüklüyor" diyen Yüksekdağ, savaşın aynı zamanda ekonomik ve siyasi bir kriz olduğunu söyledi. Yüksekdağ, "Bugün sarayın iktidarı için tüm Türkiye toplumunu parçalamaya kodlanmış bir savaş yaşıyoruz. İşçisiyle, emekçisiyle, kadınıyla, genciyle, emeklisiyle, esnafıyla tüm toplumu parçalayan kutuplaştıran ve bir toplumsal cinnete sürükleyen bir siyasi savaş konsepti ile karşı karşıyayız" dedi. 
'Yeni bir dinamiğe ihtiyaç var'
Savaşın geniş bir alana yayıldığını ve egemenlerin yürüttüğü asimetrik savaş anlayışını bugün siyasi iktidar tarafından da devam ettirildiğini belirten Yüksekdağ, "Tüm Türkiye toplumu dayatılmış ve üretilmiş bir ekonomik siyasal ve toplumsal bir krizle karşı karşıya. Sarayın kendi iktidarını tahkim etme hırsının getirdiği bir kriz. Bu gün bir kriz yaşanıyorsa bu krizi halklar, işçiler, bizler yaşatmıyoruz. Bu krizi yaratan siyasi iktidarın ve sarayın ta kendisidir" dedi. Dayatılan bu krize halkların ve bütün emek ve demokrasi güçlerinin doğal çözüm dinamikleri ile çözüm bulmak ve ortadan kaldırmak görevi ile yüz yüze olduklarını vurgulayan Yüksekdağ, "Türkiye toplumunun bu krizi ortadan kaldırma dinamiğine ihtiyacı var. Yıkan, yok eden, katleden, siyasete karşı kuran büyüten yaşatan bir siyasi çizgiye ihtiyacı var. Bugün barışın kurulması sorunun çözme iradesi ortaya koymaya ihtiyaç var" diye konuştu. 
Savaş her yerde
Savaşın fabrikada, atölyede, işçinin evinde, sofrasında, cebine giren maaşın oranını da işgal ettiğini belirten Yüksekdağ, iktidarın "ekonomik kriz yok" söylemlerini de eleştirdi. Yüksekdağ, "Hala siyasi iktidar utanmadan sıkılmadan Türkiye için ekonomik kriz tehdidi bulunmadığını iddia edebiliyorlar. Döviz ise tavan yapıyor dizginlenemiyor. Ekonomik yaşama çok ciddi bir tahribat olarak dönüyor. İşsizlik ve işten çıkartmalar beraberinde geliyor ve bunlar duyulmuyor bile" dedi. 
'Savaş mağdurları sesimizi birleştirmezliyiz'
İşçilerin emekçilerin böylesi bir ortamda hak arama taleplerinin ve seslerini duyurmalarının da engellendiğini belirten Yüksekdağ, "Direnişler boğuluyor. En yaşamsal talepleri için seslerini yükseltme imkanına sahip olamıyor. İşte savaş böyle bir şey. Savaş bir başladığında tüm hücrelerimize kadar tahrip eden bir şey. Bütün savaş mağdurları sesimizi birleştirme ve bunu çözüm gücüne birleştirmek durumundayız. Bugün demeliyiz ki bütün silahlar sussun işçiler konuşsun. Siyasi iktidar da işçilerin, emekçilerin sözünü dinlesinler. Onların çözüm önerilerine kulak versinler. Yaşamı üretenler bu yaşama dinamiğini verenler, üretmenin değerini bilenler, emek güçleri konuşsun" dedi. "Saray savaşla kaba güçle ayakta duruyor" diyen Yüksekdağ, Erdoğan'ın "Bu memleketin toprağı çok şehit kanıyla yoğruldu daha da yoğrulacak" sözlerini eleştiren Yüksekdağ, buna karşı barışı feda etmemek için, barışın nasıl kurulacağına odaklanmak gerektiğini söyledi. 
Yıkanlar karşısında yeniden kuranlar kazanacak'
Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Saray'da savaş yapılıyorsa fabrikalarda atölyelerde barış yapıldığını göstermemiz gerekiyor. Sarayın yaptığı savaşa karşı bütün üretim ve yaşam alanlarında barışı yapabileceğimizi göstermemiz gerekiyor. Bu haksız savaşta yitirdiğimiz canlarımıza sözümüzdür bu sefer de onlar için kazanacağız. Verdiğimiz söz halklarımızın ve bütün Türkiye işçi ve emekçilerinin yeni yaşamı kurma sözüdür. Barışın sözüyle yeni bir Türkiye'yi yeniden kurmayı başaracağız. Yıkanlar karşısında yeniden kuranlar kazanacak." 
Forum emek meslek örgütlerinden temsilcilerin ve emekçilerin yaptığı konuşmalarla devam ediyor.DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.