Birgün gazetesinden Erk Acarer, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine giderek buradaki izlenimlerin aktardı. Erk Acarer’in Birgün gazetesinin bugünkü (12 Haziran 2015) nüshasında “DEDAŞ’tan IŞİD’e kıyak” başlığıyla yayımlanan haberi şöyle:
Akçakale’de olanları akıl almıyor. IŞİD’in elindeki Telabyad’a buradan elektrik verildiği iddia ediliyor. Bir DEDAŞ yetkilisi, “Akçakale’de günde üç-dört kez kesinti olur, ancak Telabyad’a 24 saat boyunca elektrik veririz, bu hattın bakımını da biz yaparız” diyor
Saat 23:00 gibi koalisyon uçakları IŞİD’in elinde bulunan Telabyad’ın bir bölümünü birkaç kez vuruyor. Urfa’nın Akçakale ilçesi bomba seslerine alışık! Sokaklar çok erken boşalıyor. Çetecilerle karşılaşıyor muyuz? Elbette! Biraz sert bir cümle olabilir ama IŞİD’in nefesini arkamızda duyuyoruz. Geçtiğimiz her yerde telefonlar açılıyor. Camlardan yolumuza bakanlar çıkıyor. “Her sakallı IŞİD değildir” deniyor ancak Selefi tarzıyla dolaşanların, gözleriyle tehdit eden adamların, yolumuza çıkan araçların kime ait olduklarını anlıyoruz. Söylenen net cümle, aldığımız havayla örtüşüyor: “DEAŞ burada!”
Akçakale üzerinden, ‘bir iktidarın’ ülkenin başına açabileceği dertlerin ne denli büyük olabileceği görülüyor. IŞİD havası bir yana, Akçakale’nin kısa bir süre sonra başka tehlikelere de gebe olduğu anlaşılıyor. İlçe üzerinden AKP’nin başımıza açtığı belaları sıralıyoruz:
1. 'IŞİD'in elektriğini kesmeyiz!'
IŞİD’le Türkiye arasındaki tampon bölgede Toprak Mahsulleri Ofisi’nin deposu var. Henüz Suriye’de iç karışıklık çıkmadan önce iki ülke arasında yapılan anlaşmaya göre karşı tarafa, ofis deposunun hemen yanından çekilen üç hatla elektrik verilmeye başlandı. Ne var ki karşı taraf yani Telabyad, IŞİD’in eline geçtikten sonra da Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (DEDAŞ) elektriği kesmedi. Bir DEDAŞ yetkilisinden edindiğimiz bilgiye göre yıllardır karşıya elektrik veriliyor. DEDAŞ yetkilisi, “Akçakale’de günde üç-dört kez kesinti olur ancak Telabyad’a 24 saat boyunca elektrik veririz, bu hattın bakımını da biz yaparız” diyor. Akçakale’de ise elektrik gidince tarım alanlarını sulamak için gerekli olan dinamolar çalışmıyor, toprak kuruyor, ekinler bozuluyor, yanıyor. Görünen şu ki, halka IŞİD kadar sahip çıkılmıyor. IŞİD’in bizden aldığı elektrik savaş bölgesinde daha çok insanın ölümü anlamına geliyor. Trajik ve nihai özet kısmı ise şu; IŞİD’e giden elektrik hepimizin cebinden gidiyor!
2. Kaçakçı IŞİD'den memnun
Bölge geleneğinde kaçakçılık var. Ancak bugünkü kaçakçılık geçmiştekine benzemiyor. Suriye’deki savaştan beri insan kaçakçılığı yapılıyor. Karşı taraf ve Türkiye arasında koordinasyonu sağlayan simsarlar var. Bunların, cihatçılara gönderilen adam başına 100 dolar ücret aldıkları iddia ediliyor. Akçakale’de son yıllarda zengin olanların sayısı bir hayli fazla! Sınır kapısında döndüğü söylenen para dudak uçuklatacak cinsten. İddialara göre, Akçakale sınır kapısında günde 7 ila 13 milyon dolar para el değiştiriyor.
3. Sınırdan başka neler geçiyor?
İşte tam bu noktada çok daha vahim iddialar bulunuyor. Şahitlerden ve kendisine ‘iş teklif edilenlerden biri’ şunları söylüyor: “Firmamızdan yüklü miktarda boya istediler. Aracılar bizi buldu. Ancak karşı tarafa geçirilen boya ile bomba imal edileceğini anladık. ‘Kana ortak olmayız’ diyerek reddettik. Biz olmazsak, başkası… Adam bulmak zor değil. Bu işi de aldılar! Gümrük bölgesini tanıyan başka bir esnaftan aldığımız bilgi de tüyler ürpertici: “Yüklü miktarda trafo yağı gider. Gübre geçer. Trafo yağı, 0.5’lik gübre ile karıştırılınca çok şiddetli bir patlayıcıya dönüşen kimyasal elde ediliyor. İçinde ne olduğu meçhul saman torbaları geçer. Gönderilen temel gıda ve ihtiyaç maddelerini saymıyoruz bile! Serum ve tıbbi malzeme de sevk eden kamyonların haddi hesabı yok. Tıbbı malzemeler Urfa ve Antep’teki merdiven altı depolardan kayıtsız çıkıyor!”
