Bu yazıyı ülkemizde ücretli olarak çalıştırılan hata bazen iş bile bulamayan bütün ücretli öğretmenlerin duygularına tercümanlık etmek için yazıyorum. Çünkü ben de onlardan biriyim ve malesef yedi yıl maddi sıkıntılardan dolayı ücretli öğretmenlik yapmış bulunmaktayım.
Ne iş yapıyorsunuz Mehmet bey?
Ben öğretmenim efendim.
Peki yedek mi asil mi?
Şimdi nasıl anlatsam efendim ben eğitim fakültesini bitirdim fakat sistemin önüme koymuş olduğu çeşitli sınavlardan dolayı ataması yapılmamış bir bireyim.
Yani yedeksin.
Evet efendim yedeğim hata yedeğin de yedeğiyiyim yani anlayacağınız bu çivisi çıkmış hayatta aslında ben de tam olarak ne olduğumu bilemiyorum.
Biz bu toplumun topallayan varlıkları, yani ücretli öğretmenler sık sık yukardaki cümlelere benzer diyaloglarla karşı karşıya kalıyoruz. Tabi bu diyaloglar bazılarımıza pek dokunmuyor bazılarımız ise bu mahalle baskısının yaratmış olduğu tahribatlardan sonra çareyi intiharda bulup devletimizi bir gereksizden kurtarma yolunu seçiyoruz. Atanmamamız elbette bizim gerizakalı olduğumuzu göstermez zira öyle olsaydı binbir zorlukla kazandığımız fakülteleri bitiremezdik.
Peki biz kimiz?
Ülkemizde öğretmen açığını kapatmak amacıyla oluşturulan, bir kadrolu öğretmenden daha az haklara sahip, içinde eğitim fakültesinin dışında su ürünleri, muhasebe, işletme gibi fakülte mezunlarının da bulunduğu, hafta sonları ve tatillerde sigortası yatmayan, her an işini kaybetme korkusu yaşayan, sendika hakkı olmayan,kimseleriz efendim.
Peki bu sistemin yasal dayanağı var mı efendim? Var olmaz olur mu devletimiz yasa dışı iş yapar mı? Yapmaz tabi yasal daynağımız da şudur efendim:
Bu sistemin yasal dayanağını 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89. maddesi oluşturuyor. Söz konusu maddede, “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halindeöğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir.” ifadesi yer almaktadır.
Buraya kadar sizlere herşey normal gelebilir. Aman efendim bütün meslek dallarında benzer sorunlar var diyebilirsiniz. Biz de sizin bu düşüncelerinize saygı gösteririz. Fakat ücretli öğretmenlerin karşılaştığı sorunlar bunlardan ibaret değil.
Örneğin Yüksekova ilçe milli eğitim müdürlüğünün yapmış olduğu ücretli öğretmen atamalarımda bir komisyon oluşturulmuş ve bu komisyon nerdeyse eğitim fakültelerinin dışında her fakülteden seçme bir listeyi sayın kaymakamımıza imzalatmayı başarmıştır.
Neyimiş efendim bu isimler KPSS’den yüksek puan almışlar gerekçe bu.Yani tahsili kasaplık bile olsa eğer KPSS’ den yüksek puan almışsa biz onu sınıf veya branş öğretmeni olarak görevlendiririz demeye getiriyorlar lafı.
Neyimiş efendim bu isimler KPSS’den yüksek puan almışlar gerekçe bu.Yani tahsili kasaplık bile olsa eğer KPSS’ den yüksek puan almışsa biz onu sınıf veya branş öğretmeni olarak görevlendiririz demeye getiriyorlar lafı.
Buradan sayın kaymakamımıza ve değerli kmisyon başkanı ve üyelerine sesleniyorum: Eğer bir yerde mesleği öğretmenlik olan eğitim fakültesi mezunları varsa siz tutup başka fakülte veya yüksekokul mezunlarına bu işi yaptıramazsınız. Eğitim fakültesi mezunu KPSS sınavına girmemişse bile ona iş verme zorunluluğunuz vardır yasaya göre öncelik onlarındır çünkü. Eğer yaptırıyorsanız yukardaki kanunu okurkan idrak edemediğiniz noktaların varlığından şüphe duyarız.
Eğer bir çocuğu bir öğretmen yerine herhangi bir fakülteden mezun olmuş biri eğitiyorsa bu hem eğitime hem de eğitim gören çocuğa büyük bir hakarettir.
Eğer bir çocuğu bir öğretmen yerine herhangi bir fakülteden mezun olmuş biri eğitiyorsa bu hem eğitime hem de eğitim gören çocuğa büyük bir hakarettir.
Sayın kaymakamımızdan ricamız o listeleri incelemesi ve hakkı yenilen onlarca eğitim fakültesi mezunlarından başvurusu bulunan arkadaşlarımıza haklarını iade etemesidir. Günlerdir milli eğtim müdürlüğünün koridorlarında sürünen onlarca eğitim fakültesi mezunu arkadaşlarım ve bizzat şahsım adına bu dileğimizi bu yolla iletmek istemezdik fakat yıllardır ilçe milli eğtim müdürlüğümüz ücretli öğretmen atamalarında ahbap çavuş ilişkilerine göre kriter belirlemekte ve buna uygun atamalar yapmaktadır. Bizde çalışmayıp evde sınava hazırlanmak isteriz fakat çoğumuz artık evli barklı insanlarız ve aile fertlerinden maddi destek almak bizlerin gururuna dokunduğu için çalışmak zorundayız. Zaten sistem tarafından mağdur edilen eğitim fakültesi mezunlarının yerel kurumlar tarafından da mağdur edilmesi ahlak ve izan dışı bir eylemdir.
Keşke dünyada başka örneği olmayan ücretli öğretmenlik bizim ülkemizde de hiç olmasaydı. Çünkü bu ücretli öğretmenlik işi insan emeğine büyük bir hakarettir. Bizler kadrolu öğrretmenlerle aynı işi yapmamıza rağmen onların sahip olduğu hakların yarısına bile sahip değiliz ve ülke ekonomimizin ‘’şaha kalktığı 2014’’ yılında sayımız seksan binin üzerine çıkmıştır.