AKP'nin, 'Benim tek başıma iktidar olmadığım yerde bunlar olur' diyerek tek başına iktidar olma hesapları yaptığının altını çizen KCK, "Amed'teki saldırı, AKP hükümetinin Kürt halkına karşı bir savaş ilanı olmaktadır. Böyle bir savaşı yürütüp tırmandırarak iktidarını korumayı hedeflemektedir" diye belirtti.
Diyarbakır'ın Şehitlik mahallesinde İhya Der Başkanı Aytaç Baran'a (38) yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı sonrası halka dönük geliştirilen kontra saldırılarına ilişkin, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı yazılı bir açıklama yaptı. ANF'nin geçtiği açıklamada KCK, halkların büyük seçim başarısından sonra bu zaferin en büyük olduğu Diyarbakır'da yaşananların, seçim zaferinin yarattığı siyasi sonuçların ortadan kaldırılmak istendiğini gösterdiğini belirtti. Saldırıları devletin bilgisi dahilinde örgütlenmiş silahlı güçlerin gerçekleştirdiğine dikkat çeken KCK, "Kontra güçler bu saldırının içinde olsa da arkasında derin güçler vardır. Bu saldırılara AKP hükümeti de ortaktır. Çünkü 1990'lı yıllarda olduğu gibi devletin asker ve polisin himayesi altında yapılmaktadır" diye kaydetti.
KCK açıklamasında, "Amed'te yaşanan olayların içinde ne Kürt Özgürlük Hareketi ne de Kürt demokratik hareketi bulunmaktadır. Yaşananlar tamamen yurtsever Kürt halkına yönelik saldırılardır. Hüda-Par'a yakın olduğu söylenen bir dernek yöneticisine yönelik saldırı da Kürt halkına yönelik sindirme saldırılarını gerekçelendirmek için yapılmış bir provokasyondur. Bu saldırıyı kim yapmış olursa olsun yapanlar kesinlikle Kürt halkının seçim zaferinin etkisini ortadan kaldırmak isteyenler ve Kürt halkına yönelik saldırı ve sindirme konseptini planlayanlardır" vurgusu yaptı.
Devlet bilgisi dahilinde silahlanmış güçler
5 Haziran'da HDP'nin Diyarbakır mitingine dönük bombalı saldırıyı hatırlatan KCK, "Amed mitinginde yapılmak istenen katliamın bir benzeri de 9 Haziran'da yapılmak istenmiştir. Küçük bir olay olduğu anda bile asker ve polislerin sert müdahalede bulunduğu Kürdistan'da devletin bilgisi dahilinde silahlanmış bazı güçlerin açık bir biçimde polislerin himayesinde halka saldırarak terör estirmesi ve birçok yurtseverin katledilmesi ve yaralanması ne yapılmak istendiğini ortaya koymaktadır" diye kaydetti.
'JİTEM kontrolündeki saldırıların bir benzeri yaşanmakta'
"Geçmişte Kürt halkının Hizbulkontra dediği JİTEM kontrolündeki saldırıların bir benzeri yine yaşanmaktadır" vurgusu yapan KCK, seçim öncesinde yurtsever halka saldıranların seçim sonrasında da bu saldırılarını sürdürdüklerine dikkat çekti. Hür Dava Partisi Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz'ın açıklamalarını hatırlatan KCK, "Hüda-Par sözcülerinden Hüseyin Yılmaz'ın 'kaos yaratmak istiyorlar; emniyet güçleri de görevlerini yapmıyor' sözleri gerçekleri örtmeye ve saldırganları meşrulaştırmaya yönelik bir demagojiden ibarettir. Bu saldırılarla doğrudan ilişkili bu çevrelerin bu tür söylemleri saldırılarını meşrulaştırmak için sürekli kullandıkları bilinmektedir" diye belirtti.
'Saldırılara AKP hükümeti ortaktır'
KCK açıklamasında devamla şu vurgular yapıldı: "Büyük bir seçim başarısından sonra Kürt Özgürlük Hareketi'nin bu başarıyı gölgeleyecek hiçbir tutumda olmayacağı bilinmesine rağmen Kürt Özgürlük Hareketi'nin seçim öncesi yapılan saldırılara karşı gösterdiği sağduyu istismar edilerek halka saldırılmakta ve Kürt Özgürlük Hareketi tahrik edilmektedir. Kürt halkına yönelik bu saldırılar kesinlikle devletin derin güçlerinden bağımsız değildir. Kontra güçler bu saldırının içinde olsa da arkasında derin güçler vardır. Bu saldırılara AKP hükümeti de ortaktır. Çünkü 1990'lı yıllarda olduğu gibi devletin asker ve polisin himayesi altında yapılmaktadır. Bu saldırıları başka türlü anlamak mümkün değildir."
