Yüksekova Güncel

Hukukçular: Silvan'da ağır ve tahrip edici silahlar kullanıldı

Güncel

Demokratik Hukuk Platformu bileşenleri, 12 gün boyunca abluka altına alınarak sıkıyönetim uygulamalarının devreye konulduğu Silvan raporunda, 7 sivilin katledildiği en az 11 sivilin ise yaralandığını belirterek, sokaklarda ve evlerde görülen ateşli silah artıklarından ve toplanılan numunelerden kolluk kuvvetlerinin çok ağır ve tahrip edici silahları kullandığını tespit ettiklerini kaydetti.

Demokratik Hukuk Platformu bileşenleri, 3 Kasım günü 6'ıncı kez ilan edilen ve 12 gün süren "Sokağa çıkma yasağı" ile birlikte abluka altına alınan Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yaptığı incelemenin sonuçlarını DTK Toplantı Salonu'nda kamuoyu ile paylaştı.Toplantıya, Mezopotamya Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Asrın Hukuk Bürosu ve Toplumsal Hukuk Araştırmaları Vakfı üyeleri katıldı. 
Raporu açıklayan MHD Eş Genel Başkanı Gülşen Özbek, 7 Haziran'ın ardından her gün yeni bir hukuk dışı uygulama ile güne başladıklarını ifade ederek, devletin rutinleştirdiği bu tür uygulamaları lanetledi. Özbek, Silvan'da bu hukuk dışı uygulamaların bir kez daha baş gösterdiğini ifade etti. Özgürlükçü Hukukçular Derneği Eş Genel Başkanı Rotinda Polat da, Kürdistan'da "Yasak"larla birlikte yaşanan sivil katliamlara dikkat çekerek, Silvan'da devam eden katliamlar ile birlikte Nusaybin ve Cizre'de de katliam uygulamalarının devreye konulduğunu belirtti. 
'Sokağa çıkma yasağı hukuki değil'
Demokratik Hukuk Platformu olarak 200 avukat ile birlikte incelemelerde bulunduklarını ifade eden Polat, resmi kurum temsilcileri ile yaptıkları görüşmelerin ardından polis saldırısına uğradıklarını kaydetti. Silvan'da "Yasağın" ilk olmadığını vurgulayan Polat, daha önce ilan edilen ve benzer manzara ile karşılaştıkları "Sokağa çıkma yasağı"nın İl İdaresi Kanunu'nun 11/C maddesine dayandırılmasının hukuki olmadığını ifade etti.
'Valilik olmayan bir yetkiyi kullandı'
Yapılan değerlendirmeler ardından ön raporu açıklayan Polat, Valilerin yetki ve görevlerini düzenleyen İl İdaresi Kanunu ve diğer hukuksal düzenlemelerle Diyarbakır Valiliği'nin "Sokağa çıkma yasağı" ilan ederek Silvan'da ve mahallelerinde yaşayan tüm yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini açıkça engellendiği belirtildi. Diyarbakır Valiliği'nin "Terör olaylarını" bahane ederek, mahallelerde ilan ettiği 12 günlük "yasak"la hiç ilgisi olmamasına rağmen İl İdaresi Kanunu'nun 11/C maddesine dayandırıldığı kaydedildiği raporda, "Valiliğin bu kararını İl İdaresi Kanunu'nun 11/C kapsamına dayandırması Olağanüstü Hal ilan etmesi anlamına geldiği vurgulandı. Valiliğin olmayan bir yetkiyi kullandığı belirtilen raporda, bunun kanuna ve hukuka açıkça aykırı olduğuna işaret edildi. 
7 kişi katledildi en az 11 yaralı
Raporda, polis ve özel harekat timlerinin saldırıları sonucu Müslüm Tayyar (22), Sertip Polat (20), Engin Gezici (24), İsmet Gezici (65), Mehmet Gündüz, Yakup Sinbağ (20) ve Süleyman Güleç'in (26) katledildiği hatırlatıldı. Yine saldırılar sonucu Abdulkerim Eleftos (27), Faysal Korkmaz (40), Mukaddes Arbağ (33), Rıdvan Us (20), Adnan Bakır, Mehmet Emin Çiçek (70), Seyfettin Kurt (44), Abdulsamet Kesici (50), Kudbettin Çiçek, Mustafa Sağlam (26) ve Üstün Güneş (40) adlı yurttaşların yaralandıkları ayrıca isimleri henüz öğrenilemeyen 5-7-11 yaşlarında çocukların da yaralandığı belirtildi.
Yapılan incelemeler kapsamında ayrıca şu noktalara yer verildi: 
