Bizim için uzun, savaşanlar için kan ve barut kokan bir yola çıkmak için sabahın 6’sını bekliyoruz. Kameralarımız teknik malzememiz yanımızda, her ne kadar bizim için görev olsa da kadim Kürtlerin ibadetgâhı Çiyayê Şengal’e gitmek için sabahın alacasında Qamişlo’dan yola koyuluyoruz. Bir kaç katlı Qamişlo evlerinin arasından bir konvoy eşliğinde çıkıyoruz. Şehir sabaha uyanmış, caddelerde iş güç telaşı arabanın camından hızla geçip giden insanlara bakıyorum. Rojava savaşın küllerinden kendini yeniden yaratıyor. Bu yaratım kendiyle de sınırlı değil, dört ay kadar önce büyük bir kıyıma uğrayan Êzîdî Kürtlere buna 74. Ferman da deniyor, kendi acılarını bir yana bırakarak yardıma koşmuştu. Yine aynı koridorda silah sesleri yardım çığlıklarına cevap oluyor.
Koridorun ilk açıldığı ana tanıklık yapamayışın hayıflanması üzerimizde! Güvenli bir yolculuk ardından öğlene doğru çatışmaların yaşandığı bölgeye, koridorun Rojava ve Güney Kürdistan sınırında bulunan Zerrayê köyüne ulaşıyoruz. Her yanımızda Rojava’nın savunma gücü YPG flamalı askeri araçlar, hızlı ve çevik hareketlerle ilerleyen askeri güçler var. Bizi Şengal’e götürecek araçlara bu noktadan sonra YPG savaşçıları eşlik edecek. Birkaç saat köyde bekliyoruz. Koridor sivil geçişler için güvenli hale getirilinceye kadar uygulama böyle.
Zerrayê köyü normal bir köyden çok YPG/YPJ güçlerinin karargahı görünümünde. YPG’ye ait büyük bir askeri güç son hazırlıklarını tamamlıyor, genç savaşçılar neşeli ve güleç araç sıralarını bekliyorlar. Bu güce koridorun sağlamlaştırılması ve güvenliğinin artırılması için koridor çevresinde çetelerin elinde bulunan bazı köylere operasyon düzenleme görevi verilmiş. Hazır buradayız birkaç kare fotoğraf çekiyorum, bu arada YPG’li komutanlardan Zerrayê köyüne yakın Kenana köyünün de çetelerden kurtarıldığı haberini aldık.
Kenana köyünün çetelerden kurtarıldığını bize söyleyen YPG’li Mustafa adındaki komutanla koridorun nasıl açıldığına ilişkin sohbete giriyoruz. YPG’li Mustafa, 18 Aralık günü DAİŞ çetelerinin kuşatması altında bulunan Şengal’e yaşam koridorunun açılması için operasyon başlattıklarını, YPG/YPJ savaşçılarının Rojava tarafından, HPG/ YJA STAR gerillaları ve YBŞ güçlerinin de Şengal’den eş zamanlı şok bir operasyon başlattıklarını söylüyor. 2 gün süren şiddetli çatışmalar sonunda yaşam koridorunun açıldığını belirtiyor. Ve ekliyor biz koridoru açtıktan sonra peşmergeler Güney’den gelip koridor üzerinden Şengal’e gittiler. Çatışma bilgileri çok çarpıcı, çeteler girdikleri her yerde bir vahşet yapmışlar. Evler patlatılmış insanlar öldürülüp sokaklara atılmış. Bu operasyonda Rojava’da yer alan Kenana, Kenho, Hemedan, Mencur, Misteriha, Küçük Qasidiyê köylerini YPG/YPJ güçlerinin DAİŞ çetelerinden kurtardığını aktarıyor. Ayrıca Güney Kürdistan’da bulunan ve çetelerin bir üs gibi kullandığı Recm-el Ebid köyünü ve Dihola köylerini ve çevresini de çetelerden kurtardıklarını söylüyor. YPG/YPJ operasyonunda birçok çete öldürülüyor, “Kaçan kaçtı, kaçamayan çeteler canından oldu” deniyor.
