Yerine sevemem ayrılığa kapılsam bile kendi dünyamda
Bil ki sana hasret dökülen gözyaşlarım bile
…ve çileli halin en son durağı misali hali perişanlığın bir diğer yüzü
Ah hayat tepe takla dünyanın bin bir çilesi ve
Yarına yetiştirilmeye çalışılan bir zamanın en kısa hali…
Sevda karaları bağlamış ve günahın en duruğuna ulaşır gibi bir deryaya kapılır…
Şimdi vuslatı arzulamakta seni düşleyen hem dökülen gözyaşı hem inleyen bir deli gönül…
İsyanın kara sularına dalar gibi bir yalnızlığın en kuyusu ve ardından gelen çaresizliğin hiç bitmeyen yüzü…
Derin bir hüznü artık geri bırakmalı gam ve kederin tamamen unutulduğu ve yaşamın dile geldiği hayat…
Bir olmalı gönül hâkim bir dille…
Yüreğinin götürdüğü yerde olmalı ve sevgili olmalı sevdalı olamasa bile ve yalnızlığı olmalı yaşanılanlara bir bir şahit olması için
Bir güneş olmalı ve sabahın seherinde doğan ve hiç sönmeyen bir güneş…
Güneşi beklediğin saatlerdedir artık vuslatın ve arzularının esiridir kalbinin yaşadıkları hep gölge olmasın diye yazdıkların bugün güneşin erken doğması için geceyi iple çekmekte ve şafağın sökmesi için hep beklemekte…
Şafağın hep erkenden doğması ümidiyle…