Yüksekova Güncel

Sanatçılar: Artık kan değil gül damlasın yüreğimize

Kültür Sanat

Devam eden savaşın "sarayın savaşı" olduğunu ve tüm Türkiye halklarına karşı ilan edildiğini belirten sanatçılar, artık ölümleri seyretmemek için bu savaşa dur demek gerektiğini söyledi. Aynur Haşhaş, Grup Emeğe Ezgi, Grup İsyan Ateşi, Suavi, Hakan Yeşilyurt, Haluk Tolga İlhan, Ferhat Tunç ve Pınar Aydınlar, sarayın savaşına karşı "Onurlu bir Barış" dedi.

AKP, seçimlerin ardından tek başına iktidar için devreye koyduğu savaş politikaları daha şimdiden aralarında çocukların da olduğu 78 sivili katlederken, savaş Kürdistan'da şehirlerin bombalanması, halkın üzerine ateş açılması, köylerin yakılması gibi saldırılarla devam ediyor. Toplumun tüm kesimlerinden AKP'nin savaş politikalarına tepkiler gelirken, sanatçılar da insanlığı, doğayı, barışı boğan AKP'nin savaş politikalarına "Artık yeter" diyor. Savaşa karşı sokağı, sazlarıyla, sesleriyle, oyunlarıyla, danslarıyla, fırçalarıyla özgürlüğün ve barışın sembolü haline getirmeye çalışan sanatçılar, hayatın her alanında sanatın sesini, özgürlük taleplerini yükselteceklerini söyledi. Aynur Haşhaş, Grup Emeğe Ezgi, Grup İsyan Ateşi, Suavi, Hakan Yeşilyurt, Haluk Tolga İlhan, Ferhat Tunç ve Pınar Aydınlar DİHA'ya konuştu.
Haşhaş: Çocuklarımızın ölümünü seyretmeyeceğiz dememiz lazım
AKP'nin savaş politikalarına tepki gösteren sanatçılardan birisi de Sanatçı Aynur Haşhaş. Ölümlerin hangi taraftan olduğunun önemi olmadığını belirten Haşhaş, sarayın savaşında ölenlerin emekçilerin çocuğu olduğunu söyledi. Haşhaş, "Asker olsun, gerilla olsun fark etmiyor, sonuçta ölen bir can ve sonucunda ağlayan anne ve babalar. Şu ana kadar zengin aile çocuklarının o çatışmalardan yara aldığını gördünüz mü? Tarih boyunca üsttekiler tepinmiş ve alttakilerin ölümünü seyretmiştir. Alttakiler neden üsttekileri dinliyor" dedi. Artık halkların "sizin çıkarlarınız için savaşmayacağız" diyerek sokağa çıkması gerektiğini belirten Haşhaş bunun öncülüğünü de annelerin yapabileceğini belirterek, " 'Biz sizin çıkarlarınız için savaşmayacağız, canımızı ölüme yatırmayacağız, çocuklarımızın ölümünü seyretmeyeceğiz' demeleri lazım. Her iki taraftan da anneler sokağa çıkmalıdır" diye konuştu.
Grup İsyan Ateşi: Savaşa karşı ısrarla onurlu barış

Grup İsyan Ateşi'nin solisti Tansu Gökçe, devletin savaşçı yüzünü 30 yıldır tanıdıklarını ifade ederek, Kürt halkının iradesinin tanınmadığını ve Kürt halkına yine savaş dayatıldığını söyledi ve "Savaşa karşı ısrarla barış" dedi. 
Grubun bir diğer solisti Arif Erendemir de, "Herkesin kendi vicdanı ile buluşması gerekir. Bu savaşta ölen her iki tarafında yoksul halk olduğunu sokak sokak anlatmamız lazım" diye konuştu. 
Grup Emeğe Ezgi: Bizim birlik olmamızdan korkuyorlar
Grup Emeğe Ezgi solisti Ebru Şahin, devletin ve AKP hükümetinin halkların birlik olmasından, yan yana durmasından korktuğu kaydederek, "Şu anki çatışma süreci özgürlüğünü eline almak için yola çıkmış bir halkın önünü kesmektir. Yani bu çatışmalar, saldırılar, katliamlar, infazlar ve işkenceler tamamen iktidarın, devletin, sistemin korkusunun ifadesidir. Bizler aydınlar, sanatçılar olarak ne yapmalıyız, biraz da bunu düşünmemiz ve bunun için harekete geçmemiz gerektiği düşüncesindeyiz. Ama şunu da biliyoruz ki birlikte olduğumuz sürece her şeyiz. Birlikte olamadığımız sürece yan yana duramadığımız sürece bu mücadeleye, halkların mücadelesine, işçilerin ve emekçilerin mücadelesine, kadınların mücadelesine omuz vermediğimiz sürece bizlerde aslında geleceği yok etmeye mahkûmuz" dedi. 
Grup Abdal: Barıştan vazgeçmeyeceğiz
Grup Abdal solisti Haluk Tolga İlhan, "Hem gerilla hem de yoksul askerler son süreçte ve hep de öyleydi katliama uğruyor. Dolayısıyla bu sınıfsal ayrımı görmek lazım. Zengin insanların bir şekilde ekonomisi güçlü insanların bu savaştan yırttığını, askerlerin genelde yoksul çocuklar olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla barıştan vazgeçmeyeceğiz" dedi. Sanatçılara da bu kirli savaşı teşhir etmek görevi düştüğünü belirten İlhan, "Sanatımızla göstermek ve de dayanışmayı büyüterek bir an önce barışla ilerlemek gerekiyor" diye belirtti. 
Suavi: Bu darbeci zihniyeti deşifre etmek gerek