Karşıda IŞİD’e elektrik çekildiği iddia edilen bölge görülüyor. Ayrıca tampon bölgeye giden tel örgülerin ne kadar kolay aşılabileceği anlaşılıyor.
4. IŞİD işsizlere göz kırpıyor
Akçakale’de aşiretler hâkim! Bu aşiretlerin, her türden ‘ticaret ilişkilerinde’ aktif rol oynadığı anlatılıyor. Bölgenin siyasi yapısı da aşiretler tarafından şekillenmiş durumda. Peki, ‘arkası sağlam olmayan halk’ ne durumda? Burada da Suriyelilerin yoğun olduğu tüm bölgeler gibi yerel halk sığınmacılardan şikâyetçi. Çünkü sığınmacılar ucuz işgücü olarak kullanılıyor. Halkın 10 liraya yaptığını onlar 1 liraya yapıyor. Ev kiraları yüksek! Ev sahipleri birkaç kat daha fazla para alabildikleri için sığınmacıları tercih ediyor. Halk yoksullaşıyor. Bu nedenle IŞİD’e katılmayı düşünenlerin sayısının bir hayli fazla olduğu söyleniyor. Onlardan biriyle konuşuyoruz. Şunları söylüyor; “Ailem olmasa giderdim. Öteki tarafta alacaklı olmayasın diye, kredi kartı borçlarını kapatıyorlar. Aylık 5 bin dolar para veriyorlar. Paraları bol, çok sayıda petrol kuyuları var. Akçakale halkı IŞİD’in varlığından rahatsız değil. Kendilerini bulmak çok kolay! Kuran kurslarından, mahalle evlerine kadar her yerde yuvalanıyorlar.” İşte anlatılanlar bunlar. İlave olarak; IŞİD’in cennet ve orada 72 bakire huri vaadi de prim yapıyor!
Sınırdan, bomba yapımında kullanılan malzemeler dışında temel gıda ve tıbbi malzeme taşıyan sayısız kamyon geçiyor. Yine buradan, ambulanslar da dahil olmak üzere 8-10 resmi araç giriş çıkış yapıyor, siren ise hiç çalışmıyor.
5. Polis yok, gizemli araçlar devriyede
Aslında ilçede yaşananlardan polis de asker de rahatsız. Sabah saatlerinde, bir jandarma astsubaydan bilgi alıyoruz. Sıfır noktasındaki bir ‘kirpi aracı’ karşı tarafı gözlüyor. Aracın ilginç hikâyesini, Süleymanşah Operasyonu’na katıldığını ve orada bir mayının üstünden geçerek yaralandığını öğreniyoruz. Jandarma astsubay, kaçakçıların her türden teklifi yaptığını ancak, bunlara prim vermediklerini anlatıyor. Gece boyunca sınırı geziyoruz. Hemen karşımızda, sınırın öte yanında IŞİD araçları devriye geziyor. 100 metre kadar yakınlaşıyoruz. Jandarma; sertçe uyarıyor: “Fotoğraf çekme!” IŞİD devriyede ve cihatçılarla komşuyuz. Ancak komşumuzun fotoğrafını çekmemize izin verilmiyor, usul bu! Fakat sabah fotoğraf alabiliyoruz. Gecenin bir vakti sınır kapısına yakınlaşıp uzaklaşan araçlar var. Cihatçılar, tampon bölgeyi geçip sınıra yakın rahatça dolaşıyor. Sokaklarda ne bir ekip otosuna ne de tek bir polise rastlıyoruz!
Akçakale sınır kapısında Hatay’a ait 31 plakalı araçların işi ne?
Bu araçların IŞİD’e aracılık yapan insan simsarlarının olduğu iddia ediliyor.
6. Gecenin bir vakti neler oluyor?
“Kaçakçılığın ana üssü Hürriyet Mahallesi” deniyor. ‘İşbirlikçilerin’ arabaları rahat rahat dolaşıyor. Suriye plakalı olan da Türkiye plakalı olan da var. Gecenin yarısı sokaklar bomboş fakat çekçekle sınıra karpuz götürenler var. Anlam vermek zor! Gece yarısı iki benzin istasyonunun karşı karşıya olduğu Akçakale meydanında garip bir insan kalabalığına rastlıyoruz. Sınıra yakın bir bölgede sığınmacılar toplanmış, kimilerinin ellerinde bavul var. Kimlikleri meçhul!