HPG ve YBŞ güçlerinin de Güney Kürdistan’da bulunan Sinunê, Dugirê, Xanesor köylerini çetelerden kurtarmasından sonra bu yerleşim yerlerinin Şengal Ortak Direniş Güçleri’nin eline geçmesi güvenliği büsbütün pekiştiriyor. Bu esnada bize öncülük edecek olan YPG’li ekibin geldiğini söyleniyor ve bir grup HPG gerillası ile beraber Zerrayê köyünden ayrılıyoruz.
FOTOĞRAFLARLA TARİHE KAYDEDİLEN TARİH
Yol boyu gideceğimiz bir diğer nokta da Recm-el Ebid köyü. Bir ülkeyi ikiye ayıran sınırdan, Batı Kürdistan’dan Güney Kürdistan’a geçiyoruz. Toprak bir yoldan ilerleyerek Êzdî bölgesinin orta yerine yerleşmiş bir Arap köyü olan Recm-el Ebid köyüne varıyoruz. Bu köyde hem peşmerge güçlerinin hem de YPG güçlerinin olduğunu görüyoruz. İlk dikkatimizi çeken şey Recm-el Ebid köyünün tepesine bir YPG bayrağının dikilmesi ve burada bulunan tüm Kürt güçlerinin bu bayrak altında nöbet tutması oldu. Dayanamayıp birkaç kare ile bu anlamlı görüntüyü tarihe kaydediyorum. Recm-el Ebid köyünün YPG’li komutanı Zerdeşt, köyün çeteler tarafından bir üs olarak kullanıldığını belirtiyor ve ekliyor; “ Bu köy Êzîdî bölgesi içinde bulunan birkaç Arap köyünden biridir” diyor. Bu arada peşmergelerin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posteri altında, HPG gerillaları ve YPG savaşçıları ile fotoğraf çektirmek istemesi dikkatimizi çekiyor ve biz bu anı da fotoğraflayarak tarihe kaydediyoruz.
Bir süre Recm-el Ebid köyünde soluklanıyoruz. Bu çevrede artık HPG gerillaları alan kontrolü yapıyorlar. Taze demlenmiş bir bardak gerilla çayı içip kadim ibadetgâh Şengal dağlarına doğru yeniden yola koyuluyoruz. Arabadan çevreye bakıyorum. Bir hüzün kaplıyor içimi Êzîdî köylerinde bulunan birçok ev DAİŞ çeteleri tarafından patlatılmış ve yıkılmış. Daha önce buralarda on binlerce insanın yaşadığını söylemek için bin şahit gerek. Her yer harabeye dönmüş, insanlık düşmanı DAİŞ çeteleri nereye girerse orada insanlık adına bir şey bırakmamışlar. Her girdikleri yerde yıkıntılardan bir utanç abidesi bırakmışlar. Asfalt yollarda deprem sonrasını andıran derin çatlaklar ve kırıklar var Şengal dağına ulaşan birçok yol ya patlatılmış ya da patlatılmaya çalışılmış bunları da fotoğraflıyoruz.
Dihola köyüne varıyoruz. Köyde tek bir insan bile kalmamış, yine birçok ev ya yıkılmış ya da patlatılmış, köyün bir kısmı harabeye çevrilmiş durumda. Şoförümüz nerden bulmuş bilinmez eski bir şarkıyı dinletiyor bize; “mevziden mevziye sıçrayan, canını savaşa adayan, yorgunluk açlık susuzluk demeden yılmadan savaşır gerilla, cihanın umudu gerilla” yol boyu cephaneleri sırtlarında yürüyen gerillaları görüyor, duygulanıyoruz. Köyün çıkışındaki HPG ve YPG bayraklarının asılı olduğu kontrol noktasına geliyoruz. Burada HPG gerillaları nöbet tutuyor, selam verip geçiyoruz. Dihola üzerinden Dugira ve Sinunê köylerine oradan da Şengal dağının girişinde bulunan son kontrol noktasına varıyoruz. Gün batmaya yakın Kersê vadisinden Kolka köyü ve Serdeşt vadisindeki 74. Fermandan sonra Şengal’i terk etmek istemeyen Êzîdî’lerin kaldığı çadırları görüyoruz…
YARIN: Şengal’de süren savaştan izlenimler …. ANF