7 Haziran seçimlerinin ardından "darbeci şiddetin" devreye girdiğini belirten sanatçı Suavi, yeniden seçimlere gidilmesiyle ilgili "Oyların sandığa yansıması engellenecek. Çünkü ve ancak bunun sağlanması halinde imparatorluk kaçınılmaz görünüyor" diyerek erken seçim sonuçlarından medet ummanın saflık olacağını söyledi. Savaş kışkırtıcılığına karşı durmak için herkesin yüksek sesle ve kararlı bir biçimde HDP'yi sahiplenmesi ve savunması gerektiğini dile getiren Suavi, "Başta saray olmak üzere her türlü yasa dışılığı yüksek perdeden haykırmak, bu darbeci zihniyeti deşifre etmek önemli olacaktır.
Ve defalarca denenmiş olan 'barış çağrısı' yerine, çok güçlü bir kitlesellikle, Erdoğan'ın istifasını haykırmak ve darbeye karşı kararlı bir duruş sergilemek etkili olacaktır" diye konuştu. 
Yeşilyurt: Erdoğan Hitlere nal toplatıyor 

"Erdoğan Hitlere nal toplatıyor" diyerek savaşta ısrarcı olan Cumhurbaşkanı'na tepki gösteren sanatçı Hakan Yeşilyurt, Erdoğan'ın HDP'nin barajı geçmesini kaldıramadığını söyledi. Eşit şartlarda onurlu bir barış olması gerektiğini dile getiren Yeşilyurt, "Askerin de gerillanın da ölmesini istemeyiz" dedi. Sanatçıların barış için net tavır sergilemesi gerektiğini belirten Yeşilyurt, "Sanatçılar her yerde barışı dillendirmeli. Zaten dillendiriyoruz. Toplantılar yapıyoruz. Sanatçıların gidip Erdoğan'la görüşecek hali yok. Biz şarkılarımızda barıştan bahsediyoruz" dedi. 
Tunç: Sarayın savaşı ve tüm Türkiye halklarına karşı açıldı
Sanatçı Ferhat Tunç, bu savaşın tamamıyla bir sarayın savaşı olduğunu belirterek, bu savaşın da Türkiye halklarına karşı başlatıldığını söyledi. Tunç, bu savaş ile birlikte Kürdistan doğasının ve insanlarının katledildiğini ifade ederek, herkesin savaşa karşı tepkisini ortaya koymasını gerektiğini söyledi. 
Aydınlar: Artık kan değil gül damlasın yüreğimize
Sanatçı Pınar Aydınlar ise, AKP'nin savaş politikalarına tepki göstererek, "Artık kan değil gül damlasın yüreğimize. Çünkü her gün ölüm haberleri almak her gün yetim kalan çocuklar, öksüz kalan çocuklarla kurulu bir yaşam, biz böyle bir yaşamı inşa etmeye değil, bizler önce halkların, halk eşitliliğinin yaşandığı, halkların kardeşçe yaşandığı bir dünyanın özlemiyle mücadele yürütüyoruz. Bu ezen ve ezilenlerin savaşıdır. Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki tüm o egemen sistemin o faşizan zihniyetin bekçilerine karşı bizler halklar olarak, devrimci mücadeleye inanan sanatçılar olarak ortak bir mücadeleyi büyütmek zorundayız. Bu mücadeleyi de tüm halkların özgürce yaşayacağı bir dünyaya değin devam edeceğiz. Biz diyoruz ki barış istiyoruz, ne için barış istiyoruz; halkların omuz omuza mücadeleyi büyüttüğü bir barış istiyoruz" diye kaydetti. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.