Emniyetin 'liste' planı
Emniyetin 'liste' planı
HDP mitinginde patlayan bombalardan sonra Hür Dava Partililere "PKK sizi vurabilir" tebligatı yapan emniyetin, silahlı kontra grupların 3 HDP'liyi öldürdükten sonra da bu kez HDP'lilere "Hizbullah size dönük saldırı yapabilir" bilgisini vermesi olayların planlı olduğunu gösteriyor. Ölümlere rağmen "zafiyetimiz yok" diyen emniyetin, hiçbir tedbir almaması dikkat çekerken, "ölüm listelerinin" aynı güçler tarafından hazırlandığı ve planın Kürtleri birbiriyle çatıştırmak olduğu kaydediliyor.
Emniyet YDG-H, jandarma DAİŞ dedi
Bölge kentlerindeki ilk tebligat Batman'da BDP eski il başkanı Serdar Atalay ve siyasi nedenlerle bir dönem cezaevinde kalan Fecri Yüce'ye yapıldı. Ancak 1 Nisan'da yapılan bu iki tebligatta dikkat çeken bir ayrıntı her iki ismin de YDG-H tarafından öldüreceği bildirimiydi. Emniyete çağrılan Fecri Yüce'ye YDG-H'nin kendisini öldüreceği yönünde istihbarat elde edildiği aktarıldı. Ancak, bir süre sonra jandarma istihbarat yetkililerine kendisine verilen bilgide ise, bu kez YDG-H'nın değil DAİŞ ya da Hizbullah tarafından öldürüleceği yönünde farklı bir istihbarat bilgisi verdi.
BDP'li başkana 'YDG-H sizi öldürecek' tebligatı
Yüce'ye verilen emniyet istihbarat bilgilerine göre, "ölüm listesi"nde 80 kişinin ismi bulunuyor. Yücü'nin yanı sıra aynı gün Batman'da yaşayan BDP il başkanlığı yapan Serdar Atalay'a da aynı içerikte bir tebligat tebliğ ediliyor. Atalay'a da aynı şekilde YDG-H tarafından cezalandırılacağı yönünde istihbarat elde edildiği bilgisi veriliyor.
Bombadan sonra Baran'a tebligat
Yurtsever çevrelere yapılan ve 80 kişinin listede olduğu belirtilen bu tebligatlardan sonra bu kez Hür Dava Partililere aynı şekilde tebligat yapıldı. Bu tebligatlardan birisi de 9 Haziran'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Aytaç Baran'dı. Baran, olaydan bir gün önce 8 Haziran'da İl Emniyet Müdürlüğü'nün yazısına binaen Bağlar İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne çağrıldı. Baran'a 5 Haziran'da İstasyon Meydanı'ndaki HDP mitingine dönük bombalı saldırıdan sonra herhangi bir saldırıya karşı duyarlı olması ve yaşanabilecek herhangi bir olayda bilgi vermesi için kendisine telefon numarası verilerek, bu durum tutanak altına alındı. Tutanağın imzalandığı 8 Haziran'dan sonra 24 saat geçmeden Baran, uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü ve halen kimler tarafından öldürüldüğü açığa çıkartılmadı.
Tutuklu gazeteci de listede var
2010 yılında "örgüt propagandası" yaptığı gerekçesiyle tutuklanan ve halen Van Erciş Cezaevi'nde kalan DİHA muhabiri Şahabettin Demir'in ismi de emniyetin sunduğu tebligat listesinde bulunuyor. 80 kişilik "ölüm listesinde" yer alan Demir'in Erciş'te yaşayan ailesine de birkaç gün önce bir telefon geldiği bildirildi. Kendisini İstanbul'dan aradığı belirten telefonun diğer ucundaki şahıs Demir'in hangi cezaevinde kaldığı adresini sorması üzerine kuşkulanan aile herhangi bir yanıt vermedi ve karşıdaki şahısta telefonu kapattı. Aynı kişiler Demir'in ailesi aradıktan sonra cezaevini de aramış ve cezaevi görevlilerinden Demir'in cezaevinde olup olmadığı sorusu yöneltilmiş.
Saldırılar başladı HDP'liler emniyet çağrıldı
Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde yaşanan silahlı saldırının ardından da kentte iki gün boyunca silahlı kontra gruplar dolaşarak, birçok silahlı saldırı gerçekleştirirken, ilk gün 3 HDP'li bu gruplar tarafından katledildi. Olayların ardından dün de Diyarbakır'da 3 HDP'li yurttaş İl Emniyet Müdürlüğü'ne çağrıldı. Bir mahalledeki Eşit Özgür Yurttaş Derneği'nde yönetici olan F.Z., R.B. ve K.Ö. isimli yurttaşlara da emniyet yetkilileri tarafından "İstihbarat aldık, size dönük suikast gerçekleştirilebilinir. Can güvenliğiniz yok" açıklamasında bulunuldu. Söz konusu uyarının neden kaynaklandığını soran yurttaşlara ise "Kentte yaşanan olayların ardından elimize ulaşan istihbarata göre bazı gruplarca adresinizin tespitine dönük çalışmaların yapıldığını öğrendik" bilgisi verildi. Yurttaşlara adres tespitinin ise Hizbullah İlim örgütü mensuplarınca yapıldığını söyleyen yetkililer, yurttaşlara valilikten koruma talebinde bulunulabileceğini de söyledi.
İstihbarat çok güvenlik yok
Yaşanan silahlı saldırıların ardından zincirleme olarak ortaya çıkan bu duruma rağmen Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Halis Böğürcü dün yaptığı bir açıklamada, "Kesinlikle bir zafiyet söz konusu değildir" demişti. Bu kadar bilgi ve istihbarat emniyet tarafından bilinmesine rağmen hiçbir saldırı engellenemedi. HDP'lilere "Hizbullah'ın ölüm listesinde" ve Hür Dava Partililere de "PKK'nin ölüm listesinde" olduğu istihbaratının verilmesinin seçim sonrası "Kürdü Kürde kırdırtma planının" devreye konulduğu yönünde yorumlanıyor. Kürt siyasetçileri de yaptıkları açıklamalarda bu plana işaret ediyor. DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, "Aytaç Baran'ın vurulmasında asıl amaç, Kürtler arasında bir savaşın fitilini ateşlemektir" tespitinde bulundu ve Hür Dava Partililere de "Bu oyunun oyuncağı olmayın" çağrısı yaptı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, ülkede iç savaş çıkarmak üzere birilerin harekete geçtiğinin altını çizdi.
Yanıt bekleyen sorular
Elde edilen bu veriler olayların birbiriyle bağlantılı olduğunu ortaya koyarken, tüm bu istihbarata rağmen silahlı saldırıların gerçekleşeceği bilgisine sahip olan emniyet görevlileri yeterli tedbirleri niçin almadı? HDP'lilere ilk olarak YDG-H tarafından öldürülecekleri istihbaratı bir süre sonra Hizbullah ve DAİŞ olarak değişirken, emniyet ve jandarmaya göre bu istihbaratın değişkenlik göstermesinin sebebi nedir?
3 HDP'li listede yer alıyor muydu?
Yanıt bekleyen en önemli soru da, emniyetin Yüce'ye bahsettiği 80 kişilik "ölüm listesinde" Diyarbakır'da iki gün önce silahlı saldırıda yaşamını yitiren HDP'linin bunlar arasında olup olmadığı. Şayet listede bulunuluyorlarsa HDP'lilerin can güvenliğine dönük niçin tedbirler alınmadı? DİHA