AKP hükümeti ve derin güçlerin seçim öncesinde de bazı güçleri Kürt Özgürlük Hareketi'ne saldırtmak istediğine vurgu yapan KCK, "Hareketimiz de, Kürt demokratik güçleri de tahriklere gelmeyerek AKP ve derin güçlerin oyunlarını bozmaya çalışmıştır. Bugüne kadarki tutumu da bu yönde olmuştur" dedi. KCK, Kürt demokratik hareketinin kazandığı her seçimden sonra AKP'nin ya siyasi soykırım operasyonlarını devreye koyduğu yada Diyarbakır örneğinde olduğu gibi çeşitli odakların demokratik güçlere ve halka saldırtıldığının da altını çizdi.
'Cinayet ve saldırılar polislerin önünde gerçekleşti'
Kontra güçlerin bu tür saldırılarını bizzat devletin teşvik ettiğinin altını çizen KCK, devamlı şunları vurguladı: "6-9 Ekim Kobanê protestolarında 40'tan fazla yurtsever; kontralar, polisler ve faşistler tarafından katledildiği halde, öldürülen Hüda-Par'lı 2-3 kişinin faili olduğu söylenen ve daha sonra çoğu serbest bırakılan bazı çocuklar ve gençler yakalanmış, ama diğer ölümlerin hiçbirinin faili ne bulunmuş ne de yargılanmıştır. Eğer bugün kendilerine 'Hizbullah' diyen kontra güçler halka saldırma cesareti gösteriyorsa arkasında kesinlikle derin güçler vardır. Hatta bu saldırılar kendine Hizbullah maskesi takan derin güçlerin saldırıları olarak görülmelidir. Zaten 9 Haziran'da işlenen cinayetler ve yapılan saldırılar da polislerin gözü önünde gerçekleştirilmiştir. 1990'lı yıllardaki saldırılar ve cinayetler nasıl yapılmışsa 9 Haziran'daki saldırı da aynı biçimde polislerin gözü önünde gerçekleşmiştir"
'Hizbullah adı altında halka saldıran JİTEM'dir'
Diyarbakır'da gerçekleştirilen saldırıların halkı sindirmeye yönelik olduğunun altını çizen KCK, "Hizbullah adı altında halka saldıran JİTEM'dir; derin güçlerin örgütlediği çetelerdir" denilen açıklama, "Kürt Özgürlük Hareketi aylardır yapılan saldırılar karşısında sağduyusunu korumuş ve AKP'nin oyununa gelmemiştir. Hareketimizin bu yaklaşımı bilinerek istismar edilip halkın sindirilmesi hedeflenmiştir. Yaşanan olayların başka türlü izahı yoktur" diye kaydetti. AKP hükümetinin, seçim öncesi gerilim yaratıp oyunu koruyarak iktidarını sürdürmeye çalıştığını belirten KCK, AKP'nin seçim sonrası da bu yönlü saldırı ve provokasyonlarla kaos yarattığına dikkat çekti.
'AKP hükümetinin Kürt halkına savaş ilanı'
AKP'nin, 'Benim tek başıma iktidar olmadığım yerde bunlar olur' diyerek yeniden tek başına iktidar olma hesapları yaptığının altını çizen KCK, "İktidarda kalmak için başvurduğu çirkin yöntemlere şimdi yeniden iktidar olmak için başvurmaktadır. Amed'teki saldırı, AKP hükümetinin Kürt halkına karşı bir savaş ilanı olmaktadır. Böyle bir savaşı yürütüp tırmandırarak iktidarını korumayı hedeflemektedir" diye belirtti.
Saldırıların, 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan demokratikleşme umuduna dönük gerçekleştirildiğini kaydeden KCK, açıklamasını şu çağrıyla sona erdirdi: "Tüm kamuoyu ve demokrasi güçleri Kürt halkına ve demokrasi güçlerine yönelik bu planlı saldırılar karşısında duyarlı olmalı, bu saldırıları püskürtmek için demokratik ittifak ve demokrasi mücadelesini geliştirerek Türkiye ve Kürdistan'da baskıcı ve otoriter rejim heveslilerine geçit vermemelidir." DİHA
KCK: Diyarbakır'daki saldırı AKP'nin Kürt halkına savaş ilanıdır
KCK: Diyarbakır'daki saldırı AKP'nin Kürt halkına savaş ilanıdır
Yüksekova Güncel Yüksekova Güncel
Güncel
Diyarbakır'daki silahlı saldırıları halkı sindirmeye dönük saldırılar olarak tanımlayan KCK, "Hizbullah adı altında halka saldıran JİTEM'dir" dedi.