Aşkı hep güzel anlatırlar. Hep mutlu hep temiz. Uzun uzadıya bir yol gibi, bitmeyen bir sanat gibi. Ama bazen aşk, bir soğuğun kuytusunda sevimsiz bir gecedir. Ve aşk kurumaya bırakılmış bir ağaç gölgesidir. Aşk bir kızın yüzsüzlüğüdür. Ve aşk mutluluğa dokunulmazlıktır. Aşk sen ve benden oluşan iki kirli hecedir ve aşk uzun soluklar yolculuğundan alınan bir nefesin izidir. Ve aşk bir oyunun sonunda acımasız bir adamın eğlencesidir. Ve aşk bir oyundur oynanan. Kuralsız, acımasız yokuşlarla dolu, kimisi yorgun düşüp pes eder, kimisi kazanmak için yol kat eder. Ama her zaman aynı sonuç bir gün oyun biter…
Bir Gün Ömrümüz
Hani her günün bir aydınlığı olur ya! işte böyle başlar karanlıklarda umutlar. Hep bir aydınlık, bir bağlılık isteriz günümüze. Ve savaşmaktan çok kaçmayı isteriz. Bir aydınlık sabahında akşama doğru söner umudumuz. Sabaha doğru yeşeren bir umut daha. Böyle sürer gider ömür denen kargaşa ve yarına kalmaz gücümüz. Yası başlar kayıp günlerimizin, arkadaş sürgün bir yürek ve yorgun bir kavga. Ve aslında soluk soluğa bir gün ömrümüz…