Yüksekova Güncel

'Urfa bizimle nefes alacak'

Güncel

Urfa’ya "herkese nefes olacak gerçek bir muhalefeti" sergileyeceklerini söyleyen Baydemir, kentin AKP’nin talan ve savaş politikalarına teslim edilemeyecek kadar kıymetli olduğunu belirtti.

 Urfa’ya "herkese nefes olacak gerçek bir muhalefeti" sergileyeceklerini söyleyen Baydemir, kentin AKP’nin talan ve savaş politikalarına teslim edilemeyecek kadar kıymetli olduğunu belirtti. AKP’nin Urfa’da önlenemez düşüş içine girdiğini kaydeden Baydemir, "Bunu önlemek içim iradeye yönelik hırsızlıklarına karşı da her türlü tedbiri alacağız" dedi.

Urfa’nın her bir köşesinde büyük bir ilgi ve sevgi ile karşılanan HDP Milletvekili Adayı Osman Baydemir, yerel seçimde yakaladığı ivmeyi genel seçim sürecinde artırarak sürdürüyor. Çalışma tarzı ile Urfa’da yerleşik siyasetçi algısını yıkan Baydemir, sistem partileri tarafından unutulan, ihmal edilen kesimlerle de tek tek buluşarak sorunlarına ortak oluyor.

AKP’nin savaş ve talan politikalarına artık isyan eden Urfa halkı Baydemir şahsında kendilerine ulaşan HDP’nin 'Yeni Yaşam' ilkelerini çıkış yolu olarak görüyor.

HDP Urfa 1. Sıra Adayı Osman Baydemir, Urfa'da yürüttükleri çalışmalar, halkın sorunları ve sandıklarda olası hilelere karşı alınması gereken önlemlere ilişkin sorularımızı yanıtladı.

'URFA AKP’YE TESLİM EDİLEMEYECEK KADAR KIYMETLİDİR'

Yerel seçimlerde bir rüzgar yaratmıştınız ve bu rüzgarın genel seçim sürecinde de devam ettiğini görüyoruz. Urfa’da seçim çalışmaları ve size yönelik ilgi hangi düzeyde?

Her şeyden önce Xelil-u Rahman şehrinde bulunmak, bu şehrin insanlarına dokunmak benim için büyük bir onurdur. Şu anda on bini aşkın insan Nemrudi barajın aşılması için canla başla çalışma yürütüyor. Bizim şu anda yürüttüğümüz çalışmanın adı tek başına bir seçim çalışması değildir. Her şeyden önce barışı inşa etme çalışmasıdır, özgürlüğü inşa etme çalışmasıdır. Urfa’nın da ekonomik ve sosyal kalkınması için, hakkına ve hukukuna kavuşması çabasıdır. Bütün arkadaşlarımız ile birlikte yapmış olduğumuz bu çalışmanın özünde aslında bir özeleştirisel duruş vardır. Çünkü Xelil u Rahman şehri AKP iktidarına emanet edilmeyecek kadar kıymetli bir şehirdir. Hatta Fırat coğrafyası, Fırat’ın emaneti AKP hükümetine ve düzen partilerinin insafına bırakılmayacak kadar kadim bir emanettir. Tam da bu noktada yürüttüğümüz çalışma halkımızla buluşma çalışması, otuz yıllık, kırk yıllık mücadele geleneğimizin halkımıza anlatılması, halkımızla buluşturulması çalışmasıdır. HDP’nin barajı aşması demek, barış perspektifinin kazanması demektir. HDP’nin barajı aşması demek,demokrasi perspektifinin barajı aşması demektir; HDP’nin barajı aşması demek, yeni bir toplumsal sözleşme, yeni bir anayasa ile Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların, Lazların, Çerkeslerin, Türkiye halklarının tümünün ortak paydalarda bir arada yaşam sürmelerinin kapılarının aralanması demektir. Bu itibar ile bu çalışma sadece bir seçim çalışması değil, gelecek yüzyılın ana akslarını,ana duruşunu ortaya koyabilecek bir yeniden yaşamı inşa etme çabasıdır.

'AKP URFA’YI SURİYE SAVAŞINA SÜRÜKLEDİ'

AKP hükümeti Suriye'de savaşı körükledi ve Urfa’yı da adeta bu savaşın bir parçası haline getirdi. Suriye savaşının yükü Urfa halkının omuzlarına bindirildi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Her şeyden önce hükümet Suriye savaşına benzin döktü. Yüzbinlerce insanın gözyaşının vebalini hükümet taşıyor. Yüzbinlerce mülteci şu an Urfa’da, açık söylüyorum; Urfa halkı şu anda Suriye savaşının faturasını ödüyor ve yükünü taşımaya çalışıyor. Hükümet adeta mültecileri kendi kaderlerine terk etti. Urfa esnafı kepenk kapatıyor, Urfa esnafı siftah yapmadan gün deviriyor, Urfa esnafı gırtlağına kadar kredi borcuna batmış durumda. Emin olun, Suriye savaşına dair AKP’nin maskesi Urfa’da düşmüştür.