* 12 gün süren sokağa çıkma yasağı süresince hiçbir ayırım gözetilmeksizin sivil yurttaşlar polis tarafından taranmış, mahalledeki evler ağır silahlarla vurulmuş, birçoğu ateşe verilmiş ve kullanılamaz hale getirilmiştir. Yasağın olduğu Konak, Mescit ve Tekel mahallelerinde neredeyse taranmamış, yakılmamış ve zarar verilmemiş ev bırakılmamıştır. 
* Mahallelerde 12 gün süren yasak süresince fırınlar ve marketlerin açılmasına izin verilmemiş halkın ekmek, süt, bebek maması gibi gıda ihtiyaçlarının giderilmesi engellenmiştir.
* 12 gün süren 'yasak' boyunca tüm GSM operatörleri şebekelerini kapatmış, iletişim engellenmiştir.
* Yasağın başlamasıyla mahallelere su verilen su boruları patlatılmıştır.
* Yasak süresince trafolar kolluk kuvvetleri tarafından özellikle patlatılarak elektrik kullanımı engellenmiştir.
* Yasak süresince mahallelerin yüksek yerlerine konuşlandırılan polis, hareket eden tüm canlılara ateş ederek ölüm ve yaralanmalara sebebiyet vermiştir.
* Panzerlerle girilen sokaklarda bulunan tüm evlerin içi ve dışı güvenlik güçleri tarafından ağır silahlarla taranmıştır.
* Yasak süresince mahallelerde bulunan Aile Sağlığı merkezlerinin kapalı olması nedeniyle sağlık hizmeti sunulamamış, halk hiçbir şekilde sağlık kurumlarına erişememiştir.
* Yasak süresince polislerin hedefi olanlar ile yaşanan patlamalar neticesinde yaralanalar güvenlik güçlerinin engellemesi nedeni ile ambulanslara ulaşamamışlardır.
* Hasta ve yaralılar kendi imkânları ile buldukları araçlarla hatta ateşli silah ile yaralanan Üstün Güneş isimli yurttaş çöp konteynırı ile taşınarak hastaneye ulaştırılmıştır. 
* Silvan ilçesinde yasak süresince kadınların gebelik kontrollerinin yapılamadığı tespit edilmiştir.
* Yasak süresince yoğun ateş altında olan tüm Silvan halkında, yaşananlardan kaynaklı olarak psikolojik travma oluştuğu gözlemlenmiştir.
* Yasak süresince sokaklarda ve evlerde görülen ateşli silah artıklarından ve topladığımız numunelerden kolluk kuvvetlerinin çok ağır, tahrip edici silahlar kullandığı tespit edilmiştir.
* Bu sürede sadece sivil yurttaşlar hedef alınmamış aynı zamanda tavuk, at,güvercin gibi hayvanlarda hedef alınmıştır ve sokaklarda hayvan ölülerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
* Konak, Mescit ve Tekel mahallelerinde bulunan evlerin büyük çoğunluğu kurşun, roket atar ve havan toplarıyla kullanılamaz hale getirilmiştir.
* Sokaklara "Türksen Övün, Değilsen İtaat Et", "T.C Burada" , "Devlet Geldi", "PÖH, JÖH, TEM", "Kurdun Dişine Kan Deydi Korkun", "Esedullah Tim", "Silvan Komando", "Türk'ün Gücünü Göreceksiniz"gibi yazılar yazılmış ve polis araçlarından yüksek sesle mehter marşları çalınarak,"Allahu Ekber" sesleri ile ateş açılmış, hakaretler içeren anonslar yapılmış ve Arapça konuşmalarla DAİŞ izlenimi verilmeye çalışılmıştır.
* Doksanlı yıllarda Kürdistan'da görev yapan ve sayısız suç işleyen özel harekatçıların yeniden Silvan'a gönderildiğine dair izlenim edinilmiştir.
* İlçede yasağı protesto eden her türlü eylem ve etkinliğe tazyikli su ve gaz bombaları ile hukuka aykırı bir şekilde polis tarafından saldırı gerçekleştirilmiştir.
* Yasak devam ederken ilçe merkezinde paletli tanklarla özel harekatçılar gövde gösterisinde bulunarak halkta korku panik yaratarak provokasyon yapmışlardır.
Son olarak hükümete seslenen hukukçular, Silvan'da yaşanan savaş suçu boyutundaki hak ihlallerinin cezasızlık akıbetiyle karşılaşmaması için, etkili bir hak mücadelesi ve takip mekanizmasına ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Ulusal ve uluslararası hukuki, demokratik tüm yol ve mekanizmaların hakikatin açığa çıkarılması için değerlendirilmesinin ise bir zorunluluk olduğu belirtildi. DİHA

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.