Yüksekova Güncel

İmralı Heyeti: Toplumsal barışımız için alarm zilleri çalıyor

Güncel

İmralı Heyeti, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit ile içeride ve dışarıda yürütülen savaş hazırlıklarının, çözüm ve barış sürecine yönelik hazırlıklarının, toplumsal barış açısından "alarm zillerinin çalmaya başladığının işareti" olarak nitelendirdi.

 Heyet, iktidarın bu meseleyi basit bir koalisyon pazarlığına dönüştürdüğünün altını da çizerek, bu planlara karşı demokrasi ve barış güçlerini ortak bir barış cephesinde buluşmaya çağırdı. Heyet, "Seçimlerden çıkan sonuçların tartışılmaz tek gerçeği, demokrasi ve barış karşıtı anlayışlara dönük tarihsel uyarıdır. Vakit geç olmadan, bir tek yurttaşımızın burnu kanamadan, bölgesel bir barış hamlesi gereklidir" denildi. 

İmralı Heyeti, yürütülen operasyonlar, savaş arayışları ve Öcalan üzerinde yürütülen tecridin yol açacağı risklere yönelik yazılı açıklama yaptı. İmralı Heyeti imzası ile yayınlanan açıklamada, yaklaşık 2 yıldır yürütülen çözüm sürecindeki tıkanıklığın giderilmesi için heyet olarak büyük bir çaba gösterdiklerine işaret edildi. Ayrıca açıklamada, İmralı'da Öcalan ile Devlet ve İmralı Heyeti'nin hazır bulunduğu son toplantıda bir İzleme Heyeti'nin kurulması konusu müşterek karara bağlandığı belirtilerek şunlara yer verildi: 

"Bu İzleme Heyeti'nin Sayın Öcalan'ın hazırladığı Newroz Bildirisi'nin okunmasından bir hafta sonra adaya gitmesi de aynı şekilde kararlaştırılmıştır. Bu şekilde resmi müzakerelerin başlaması ve asgari müştereklerde ilkesel bir mutabakatın sağlanması durumunda Sayın Öcalan, PKK'nin Türkiye Devleti'ne karşı silahlı mücadele yerine demokratik siyasi mücadeleyi esas almak üzere bir kongre toplanması çağrısı yapacağını belirtmiştir. Dolmabahçe Sarayı'ndaki mutabakat metni, Cumhuriyet tarihi boyunca bütün toplumsal çatışmaların, nihai bir barışla ve halklarımıza yaraşır bir demokrasi ile taçlanmasının ilk nitelikli adımıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müzakere sürecini yok sayan, Dolmabahçe Mutabakatı'nı yanlış bulan, İzleme Heyeti'ni tanımayan ve en nihayetinde 'Kürt sorunu yoktur' noktasına gelen yaklaşımları büyük bir tıkanmayı da beraberinde getirdi. Bu söylem ve politikalarla eş zamanlı olarak partimizin siyasi çalışmalarına ülkenin dört bir yanında yapılan saldırılar Çözüm Süreci'nin geleceği ile ilgili büyük bir kaygı uyandırdı. Her gün gerilimi arttıran, kaosu ve çatışmayı çağrıştıran provokatif tutumlar, 7 Haziran seçimlerinde halklarımızın tarihi duruşuyla politik meşruiyetini tamamen yitirdi. Bu seçim müzakere, çözüm ve barış gündemi güncellenmesidir. Seçimin hemen sonrasında Diyarbakır'da devreye konan provokasyon, barış karşıtı tavrın göstergesidir. Bu tavır, barış ve çözüm uğruna, heyetimiz, partimiz ve halklarımız tarafından büyük bir dikkat ve sorumluluk anlayışıyla takip edildi. Göstermiş olduğumuz sorumluluğun tek amacının barışın ve demokrasinin bu topraklarda bir daha bozulmayacak şekilde kök salması olduğunu bir kez daha belirtmek isteriz." 
Alarm zilleri çalışıyor
Heyet, üstlendiği tarihi sorumluluk anlayışıyla Çözüm Süreci ile ilgili hükümet ve devlet kurumlarının içerisine girdiği duyarsız yaklaşımı aşmaya çalıştıklarını belirterek, "Tüm bu çalışmaların mimarı olan Sayın Öcalan'a yönelik uygulanan tecrit uygulaması ve Heyetimizin adaya gidişinin engellenmesi tavrı sürmektedir. Bununla birlikte, Rojava ve Suriye ekseninde gelişen bölgesel savaş tehditleri, içeride çatışmasızlığı ortadan kaldırmaya yönelik operasyonel süreçler, Çözüm Süreci açısından dikkate alınması gereken çok ciddi uyarı sinyalleri olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda yürüyen koalisyon süreci ile ilgili içeride ve dışarıda savaşı önceleyen tartışmalar üzerinde yoğunlaşılması ve Çözüm Süreci'nin bitirilmesi koşulunun AKP tarafından basit bir pazarlık unsuru olarak ele alınması, demokratik geleceğimiz ve toplumsal barışımız açısından alarm zillerinin çalmaya başladığının işaretidir" denildi. 
İmralı Heyeti, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verildi: 
Tek bir yurttaşımızın burnu kanamadan
"HDP İmralı Heyeti olarak demokratik siyasetin öncellenerek Çözüm Süreci'nin hala kalıcı barışla sonuçlanabileceğine dair olan inancımızı kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Bunun için her şeyden önce heyetimizin İmralı Adası'na yapacağı ziyaretin önündeki engellerin kaldırılarak Sayın Öcalan üzerindeki tecrit konseptinin devreden çıkarılması ivedilikle ele alınması gereken en önemli ve acil husustur. 
Aynı şekilde müzakere mekanizmalarının hızla kurulması ve Çözüm Süreci çalışmalarının hükümet kurulması aşamasında bir pazarlık unsuru olarak ele alınması yanlışından bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir. Yeni oluşacak olan hükümet formülü ne olursa olsun, Çözüm Süreci'nin devlet politikası haline getirilerek korunması ve tüm halklarımız tarafından bu sürecin somut tek kazanımı olarak değerlendirilen çatışmasızlık durumunun devam ettirilmesi gerektiğine inanmaktayız. İç ve dış politikada, halkların, eşit yurttaşlık ve özgür bir yaşam temelinde bir arada yaşayabileceği, barışçıl diplomatik çabalara ağırlık verilmelidir. Bu konuda hükümet ve devlet kurumlarının kaygı verici yaklaşımı nedeniyle İmralı heyeti olarak böyle bir siyasi hamle başlatma hazırlığı içerisinde olduğumuzu tüm kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Bu sorumluluğu almaya yönelik bir planlamayı hayata geçirmeyi, tarihe ve halklarımıza karşı bir görev olarak görüyoruz. 

Bu kapsamda partimizin ve sivil toplum örgütlerin dâhil olacağı büyük barış mitingleri ile kaygı verici gidişata müdahil olacağımızı, halklarımızın barış iradesini büyük bir kaos ve savaş ortamını engelleyecek şekilde görünür kılacağımızı belirtmek isteriz. Bu konuda demokrasi ve barış çevrelerini aynı duyarlılığı sürdürmeye, sorumluluk almaya, hükümeti ve devleti de savaş planlarından vazgeçmeye çağırıyoruz.

Seçimlerden çıkan sonuçların tartışılmaz tek gerçeği, demokrasi ve darış karşıtı anlayışlara dönük tarihsel uyarıdır. Vakit geç olmadan, bir tek yurttaşımızın burnu kanamadan, bölgesel bir barış hamlesi mümkündür. 
Kamuoyuna saygılarımızla" DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.