Hem Kobanê'den dolayı ama aynı zamanda komşularla "sıfır ilişki" anlayışının arkasında duran o mezhepçi ve aynı zamanda Kürt düşmanlığı olan politika Urfa’da teşhir olmuştur, Urfa’da açığa çıkmıştır. Bu itibarla da Urfa‘da Türkmen de, Arap da, Kürt de bu seçimlerde umudu, bu seçimlerde çıkışı HDP’de görmektedir. Zaten HDP’nin özü de tüm halkların bir arada yaşatılması projesidir. HDP Urfa’dır, Urfa HDP’dir aslında. Bir buluşma, bir kucaklaşma yaşıyoruz şu anda. Sandığa yansıyan irade emininiz ki, HDP’yi birinci tercih yapacaktır.

'URFA’NIN İHTİYACI OLAN MUHALEFETİ SERGİLEYECEĞİZ'

AKP’li olduklarını ancak size yerel seçimde oy vermedikleri için pişman olduklarını söyleyenler ile karşılaştık. AKP’li Urfa Belediyesi'ne de büyük tepkileri var. AKP’nin olumsuz yerel yönetim pratiğinin Urfa’nın tercihi üzerinde nasıl bi etkisi olacak?

On yıllık yerel yönetim deneyimi ile Urfa’ya geldik, arkamızda büyük bir metropol, büyükşehir deneyimi vardı. O deneyimi Urfa’ya vermek, şüphesiz ki Urfa’yı hak ettiği noktaya getirmenin çabasını ortaya koymak nasip olmadı. 'İki ayaklı kediler' trafoya girdi ve maalesef olmadı! Dolayısıyla çalmayacakları beklentisine girmek çok saf bir duruş olacaktır. Bu deneyimle bunların önüne geçmek, tedbirlerimizi almak esas çabamız olacaktır. AKP Urfa’da 763 proje taahhüdüdünde bulundu, biz bu projelerin hayata geçmesi konusunda takipçisi olacağız. Urfa HDP’yi bir güç halinde parlamentoya gönderirse, yani Urfa bir muhalefete kavuşursa bu şehirde belediyenin açığını hizmete dönüştürme çabasında olacağız. Yine Urfa’nın kazanması ve hizmete kavuşmasının tabiri caizse sözcülüğünü yapacağız. 14 aylık zamanı geride bıraktık ve beş yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor, belediyecilikte beş yıl çok uzun zaman sayılmaz, bugüne kadar gençlikten esnafa, muhtardan kırsal alana kime dokunuyorsak belediye hizmetlerine dair adeta bin ah işitiyoruz. İşte görüyorsunuz, günün bu saatinde yirmi lira, otuz lira satış yapamamış esnaflarımız var. Bu böyle gelmiş böyle gitmeyecek.

'AKP ÜLKEYİ NEFESSİZ BIRAKTI'

AKP için meydan meydan dolaşarak oy isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablo içerisinde Urfa’ya geldi. Erdoğan’ın Urfa mitingi beklentilerini karşıladı mı?

Çok açık ve net; tarihimizin en adil olmayan seçimini yaşıyoruz. Neredeyse HDP sıfır bütçe ile hükümetle yarışıyor, devletle yarışıyor, devletin bütün olanakları ile yarışıyor. Bir yanda devletin bütün olanaklarını kullanan AKP hükümeti, hazine yardımları, onlarca televizyon kanalı, canlı yayınlar; bir yanda da HDP olarak halkın gücü ile, iman gücüyle mücadele yürütüyoruz. Neredeyse yüz altmışa yakın merkezde saldırıya maruz kaldık, bombalandık, darp edildik. Tek bir yanıt vermedik, şiddete asla şiddet ile cevap vermedik ve vermeyeceğiz. Yetmedi, Başbakan, kabine üyeleri, yetmedi, Cumhurbaşkanı da sahneye çıktı. Cumhurbaşkanı'nın bütçesi de kullanılıyor, Sayın Cumhurbaşkanı'nın gizli kabinesinin de bütçesi bu manada kullanılıyor, örtülü ödenekler kullanılıyor. Ama emin olun, haklı bir davanın gücü ve kudretini hiçbir parasal güç alt edemez, er ya da geç halkın gücü ile bu mücadele barajları geçecektir ve demokratik bir yaşamın inşa edici bir muhalefetin önünü de açmış olacaktır. Türkiye’de böyle bir muhalefetin varlığı su gibi, nefes gibi bir ihtiyaçtır zira Türkiye nefessiz kaldı. AKP iktidarı döneminde Türkiye tamamen nefessiz kaldı, şu anda hem Urfa açısından HDP bir şans, bir nefes borusudur, ama aynı zamanda HDP bir fırsattır, bir şanstır ve nefes almasını tabiri caizse sağlayacaktır.

Bu itibarla da Sayın Cumhurbaşkanı tarafsızlığını tamamen yitirmiştir. Bir yandan anayasayı tamamen ihlal ediyor öte yandan Kenan Evren anayasasının yüzde on barajını Kürt halkı, ezilenler ve ötekiler üzerinde bir bariyer olarak kullanmaya devam ediyor. Açıkçası, Sayın Erdoğan, hani Recep Tayyip Erdoğan, RTE diye bir marka var ya, o markayı şöyle izah etmek gerekir; 'Resmen Tarafsın Erdoğan!'

