Miroğlu, AK Parti içindeki Kürtlerin Efrin operasyonundan rahatsız olmadığını belirterek, şunları söyledi:
“AK Parti içindeki Kürtlerin rahatsız olduğuna ilişkin bilgiler yok. Olsaydı bunu hissederdik. Birileri çıkar itiraz ederdi ya da birtakım aydınlar çıkar görüş belirtirdi. AK Parti içindeki Kürtler en son Kuzey Irak'taki yani Kürdistan Bölgesi’ndeki referandumdan sonra görüşlerini dile getirdi ancak Afrin operasyonu konusunda böyle bir şeyin olduğuna dair benim bir bilgim yok.”
Mevcut sürecin tarihi olduğunu ve iyi okunması gerektiğini ifade eden Orhan Miroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Operasyon, PKK'nın ABD ile kurduğu ilişkiler sonucunda Türkiye'nin mecbur edildiği bir operasyon gibi görülüyor. Çünkü problem şurada; Suriye'de bir yapı elde etme mücadelesi yürütüyorsa eğer, bu örgüt aynı mücadeleyi aynı şekilde yürütmesidir sorun. Irak Kürdistanı'na baktığımızda AK Parti döneminden önce sert tavırlarla karşılaşmıştı ancak AK Parti döneminde orayla güzel ilişkiler kuruldu hatta oranın inşaa sürecine Türkiye direkt katkı sağladı ve ilişkiler gayet iyi gelişti.
Eğer Türkiye'ye karşı hasmane bir tavır içinde bulunulsaydı ve pantürkist bir yaklaşım sergilenseydi oradaki federal yapının da gerçekleşmesi mümkün olmayacaktı. Ama PKK böyle değil. İşte Afrin'de neyi amaçlıyorsa Diyarbakır'da da onu amaçlıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin bu örgüte seyirci kalması mümkün değil.”
“Afrin’de hendekler kazılıyor”
Orhan Miroğlu, “Bu örgüt Nusaybin'de, Sur'da ne yaptıysa Afrin'de de aynı şeyi yapacak gibi görünüyor. Gelen haberler bu yönde. Afrin'de hendeklerin kazıldığı, halkın bu direnişe davet edildiği yönünde çok fazla haber var. Türk Genelkurmayından yapılan açıklamada da 'Sivillerin tahliye edilmesi ve zarar görmemesi için azami gayret gösterilecektir' deniliyor ki operasyonu yöneten güçlerin bir tecrübesinin olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Fransa'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Efrin için acil toplanmaya çağırmasını da değerlendiren Miroğlu, "Bu olağandır. Muhtemeldir böyle bir blok da oluşabilir" dedi.
“Türkiye'in amacı Afrin'i almak değil” diyen Miroğlu, şunları kaydetti:
“Amerika'nın silahlandırıp kendi stratejik çıkarları için vekalet savaşları misyonu yüklediği için Türkiye açısından barındırdığı riskleri konuşuyoruz. Anlatmaya çalıştığımız nokta bu. Ne diyor ABD, 'Ben bunu size karşı değil, İran'a karşı silahlandırdım'. Şimdi bu da tehlikeli bir fikir.
Savaşacaksan İran'a karşı buyur gel sen savaş niye Kürt çocukları savaşsın İran'a karşı? Vekalet savaşları Kürtleri bu durumdan kurtaracak mı peki? Kürtler bu savaşın öznesi durumunda değil, nesnesi durumundalar ve bana göre Mesud Barzani o nesne durumuna düşmek istemediği için yalnızlaştırıldı.
ABD, orada kendi ordusuyla savaşmak istemiyor. Bunu Joe Biden (ABD eski Başkan Yardımcısı) benimde aralarında bulunduğum bir milletvekilli heyetine 3 sene önce açıkça söyledi: 'Ben oğlumu Suriye'ye göndermek için annesini ikna edemem'. O zaman silahlandır Kürtlerin çocuklarını, gerektiğinde İran'a karşı gerektiğinde de Türkiye ye karşı savaşa sür. Böyle bir şey olur mu?”
ABD ile Türkiye ilişkileri
“Efrin operasyonu Türkiye ile ABD ilişkileri etkiler mi? sorusuna ise Miroğlu şu yanıtı verdi:
“Türkiye Amerika ilişkileri iyi seyretmiyor. Bugün Türk medyasından da görüyoruz; ABD'nin Türkiye'nin NATO üyeliğini dahi gözden geçiriyor denildiğine dair çok fazla yorum var. ABD gibi büyük bir devlet, 'Bizim Ortadoğu'daki çıkarlarımız sizin ulusal çıkarlarınızla bağdaşmıyor' diyorsa eğer işte bu devletle ortak yer aldığımız bütün ortak kuruluşları yeniden gözden geçirmemize sebep olabilir.”
“Türkiye Kürtlerin statü elde etmesine karşı değil”
Orhan Miroğlu, Türkiye'nin Kürtlerin statü elde etmesine karşı olmadığını da ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, kendisiyle savaşmayacak, dünyanın şurasında veya burasında Kürtlerin statü elde etmesine hiçbir zaman karşı olmadı. 25-30 yıllık politikaya baktığımızda Türkiye'nin izlediği yol buydu. Ama şimdi durum değişti. Eğer KDP Türkiye'ye karşı savaşsaydı Kuzey Irak statüsüne Türkiye seyirci kalır mıydı? İşte burada da eğer bir statü kurmak istiyorsan ve Türkiye'de 6 milyon oy alabilmiş HDP gibi siyasi bir partin varsa niye savaşıyorsun?
Çek militanlarını, geç Rojava'ya. 'Benim Türkiye'ye karşı silahlı mücadelem bitti' de. Bunu dediğin zaman bak hava ve konjoktür nasıl değişiyor. PKK Türkiye'deki militanlarını çekerse, asker ve polis öldürmeyi bırakırsa Türkiye'deki hava değişir ve yine umut doğar.”
Türkiye Afrin’de kalıcı değil”
Miroğlu, “Suriye'deki toprak bütünlüğünün korunması çerçevesinde artık nasıl şekillendirilecekse yeni sistem, federal mi konfederal bir Suriye mi bunlar belirlenmeden elbette ki Türkiye'nin Suriye'deki varlığı kalıcı olacaktır. Bunu görmemiz lazım. Ama ne zamanki Suriye'nin üniter birliğinde bir problem olmadı ve Suriye ordusu ülkenin bütününü temsil düzeyinde bütün bölgelerde görev alacak noktaya geldiğinde o zaman Türkiye de kalıcılığını sürdürmeyecektir” dedi.