Türkiye'de 'suç', Hindistan'da model
Türkiye'de 'suç', Hindistan'da model
Türkiye'nin şiddetle bastırmaya çalıştığı "özyönetim" dünyanın en büyük ikinci nüfusuna sahip Hindistan'da çözüm modeli olarak yıllardır tıkır tıkır işliyor. Ülke nüfusunun 4'te 3'üne denk gelen çiftçiler, Hindistan Çiftçiler Birliği bünyesinde kurdukları halk meclisleriyle sorunlarına çözüm gücü oluyor. Yerel ve tabandan örgütlenmeyi esas aldıklarının altını çizen Birliğin Genel Sekreteri Yudhuil Singh, "Tarım bizim hayat biçimimiz" dedi
'Tarım bizim hayat biçimimiz'
Hindistan'ın 11 eyaletinde örgütlü en büyük çiftçi örgütü olduklarını belirten Singh, Ulusal Koordinasyon Komitesi'ne de üye olduklarını söyledi. Singh, çiftçilerin yerel sorunlarının Eyalet Koordinasyonları ve ulusal sorunlarının ise Ulusal Koordinasyon Komitesi tarafından çözüldüğünü kaydetti. Küresel tarım ağları içerisinde tarımın büyük şirketlerle ve uluslararası kuruluşlarca yapılmasının çiftçilerin önüne en büyük problem olarak çıktığını dile getiren Singh, tarımda kimyasal, böcek ve yabani ot ilaçlarının aşırı kullanılmasının izin hakları gibi birçok sorunlarının olduğuna dikkat çekti. Örgütlerine bağlı yereldeki kollarının bu sorunlarla ilgili çözüm üretmeye çalıştıklarını ve sorunların çözümü için uluslararası bağlantılar kurduklarını aktaran Singh, "Bizim için tarım şirketleşmemesi gerekir. Tarım bizim hayat biçimimiz. İşletme mantığıyla yaklaşmayı çok yanlış buluyoruz" dedi.
'Çiftçiler taşeronlar tarafından sömürülüyor'
Hindistan'ın köylüler ülkesi olduğunu ve toplumun yüzde 60'ının küçük çiftçilerden oluştuğunun bilgisini paylaşan Singh, şunları belirtti: "Hindistan'ın bağımsızlığından sonra Toprak Kanunu gerçekleşti. Bu yüzden aslında neredeyse tarımla uğraşan herkesin kendi toprağı var. Küçük çiftçiler aileleriyle birlikte çalışıyorlar bu topraklarda. Hindistan'da 600 bin köy var. Köylerin nüfuslarının yüzde 70'i çiftçidir. Çiftçi olmayanlar da yarı zamanlı çiftçi, yarı zamanlı başka işlerle uğraşıyor. Çiftçilerin en büyük problemi pazarlama. Pazarda hiçbir korumaları ve güvenceleri yok. Ve aracılar (Taşeron) tarafından çok sömürülüyor."
'Temsilyette bir sorun yaşamıyoruz'
Örgütlenme biçimlerinin tamamen yerel tabandan oluşan bir yapı şeklinde işlendiğini vurgulayan Singh, işleyişlerini şöyle anlattı: "En küçük sokaktan ve mahalleden başlıyor. Yerel ve ulusal düzeye kadar dört seviye örgütlenme biçimi var. 3-4 sokakta oluşan bir meclis sistemi var. Bu meclis yerel tabandaki örgüttür. Ve bunlar halk meclisleridir. Daha sonra bu meclisin üzerinde mahalle meclisi oluyor. Onun üzerinde eyalet, eyaletin üzerinde de ulusal meclis var. Bir mahalle meclisinde çıkan temsilci, ilçe ve ilçe düzeyindeki toplantıya gönderiliyor. İl düzeydeki toplantıda çıkan temsilci eyalet üzerindeki toplantıya gönderiliyor. Bu toplantılarımız düzenli olarak her ay yapılıyor. Toplantıların tarihleri her zaman aynı tarihte yapılır ve hiçbir zaman değişmez. Ulusal toplantılarımız da 3 ayda bir yapılıyor. Dışarıdan veya hükümetten hiçbir destek almıyoruz. Dolayısıyla tamamen yerel ve tabandan bir örgütlenme var. Ayrıca bu toplantıları dışında 6 ayda bir genel kurul yapıyoruz. Bu toplantılarda çiftçilerin temel sorunları, çözüm önerileri konuşuluyor. Çiftçiler ve aileler yerel mahalle meclisinden ulusal seviyeye kadar iyi ilişkiler içindedir. Dolayısıyla temsilyette bir sorun yaşamıyoruz."