Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi’nde yazışmaların bulunduğu bir bilgisayarın, Dink cinayetinden 9 gün önce “arızalandığı” gerekçesiyle resmi bir yazı ile Ankara’ya gönderildiğini belirten Şardan, kayıtlarında yapılan incelemede böyle bir bilgisayarın teslim ve onarımına ait hiçbir kayıt bulunamadığını yazdı.
"Buhar olan" bilgisayarda Dink cinayeti öncesinde resmi dinleme kararlarıyla elde edilen bilgilerin ve yazışmaların bulunduğunu bildiren Şardan, "Bilgisayarın buhar olmasıyla, içindeki delil ve bilgilerde doğal olarak uçtu!" dedi.
Savcıların Hayal grubuyla ilgili hazırlanan ve kaybolduğu anlaşılan 24 takip formunu da ilk kez ortaya çıkardığı bilgisini veren Şardan, aslında Hayal grubunun Dink suikastıyla ilgili bilinen süreçten çok daha önce fark edildiğini, faaliyetlerinin ciddi biçimde yakından takip edildiği ve raporlandırıldığının anlaşıldığını da belirtti.
İşte Tolga Şardan'ın o yazısı:
"Her ne kadar seçim sonrasında Türkiye, “koalisyon” görüşmelerine odaklanmış olsa da Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni’nin soruşturmasını yürüten savcılar, neredeyse soruşturmanın sonuna geldi.
Sessiz ve derinden çalışan savcılar, dosyanın yeniden açılmasıyla birlikte yeni ifadeler ışığında hiç ortaya çıkmamış ipuçlarına ulaşmayı başardı.
Dink soruşturması çerçevesinde son olarak dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’in ifadesini alan savcılar, Yılmazer’in tutuklanmasıyla sonuçlanan sorgu sırasında yeni bulunan delillerin ipuçlarını verdi.
Yılmazer’in sorgu tutanağında yer alan ancak pek fazla dikkat çekmeyen bir ayrıntıya bakmak, yeni delillerin ne olduğu konusunda fikir veriyor.
KAYIP F5 FORMLARI
Bu tutanaktan anlıyoruz ki Dink’in öldürülmesi henüz gündemde yokken, Dink’in öldürülmesinde rol oynayan Yasin Hayal grubuna yönelik teknik takip ve tarassut (izleme) faaliyetleri gerçekleştirilmiş.
Yasin Hayal ve grubuyla bağlantıyı sağlayan, o dönemde Trabzon İstihbarat Şube’sinde görevli olan ve halen Dink soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan soruşturmanın kilit isimlerinden Muhittin Zenit, görevi gereğince bu izleme faaliyetlerini raporlaştırıp bağlı olduğu büroya teslim ediyor.
Daha önce yine bu köşede belirttiğim üzere, Emniyet teşkilatındaki istihbarat faaliyetleri Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’ne göre gerçekleştirilir. Bu yönetmelik polis istihbaratının “kırmızı kitabı” olup teknik ve fiziki takipler, yardımcı istihbarat elemanlarıyla yürütülen ilişkiler, elemanlara yapılan maddi ödemeler, her türlü haber alma faaliyetleri, örtülü ödenek harcamaları, Emniyet istihbaratında çalıştırılacak personelin nitelikleri gibi her şey en küçük ayrıntısına kadar bu yönetmelikte yer alır.
İşte istihbaratçı polis memuru Zenit’in, Hayal grubuna yönelik tarassut faaliyetleri sonrasında hazırladığı F5 raporları da bu yönetmelik gereğince hazırlanır. Yardımcı İstihbarat Elemanları (YİE) ile yapılacak buluşmalar F3, buluşmalardan elde edilen ve Ankara’daki İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na gönderilen bilgilendirme raporları F4 olarak yönetmelikte tanımlanır.
Bu çerçevede, istihbaratçıların “hedeflerine” yönelik yaptıkları takipleri detaylı biçimde hazırladıkları F5 formları da en az F3 ve F4 formları kadar kıymetlidir. Hatta kimi zaman daha değerli bile olabilir.
Zenit; Hayal grubuyla ilgili F5 olarak tanımlanan “tarassut formlarını” hazırlayıp teslim ediyor. Ancak ne hikmetse 24 takip formunun daha sonra kaybolduğu anlaşılıyor.
Kayıp olduğu anlaşılan bu raporlar, soruşturmanın yeni evresinde savcılar tarafından ilk kez ortaya çıkarılıyor. Halen tutuklu olan polis memuru Zenit’in kendisine ait kayıtlardan söz konusu F5 raporlarına ulaşılınca, aslında Hayal grubunun Dink suikastıyla ilgili bilinen süreçten çok daha önce fark edildiği, faaliyetlerinin ciddi biçimde yakından takip edildiği ve raporlandırıldığı anlaşılıyor.
Hal böyle olunca soruşturmayı yeniden açan savcılar, bu yeni kayıtları değerlendirip soruşturmaya yeni boyut kazandırıyor.
BUHAR OLAN BİLGİSAYAR
Bu süreçte küçük bir detay daha savcıların çalışmasıyla tespit edildi.
Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi’nde yazışmaların bulunduğu bir bilgisayar, Dink cinayetinden 9 gün önce yani 10 Ocak 2007 günü “arızalandığı” gerekçesiyle “arıza formu” düzenlenerek kullanım dışı bırakılıyor.
Ancak arızalı bilgisayar, 10 Ocak’ta kullanım dışına bırakılmasına karşın onarım için hemen Ankara’daki EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na gönderilmiyor. Bilgisayar, 2 Şubat 2007 günü resmi yazı ile Ankara’ya gönderiliyor.
Buna karşın 26 Şubat 2007’de arızalı bilgisayarın yerine Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi’ne getirilen yeni bir bilgisayar kullanılmaya başlanıyor. Trabzon Emniyeti’ndeki bu kayıtlara karşın Ankara’daki daire başkanlığının kayıtlarında yapılan incelemede böyle bir bilgisayarın teslim ve onarımına ait hiçbir kayıt bulunamıyor.
Şimdi bu “hayali” bilgisayarın önemi şu ki; Dink cinayeti öncesinde resmi dinleme kararlarıyla elde edilen bilgiler, yapılan yazışmalar ve hazırlanan raporların hepsi bu bilgisayarın içindeydi. Bilgisayarın buhar olmasıyla, içindeki delil ve bilgilerde doğal olarak uçtu!
Savcılar soruşturmanın sonuna geldi, artık iddianame yazım aşaması başladı.
İddianamenin yazımının tamamlanması ve kamuoyuna açıklanmasıyla çok farklı bir Dink soruşturmasıyla karşılaşacağız."