ÇUKURCA'DA ASKER KIŞLASINA ÇEKİLDİ

İlçe sakinleri, askeriyenin kışlalara hapsolduğunu belirterek, ulaşımın ve sevkiyatın dahi helikopterlerle yapıldığını söyledi.

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde 23 Temmuz günü başlayan çatışmalar hala devam ederken, Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde ise, çatışmalar artık gün ortasında yaşanıyor. İlçeye hakim ve Federal Kürdistan sınırına yakın tepelerden gündüzleri de Çukurca'nın tepelerine konuşlandırılan ve ilçeyi yarı açık cezaevi konumuna sokan askeri üs bölgelerine PKK'liler tarafından sürekli taciz ateşleri ve saldırılar yapılırken, askerlerin rastgele yaptıkları atışlar ise birçok eve mermi isabet ediyor.

Geceleri ilçe ölü kente dönüyor

Gece gündüz yaşanan çatışmalar yurttaşların günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkilerken, yurttaşlar akşam saat 18.00-19.00'da evlerine çekilmek zorunda kalıyor. Geceleri ölü kente dönen ilçede gündüzleri de saat 09.00-10.00'a kadar zorunlu olmadıkça kimse evinden çıkmıyor.

'Asker birliğinden çıkamıyor'

Yurttaşlar, yaşanan çatışmalı ortamı barışçıl yollarla aşmaya çalışma yerine hükümetin askeri kanalları seçmesi sonucunda ilçe merkezine ve köylerine yaklaşık 20 bin askerin konuşlandırıldığını belirtiyor. İlçe merkezi ve köylerinde konuşlandırılan askerler ise, yaptıkları 3 katlı kuleler içinde kalarak bölgede tutunmaya çalışıyor. Şemdinli olayından sonra artık zorunlu olmadıkça askerler ilçe merkezine bile çıkmadığı belirtildi. Bölge halkından alınan bilgiye göre, geçtiğimiz yıllarda ilçedeki askeri birliklerin zaman zaman yaya olarak bölgede operasyona çıktıklarını, ancak, yaşanan son çatışmadan sonra askerlerin birliklerinden çıkamaz durama geldi.

'Çukurca 90'lı yıllara döndü'

Çatışmaların artık gece gündüz fark etmeden yaşandığını belirten BDP İlçe Başkanı Servet Tunç, bölgenin ekonomik olarak bitme noktasında olduğunu belirtti. Tunç, "Yaşanan çatışmalı süreç, kısmi olarak küçükbaş hayvancılıkla geçinen bölge insanını bitirdi. Çünkü ilçenin hemen altındaki çıkışı ile üst taraftaki Cumhuriyet Mahallesi'nin ötesine geçemiyoruz. Bu da hayvancılığın yok olmasına neden oluyor. Bizler halkların kardeş olduğuna inanıyoruz ve insanın yaşam hakkı kutsallığına inanıyoruz. Onun için barışın olmasını istiyoruz. Ancak bizlerde burada demokratik mücadelemizi veriyoruz. Ve barışın gelmesi bizim temennimizdir" dedi. Tunç, 90'lı yıllardaki çatışmalı dönemin geri geldiğini, o dönemde köylerin boşaltıldığını, ancak şimdi boşaltılacak köyün kalmadığını, sıranın ilçeye geldiğini belirtti.

'Askeriye savunma pozisyonundadır'

Bölgede yaşana onca çatışmaların ardında askeriyenin kendi kışlasına ve mevzisine çekildiğini belirten Tunç, "Askeriye Çukurca'da artık savunma pozisyonundadır. Dışarı çıktıklarını, operasyon yaptıklarını göremiyoruz. Artık kendi karakollarında, kendi mevzilerinde kendince bir mücadele veriyorlar" diye konuştu. Çukurca'da alan hakimiyetinin devletin elinde olmadığını ifade eden Tunç, "Gelinen aşamada öyle görünüyor ki alan hakimiyeti devletin elinde değil. Sabah öğlen akşam, gece gündüz, bu kadar sık çatışmaların olduğu bir yerde devletin daha önce yaptıklarına bakıldığında, devletin alan hakimiyetinin kaybettiğini gösteriyor" dedi. Bölgedeki askerlerin daha önce bölgede yaptığı yol kontrolleri, aramalar ve bölge arama tarama ve keşif operasyonlarına bakıldığında artık devletin değil de, PKK'nin operasyon yaptığını belirten Tunç, "Devlet artık dar bir alanda inşa ettiği mevzilerine çekilerek sıkışmış durumdalar. Zaman zaman basına da yansıdığı gibi artık devlete karşı PKK operasyon yapmaktadır" dedi.

'Bölgenin denetimi PKK'lilerin elinde'

Şemdinli'de yaşanan çatışmalarla Çukurca'daki yaşama bakıldığında hiçbir farkın olmadığını belirten Belediye Başkanvekili Ziro Koç, 23 Temmuz günü Şemdinli'deki çatışma ile birlikte Çukurca'da da büyük değişimler olmaya başladığını ve bölgenin büyük bir kısmının HPG'lilerin denetiminde olduğunu belirtti.

'20 bin asker ilçeye yerleşmiş'

Resmi kayıtlara göre Çukurca'da sadece 20. Jandarma Sınır Tugay Komutanlığı'nın göründüğünü belirten Koç "Ama Kavuşak'ta (Bilêcanda) iki tugay, Çayırlı'da (Erij) bir tugay ve Işıklı'da (Serê Sêvê) da bir taburun olduğunu biliyoruz. Ki Üzümlü'de (Deştan) de iki tabur eskiden beri var. Köprülü (Gêman), Zavite, Çığlı'da (Aşût) birer tabur bulunmakta. Buralarda her tepenin başında birer birlik var. Burada tahminlerimize göre 20 binin üzerinde asker var" dedi.

İsimlerini güvenlik gerekçesiyle açıklamak istemeyen yurttaşlar ise, şu bilgileri verdi: "Meydanan, Karadağ (Garê), Uzunder (Ertuş) ve Kavuşak (Bilêcan), Serê Şiva Hespa, Çağlayan (Erbûş) Uzundre (Ertuş) arası, Serê Talesêvan, Serê Bêtût, Dedeköyü (Bêtût) yaylaları, Şîvrezan, Serê Kevrê Lîhana, Deşta Xanê (Han yaylaları), Hîne Tepesi'nden Haskel zirvesine kadar, Federal Kürdistan sınırında bulunan Stûna Mêzixte ve Hantepe şu an HPG'lilerin denetimindedir." DİHA