Polisin yetkilerini arttıran İç Güvenlik Paketi’nin bir gece yarısı operasyonu ile Meclis’ten geçtiğini ifade eden Eğitim-Sen, AK Parti’nin Türkiye’nin sorunlarını çözmek yerine yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olacak İç Güvenlik Yasası gibi düzenlemeler yaptığını belirtti.
Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Asıl gerekçesi olası toplumsal direnişleri daha başlamadan zor gücüyle bastırmak olan, bu nedenle 6-8 Ekim 2014`te yaşanan Kobanê olayları bahane edilerek gündeme getirilen “İç Güvenlik Yasası”, meclis içinde ve dışındaki muhalefetin, asıl hedef olan emek ve demokrasi güçlerinin bütün eleştiri ve itirazlara rağmen yasalaştırılmıştır.
“Polise savcı izni olmadan 24 saat süreyle “önleyici gözaltı” işlemi yapma yetkisi verilmesi ve gözaltı süresinin yeniden 4 güne çıkarılacak olması, Türkiye`nin 12 Eylül darbe koşullarına, 1990`lı yıllara yeniden dönmesi, bugüne kadar yaşanan polis cinayetlerinin katlanarak artması anlamına gelmektedir.
“İç güvenlik yasası ile artması kaçınılmaz olan hukuk dışı uygulamalarla önümüzdeki dönemde hak ve özgürlüklerin askıya alınması, kayıt dışı gözaltılar, işkence ve kötü muamele uygulamalarının belirgin bir şekilde artması kaçınılmazdır. Son dönemde kolluk güçlerinin gaz bombaları, silah ve değişik araçlarla yol açtıkları can kayıpları ve yaralanmalar ortadayken kolluğun yetkilerinin sınırlandırılması yerine daha da genişletilecek olmasının sonuçlarının çok ağır olacağı açıktır.
“Önümüzdeki dönemde artık sokağa çıkılmasını istemeyen siyasi iktidar, yasaya rağmen çıkanlar olursa da en sert biçimde karşılık vereceğini bu yasa ile göstermektedir. Bu yasa ile AKP iktidarının baskılarına boyun eğmeyen, toplumun bütün örgütlü, mücadeleci kesimleri açıkça tehdit edilmekte, bilinçli bir şekilde hepimize gözdağı verilmek istenmektedir.
“Adli yetkileri tamamen siyasileşen vali, kaymakam ve polislere teslim ederek, “kuvvetler ayrılığı” ilkelerini tümüyle yok etmeyi hedefleyen iç güvenlik paketi, Anayasa`ya, Türkiye`nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin kararlarına, hepsinden de önemlisi sadece hukuka değil; akla, mantığa ve vicdana tümüyle aykırıdır.
“Benzer örneklerini ancak faşist, baskıcı ve otoriter rejimlerde gördüğümüz, toplumu, emek ve demokrasi güçlerini sindirmeyi ve baskı altına almayı hedefleyen ve faşizmin kurumsallaşması dışında bir hedefi olmayan iç güvenlik yasası ile gündeme gelecek tüm antidemokratik ve baskıcı uygulamalara karşı demokratik direniş hakkımızı sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.
“Türkiye`nin emek ve demokrasi güçleri bu topraklarda faşizmin adım adım kurumsallaşmasına izin vermeyecek, emek, demokrasi ve barış mücadelesini inatla ve kararlılıkla sürdürecektir.