İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dördüncü celseye, tutuksuz sanık Sebahat Tuncel katılmadı. Esas hakkındaki görüşü sorulan Savcı Sait Ramazan Tiyek, dosyada dinlenen gizli tanıkların Tanık Koruma Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca yeniden dinlenmelerini talep etti. Ancak mahkeme heyeti, savcının bu talebini reddetti.
"HAK İHLALLERİNİN DEVAMINDAN BAŞKA SONUÇ DOĞURMAZ"
Heyet, "Gizli tanıkların dinlemek istemediklerini belirtmeleri nedeniyle emniyet tarafından isimlerinin gönderilmediğini, ziyaret edildiği iddia edilen bölgenin Irak Devleti'nden ayrı hareket ettiğini, müzekkerelere cevap verilmediğini, uzun tutukluluk ve uzun yargılamanın açık şekilde Anayasa Mahkemesi kararında hak ihlalleri olduğu ve bu evrakları toplama imkanımız suç tarihinden 10 yıldan fazla süre geçmesi dikkate alındığında sadece hak ihlallerinin devamından başka bir sonuç doğurmayacağı nedenleriyle" talebi reddettiğini açıkladı.
"TAM BİR VİCDANİ KANAAT OLUŞTURAN DELİL BULUNMADI"
Tekrar söz alan Savcı Tiyek, Irak adli makamından bilgi istenilmesi yönündeki mütalaanın reddedilmesi ile Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda sanık hakkında her ne kadar PKK terör örgütüne üye olma suçundan dava açılmışsa da yeterli, tam bir vicdani kanaat oluşturan delil bulunmadığından beraatini talep etti.
HER TÜRLÜ ŞÜPHEDEN UZAK, İNANDIRICI DELİL ELDE EDİLEMEDİ
Sanık avukatı Ercan Kanar mütalaaya katıldıklarını belirterek "Anayasa Mahkemesi artık bireysel başvuru nedeniyle İnsan Hakları Mahkemesi konumuna dönüşmüştür. Bu nedenle müvekkilim hakkında beraat kararı verilsin" dedi. Mahkeme heyeti, sanık Sebahat Tuncel hakkında her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verdi. Heyet, yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına ve sanık avukatına Hazine'den 8 bin TL vekalet ücreti alınarak verilmesini de hükme bağladı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Sebahat Tuncel, terör örgütü PKK'nın üst düzey yöneticileriyle toplantı yaptıklarına dair ihbar doğrultusunda, 5 Kasım 2006'da İstanbul Bağcılar'da gözaltına alındı. Tuncel, "Yasal yollardan 12 Haziran 2004'te Şırnak-Habur sınır kapısından Irak'ın kuzeyine geçtiği, örgütün 2004'te buradaki kamplarında yapılan toplantılara, örgüt mensuplarının giydiği kıyafetlerle katıldığı, 20 Ağustos 2004'te Habur sınır kapısından yurda giriş yaptığı, 5 Kasım 2006'da yasa dışı örgüt mensuplarının Bağcılar DTP ilçe binasında yaptığı toplantı sırasında yakalandığı ve PKK/ KONGRA-GEL terör örgütünün üyesi olduğunun anlaşıldığı" gerekçeleriyle tutuklandı. Hakkında, "Terör örgütüne üye olma" suçundan dava açılan Tuncel, 22 Temmuz 2007'deki genel seçimlerde, İstanbul 3. Bölge'den bağımsız milletvekili seçilmiş ve yargılandığı bu dava kapsamında tutuklu bulunduğu Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi'nden 24 Temmuz 2007'de tahliye edildi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Eylül 2012'deki son duruşmasında Tuncel'i, "PKK silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırmış, Yargıtay 9. Ceza Dairesi de cezayı 24 Aralık 2013'te onandı.
ANAYASA MAHKEMESİ'NE BİREYSEL BAŞVURUDA BULUNMUŞTU
Yargıtay'ın mahkumiyet kararını onamasının ardından Sebahat Tuncel, avukatı Ercan Kanar aracılığıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Tuncel Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu dilekçesinde açılan ceza davasında lehine olan delillerinin toplanmasının reddedildiği, yasak delillere dayanıldığı ve savunma hakkının kısıtlandığı gerekçeleriyle yeniden yargılama ve maddi-manevi tazminat talebinde bulundu. Anaysa Mahkemesi, 26 Şubat 2015'te tespit edilen hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlali yönünden, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine oybirliğiyle hükmetti. Ayrıca yargılama faaliyetlerinin uzunluğu sebebiyle Tuncel'e 5 bin lira manevi tazminat ödenmesine de karar verildi.
"VERİLEN CEZA SİYASİ" DEMİŞTİ
Sebahat Tuncel 25 Haziran tarihli duruşmada yaptığı savunmasında, "Bana açılan bu dava ve verilen ceza siyasi bir karardır. Verilen kararı da Anayasa Mahkemesi, hak ihlali ve hukuka aykırılık yönünden bozmuştur. Bu nedenle önceki karar ortadan kalkmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar doğrultusunda beraat kararı verilmesini talep ediyorum" demişti. Radikal