Bir Cumhurbaşkanının bir seçime bu kadar kilitlendiğine hiç tanık olmadık daha önce. Ama emin olun, demokrasiyi yine HDP’den öğrenecekler, Urfa’dan öğrenecekler. Çünkü Urfa HDP’nin barajı aşmasında öncülük eden şehir olacaktır.

SANDIK GÜVENLİĞİ

Son günlerde özellikle sandık güvenliğine dikkat çekiyorsunuz. Malum, geçen yerel seçimlerde oylarınızın yarısına yakını AKP tarafından elektrik kesintileri yapılarak çalınmıştı. Bu seçimde ne gibi tedbirler alacaksınız?

Bir kere açık yüreklilikle ifade ediyorum; seçimlerde adaylar partilerinin vitrini olurlar. Halka giderler, partilerinin programını, planını, bakış açısını topluluklarla birleştirirler ve heyecan oluşturmaya çalışırlar. Toplumun özü ile kucaklaşmaya vesile olmaya çalışırlar. Ama sandık güvenliğini sağlamak ve bu konuda organizasyonu yapmak her şeyden önce il ve ilçe teşkilatlarımızın yani örgütümüzün sorumluluğundadır. Çok açık ve net söylüyorum; sandığa sahip çıkmak, sandığa yansıyan iradeyi korumak halka duyduğumuz saygının ölçütü ve ifadesidir. İkinci husus, yetmiş yıllık halkımızın ödemiş olduğu bedellere, onlara duyduğumuz saygının ölçütüdür. Bu minvalde seçim çalışmasında yürütmüş olduğumuz bütün çaba, bütün efor, bütün alınteri, onbinlerce insanın eforu, alın teri için 7 Haziran altı buçuktan akşam 22.00’a kadar herkesin seferber olması gerekiyor.

Tarihimizin en kısa seçimlerinden biri olacak çünkü herkes sandık başına gittiğinde bir oy ullanacak ve çıkacak. Oylar sayıldığında bir oy sayılacak, yani çok uzun sürmeyecek bir işlem olacak. Bu nedenle çok kısa zamanda olacak.

Sabahın altı buçuğunda başlayacak olan seçim takviminde her sandık başında en az üç müşahit bulundurmak sorumluluğumuzdadır. Bunu örgütümüz, ilçe teşkilatımız mutlaka yapmak durumundadır.

Her bir birey, her bir yurttaş ancak kendi oyunu kullanabilir, bunu mutlaka tesis etmek zorundayız.

Bir birey başka birisinin yerine oy kullanmamalı kullanamaz. Bir muhtar ya da köyden bir ileri gelen bütün köyün yerine oy kullanamaz kullandırtmamalıyız.

İşlemler, sandıklar açıldıktan sonra bir müşahidimiz, oy pusulasına mührün hangi pusulaya hangi partiye basıldığının tespitini kendi gözleri ile yapmalıdır. Sadece anons edilen bilgi ile yetinmemelidir.

Anons edilen bilginin doğruluğunu teyit eden müşahidimiz, anons edilen bilginin kayda doğru geçirildiğini de yine kendi gözleri ile teyid etmelidir. Yani sandığa giren iradenin, sandıktan çıkan iradenin, aynı irade olduğunu kayıt altına almak durumundadır.

Tutanaklar yazıldığın da ıslak imzalı tutanakların bir tanesinin müşahitlerimiz tarafından mutlaka parti merkezimize ulaştırılması gerekiyor.

Torbalar mühürlendikten ve ilçe seçim kuruluna gönderildikten sonra, gönderilmeden hemen önce konulacak aracın içerisinde başka torbanın olup olmadığı mutlaka tespit edilmeli ve tertemiz arabaya, boş arabaya torbalar konuşmalıdır.

Mühürlü torbanın arabaya konulduktan sonra ilçe seçim kuruluna ulaşıp ulaşmadığının tespiti için yine müşahitlerimiz tarafından başka bir araç ile takibi sağlanmalıdır ki, yolda başka bir mekanizmaya, başka bir adrese, başka bir okul bahçesine, başka bir karakol bahçesine girip torbaların ve tutanakların değiştirilmesi önlenebilsin.

İlçe seçim kurullarına ulaşan torbalar ve ulaşan kayıtların bu sefer ilçe seçim kurulları içerisinde bulunan, gerek hukukçu gerek aday ve gerek ise il ve ilçe yöneticilerimiz tarafından doğru okunduğunun bizzat gözleri ile teyidinin yapılması gerekiyor.
Doğru okuna tutanağın bilgisayara kayıt aşamasında bilgisayar yazmanı tarafından doğru yazıldığının bizzatihi tespitinin yapılması lazım.

Örneğin bize verilen 240 oyun 24 olarak yazılmasının önlenmesi lazım. Her yarım saatte bir bilgisayar çıktılarının da alınması lazım. Emin olun ki halkımızın sandığa yansıyan iradesinin korunması barajı hayli hayli aşmamıza yetecektir.ANF

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.