7. Suriyeli taksiciler çok zengin
Suriyeliler kendi araçlarıyla taşımacılık yapıyor. Vergi yok, kimlik sorulmuyor. İlçede neredeyse herkes Arapça biliyor. Ne var ki sığınmacıların lehçesi farklı. Bu nedenle Arapları taşıyorlar. Suriyeli taksicilerin çok zengin olduğu söyleniyor. Tuhaf bir alışkanlıkları var. Eczanelerden sıklıkla Aferin kapsül, Tranko Buskas, Apranax Plus adı verilen reçeteye tabii, çok kullanıldığında ise,uyarıcı ve uyuşturucu etkisi yaratan ilaçları talep ediyorlar. Sınıra adam taşıdıkları anlatılıyor. Bir görgü tanığı, kısa bir süre önce koalisyon uçaklarının IŞİD bölgesindeki petrol rafinerilerini vurduğu geceyi şöyle anlatıyor: “Petrol rafinerisinin vurulduğu gün tesadüfen sınıra yakındık. Karşı taraftan bir ambulans geldi. Suriyeliler, taksileriyle ambulansın arkasına takılıp konvoy yaptılar. Ambulans hastanede işini bitirdi. Sonra Urfa’ya doğru devam ettiler. Ne taşıdılar, ne yaptılar bilmiyoruz!”
8. Günde 8-10 resmi araç girip çıkıyor
Yine buradan, ambulanslar da dahil olmak üzere 8-10 resmi aracın giriş çıkış yaptığı biliniyor. Ambulanslar sakince giriş yapıyor, siren çalışmıyor. Nadiren siren sesi duyuluyor!
9. Toplanma: Harran; Geçiş: Akçakale
Akçakale’ye aylar önce geldiğimizde gözlemler yapmış ve kızları karşı tarafa geçip IŞİD’e katılan bir babayla tanışmıştık. Babanın ağzından şu lafları duymuştuk: “IŞİD kandırdı, devlet koridor açtı, kızlar kayboldu.” Acılı babayı evinde ağırlayan kişiyle buluşuyoruz. Yine tüyler ürperten şeyler ve net sözler duyuyoruz: “Şimdi o kadar geçiş yok. Daha çok karşı taraftan geliyorlar. Bunların toplanma yeri Harran, karşıya geçiş noktaları Akçakale. Buranın merkez üssü olduğunu açıkça ifade edebiliriz! Harran’da bir otelde toplandıklarını biliyoruz. Sınıra yakın kuyumcu ve döviz büroları IŞİD hesabına çalışıyor. Suudi ve Katar ortaklıkları var. Bunların da tedarikçileri Urfa’daki daha büyük işletmeler.” Döviz büroları, kuyumcular ve otel isimlerini, istendiğinde savcılığa bildirmek kaydıyla şimdilik saklı tutuyoruz.
10. Çetecilerle karşılaşıyor muyuz?
Elbette! Biraz sert bir cümle olabilir ama IŞİD’in nefesini arkamızda duyuyoruz. Geçtiğimiz her yerde telefonlar açılıyor. Camlardan yolumuza bakanlar çıkıyor. “Her sakallı IŞİD değildir” deniyor. Ancak Selefi tarzıyla dolaşan, gözleriyle tehdit eden adamların kim olduğunu ve yolumuza çıkan araçların da kime ait olduklarını biliyoruz. Söylenen net cümle; aldığımız havayla örtüşüyor. “DEAŞ gece orada, gündüz burada!” Akçakale’nin yerli nüfusu 100 bine yakın. Süleyman Şah adlı kampta yaklaşık 50 bin sığınmacı bulunuyor. İlçedeki Suriyeli sayısı ise 70 bini buluyor. Buradaki en yerinde ifade şu olabilir: Kimin eli kimin cebinde belli değil!
Yakında kıyamet kopacak
İlçede duyduğumuz en ilginç şeylerden biri şu: “Suruç halkı nasıl YPG’yi severse Akçakale de öyle IŞİD’i sever.” YPG’nin Telabyad’a üç koldan doğu, batı ve güney batıdan yaklaşmasını bu açıdan değerlendirmekte yarar var. Herkes 10 gün ile bir ay içerisinde kıyamet kopacağını söylüyor. IŞİD az ileride mevzileniyor. Kepçeler mevzi kazıyor. Bununla birlikte büyük bir askeri hareketlilik de göze çarpıyor. Sınır boyunca, IŞID’in canlı kalkan olarak kullanmak istediği savaş mağdurları da Akçakale’ye sığınmak için uğraş veriyor. Her gün yüzlerce kişi sınırı geçmek için uğraşıyor. Bu uğurda bedeller ödeniyor. Sınıra yakın hayvancılıkla uğraşan bir kişi, bir kadının sınırı geçmek için beklerken yolda doğum yaptığından söz ediyor. Bakalım, Akçakale nasıl tehlikeli günlere uyanacak, bunlardan kimler, nasıl rantlar sağlayacak?