ANF'nin Öcalan'a uygulanan tecride ilişkin sorularını yanıtlayan Tahmaz, İmralı'daki tecridin siyasi temsilcilerin görüşüp görüşmemesi ile tanımlanamayacağını belirtti ve ekledi: "Öcalan'ın da zaman zaman ifade ettiği gibi, 2005 yılından bu yana Türkiye Öcalan'a, ailesi, avukatı ve vasisi ile görüşme hakkına araçsal yaklaşıyor. Kendi istediği gibi sonuç alma ihtimalinin olduğu aşamalarda ya da bir tür sıkıştığı noktada Öcalan'a görüşmelere izin veriyor."
Barışın savaşan iki taraf arasında yapılacağını hatırlatan Tahmaz, "Bu taraflardan birinin önderi Abdullah Öcalan'dır. Bu artık tescillenmiş, dünyaca kabullenmiş bir tanımdır" dedi.
Tecrit politikasının her seferinde barış sürecini zedelediğine dikkat çeken Tahmaz, "Bu durumda devlet her seferinde kendi ayağına kurşun sıkmakta. Daha açık bir ifade ile Kürt siyasetinin elini güçlendirmektedir" dedi.
'DEVLET ARAÇSALLAŞTIRARAK ÖTEKİLEŞTİRİYOR'
Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, sürecin her kesintiye uğradığından daha geri noktadan başladığını belirtti, "Devlet, araçsallaştırarak ötekileştiriyor. Aslında kendi yaptığı işi de değersizleştiriyor. Bu barışın toplumsal zeminin yaratılmasını da oldukça zora sokan bir tutumdur" diye konuştu.
Ortadoğu ve Rojava'daki gelişmelere dikkat çeken Tahmaz, bu gelişmelerin Kürt sorununun demokratik çözümünü dayattığını belirtti, "O nedenle hiç kimse 'Çözüm süreci bitti' diyemiyor" dedi. AKP'nin 7 Haziran seçimlerinin verdiği mesajı iyi okuması gerektiğinin söyleyen Tahmaz, "Muhafazakarı, sosyal demokratı, sosyalisti, Alevisi, Sünnisi, barış için harekete geçmiştir ve HDP'nin barajı aşmasını sağlamıştır" değerlendirmesini yaptı. Kürtlerin de her kesimiyle barış için hareket halinde olduğunu anlatan Tahmaz, "Şimdi tüm bunları tersine çevirme ihtimali sıfırdır" dedi.
Hükümetin bu gerçeği görerek bir an önce barış sürecini geliştirecek politika yürütmesi gerektiğini vurgulayan Tahmaz şöyle konuştu: "Barışın Öcalan'ın tecrit hali ile gelişme şansı yoktur. Mutlaka ve mutlaka Öcalan'ın koşulları 5 Nisan'dan önceki gibi olmamalı, iyileştirilerek pozisyonunun değişmesi gerekiyor. Kim ile nasıl görüşme ihtiyacı duyuyorsa görüşeceği bir sürecin başlaması ve gerekir. Bu yapılmazsa, Türkiye çıkmaza giriyor. Örneğin hükümet, koalisyon tartışmaları. Öcalan'la müzakere görüşmeleri açıkça yapılıyor olsaydı, koalisyon tartışması anında çözülürdü. Çünkü bu tartışmaların da düğümlendiği yer Kürt meselesi. Aritmetik olarak AKP ve HDP'nin oylarının toplamı hükümet kurmaya yetiyor. Niye kuramıyorlar? Kürt meselesinde AKP'nin izlediği siyaset en önemli unsur." / Anf