İHD’nin rakamlarına göre, 7 Haziran - 9 Kasım arasında silahlı çatışma ortamı dışında doğrudan doğruya ve büyük çoğunluğu devletin silahlı güçleri tarafından olmak üzere 41'i çocuk 128 sivil yaşamını yitirdi, 51’i çocuk 195 sivil yaralandı.
20 Temmuz’da Suruç’ta gerçekleşen saldırıda öldürülen 33 kişi ile yaralanan 104 kişi ve 10 Ekim’de Ankara’daki intihar saldırısında öldürülenlerle birlikte toplam sivil ölüm sayısı 262, sivil yaralı sayısı 759 oldu.
150 asker, 181 PKK’li
İHD, 7 Haziran - 9 Kasım arasındaki silahlı çatışmalarda da 150 asker, polis ve korucunun yaşamını yitirdiğini, 421’inin yaralandığını açıkladı. Çatışmalarda 181 PKK gerillası öldürüldü, 19’u da yaralandı.
Silahlı çatışma ortamı içerisinde kalan sivillerden dokuzu yaşamını yitirdi, 101’i yaralandı.
Çatışmasızlık çağrısı
İHD, “silahlı çatışmaların bir an önce bitirilerek kalıcı bir çatışmasızlığın sağlanmasını sürekli talep ediyor” açıklamasını yaptı.
“Siyasal iktidarın barış ve çözüm sürecindeki siyasal ortamı göz önüne alarak yeniden çatışmasızlık ortamına dönülmesini sağlayacak politikalar benimsemesi gerekmektedir.
1 Kasım seçim sonuçları barışta ısrarcı olunmasını ortaya koymuştur. Bu nedenle gerek devletin gerekse de PKK’nin bir an önce kalıcı çatışmasızlığı sağlayacak pozisyona çekilmesi gerekmektedir.”
Belediye eş başkanları tutuklandı
İHD açıklamasında, “Bu süre içerisinde büyük çoğunluğu Kürt siyasal hareketi içerisinde bulunanlar olmak üzere 188’i çocuk 5 bin 713 kişi gözaltına alındı, 36’sı çocuk 1004’ü tutuklandı” bilgisi de yer aldı.
“Tutuklananlar arasında HDP ve DBP’li 19 belediye eş başkanı ile bu partilere mensup il ve ilçe yöneticilerinden 63 kişi bulunuyor.”
Siyasi partilere saldırılar
İHD açıklamasında, siyasi partilere düzenlenen saldırıları da sıraladı:
“7 Haziran’dan bu yana HDP’ye 133, AKP’ye sekiz, CHP’ye üç, DBP’ye dört, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ne bir kez saldırı yapıldı.”
“6-7-8 Eylül 2015 günlerinde Türkiye’nin çok büyük bir kesiminde HDP’lilere ve Kürtlere yönelik ırkçı ve nefret saldırıları ise sistematik olarak yapıldı ve seçim ortamı adeta yok edilerek şiddetin gölgesinde kampanya yapılmaksızın seçim gerçekleştirildi. Bu süreçte sadece iktidar partisi kendi kampanyasını hayata geçirdi.” (Bia)