Yüksekova Güncel

AKP'nin savaş oyununu kadınlar bozacak

Kadın

Barış Bloku, BİKG, İFK ve SFK'li kadınlar, AKP hükümeti tarafından devreye konulan savaş konseptinden en çok kadınların zarar gördüğünü belirterek, savaşa karşı tüm kadınların ortak zeminde mücadele etmesi gerektiğinin altını çizdi. Kadınlar AKP'nin halklar üzerine bombalar yağdıran 'savaş oyununu' bozacaklarını söyledi.

Geçici AKP hükümetinin seçim sonuçlarının ardından devreye koyduğu topyekün savaş konsepti sivil katliamları, siyasi soykırım operasyonları, sansür, gözaltı ve tutuklamalarla devam ederken, AKP'nin kendi iktidarı için halklara dayattığı savaşa toplumun tüm dinamiklerinden de tepkiler gelmeye devam ediyor. Savaşlardan en çok zarar gören kadınlar da AKP'nin iktidar savaşına karşı. Barış Bloku, Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG), İstanbul Feminist Kolektif (İFK), ve Sosyalist Feminist Kolektif'ten kadınlar devreye konulan topyekun savaş konseptine karşı, topyekun barış mücadelesini yükselteceklerini söyledi. AKP'nin savaş oyununu, kadınların mücadelesinin bozabileceğini belirten kadınlar, tüm kadınları da ortak zeminde mücadeleye çağırdı.

'Barış gelene dek eylemlerimize devam edeceğiz'

Barış İçin Kadın Girişimi üyesi Evrim Kurdoğlu, AKP'nin savaş konseptini devreye soktuğu günden bu yana sokaklarda olduklarını söyledi. Eylemlerine TSK'nın Kandil'i bombalaması, bölgede polis tarafından gerçekleştirilen infazlar ve sivil katliamların ardından barış için eylemlerine daha da hız verdiklerini belirten Kurdoğlu,"Eylemlerimize savaş durana dek ve kalıcı bir barış sağlanana dek eylemlerimize devam edeceğiz" dedi. İstanbul'un birçok noktasında "barış stantları" kuracakları ifade eden Kurdoğlu, stantlarda savaşa karşı onurlu bir barış ve çözüm için bilgilendirmede bulunacaklarını belirtti. Kurdoğlu stantlarda dağıtacakları broşürlerde, "Savaş kime yarıyor?", "Savaşla ne amaçlanıyor? "Savaşta en çok kim zarar görür?" sorularının cevaplarının da olduğunu söyledi.

'Öcalan üzerindeki tecridin son bulması gerekir'

Kalıcı barışın sağlanması için gerekliliklerin olduğunu bunlardan en önemlisinin ise PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması olduğunu vurgulayan Kurdoğlu, çözüm sürecinin yasalarla güvence altına alınmasının ve tarafsız bir gözlem heyetinin oluşturulmasının da gerekliliklerin başında geldiğini söyledi. Kadınların ölümden değil, yaşamaktan taraf olduklarını dile getiren Kurdoğlu, "Savaş en çok kadınları mağdur ediyor. Barışı isteyen tüm kadınlar sokağa çıkıp savaşa karış barışı haykırmalı. Kadınlar olarak sivillerin öldürülmesine son verilmesini istiyoruz. Çünkü kadınlar ölümden değil yaşamdan yana. Kadınlar olarak savaşın topyekûn halinden kurtulmamız gerekir" diye konuştu.

'Adı konulmamış bir savaş hukuku yürütülüyor'

AKP'nin devreye koyduğu savaş politikalarını katliamlarla sürdürdüğünü kaydeden Barış Bloku Koordinasyonu üyesi Nuray Sancar da, köylerin ve ormanların ateşe verilerek insanların bölgeden çıkarılmak istendiğine işaret etti. Sancar, Silopi'de halkın silahlarla tarandığını hatırlatarak, "Adı konulmamış bir savaş hukuku yürütülüyor" dedi. Savaşın puslu tablosundan en çok kadınların incindiğini ifade eden Sancar, halkların ideali olan barışın, sabote edilmeye çalışıldığını söyledi.

'Kadınların sesi Barış Bloku'nda birleşsin'

Barış Bloku'un ortak yaşam ideali ve cisimleşmiş ifadesi olduğunu kaydeden Sancar, "Barış Bloku, AKP'nin savaş heveslerini, yalnızlaştıran bir halk gücüdür" diye belirtti. Barış Bloku'nda kadın mücadelesi ve sesinin eklenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Sancar, "Çünkü en çok kadınların barışa ihtiyacı var. Çünkü komşu halklara açılan savaşta başka kadıların ölmesine, başka anaların ağlamasına kabul etmeyecek en büyük güç kadınlarındır. Çünkü bir halkın üzerine yağdırılan bombaların kıyıma, sürgüne, göçe maruz bıraktığı halkların acısını en önce hisseden kadınlardır. Bu yüzden barış bu topraklarda da kadınların eseri olacaktır. Kadınların sesi Barış Bloku'nda birleşsin, savaş ateşleri o sesin gücüyle söndürülsün" şeklinde konuştu.

'Topyekûn savaşa karşı topyekûn barış'

Sosyalist Feminist Kolektif üyesi Ayşe Penuş ise asker ve gerilla annelerinin savaş istemediğini aktararak, topyekûn savaşa karşı topyekûn barış mücadelesi verilmesi gerektiğini vurguladı. Kürdistan'da sürdürülen 30 yıllık savaş sürecinde her zaman barıştan yana olduklarını ifade eden Penuş, savaşı başlatanın devlet olduğunu ve acilen ateşkes yapması gerektiğini söyledi. Penuş, " Savaşı başlatan devlettir. Çatışmasızlık sürecini de yine devletin sağlanması gerekiyor" dedi. Savaş konseptinin devreye konulmasıyla birlikte gözaltı furyasının devam ettiğini de dikkat çeken Penuş, gözaltı ve tutuklamaların derhal durdurulması gerektiğini söyledi. Penuş, tüm kadınları savaş politikalarına karşı ortak zeminde mücadele etmeye çağırdı.

'Feminist öğreti savaşı reddeder barışta ısarcı olur'

Kürdistan'da AKP tarafından zoraki bir savaş çıkarıldığının altını çizen İstanbul Feminist Kolektif üyesi Beren Cevahir Şen de savaş aktörlüğü yapılarak halkların üzerine bombalar yağdıran savaş oyununu bozmak istediklerini dile getirdi. Şen, "Savaş tüm canlıların tahribatı demek. Savaş kadınların köleleşmesi, tacize ve tecavüze uğraması demek. Hem kadınlar olarak hem de halk olarak barışta ısrarcı olduğumuzu söylemeye devam edeceğiz" diye konuştu. Feminist öğretinin savaşı köktenci bir biçimde reddettiğini aktaran Şen, "İstanbul Feminist Kolektif olarak kadınlarla el ele savaş istemediğimizi sokaklara çıkarak dile getireceğiz. Zaten feminist öğreti savaşı reddeder. Tüm kadınlarla birlikte sokaklara çıkıp ses çıkaracağız. Feministler barışta ısrarcı" dedi.DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.