Yüksekova Güncel

Çaldıran davasında mahkeme talepleri reddetti: Yargı ve kolluk delilleri kararttı

Güncel

Van’ın Çaldıran ilçesinde 2009 yılında biri lise öğrencisi 3 kişinin çatışma süsü verilerek askerler tarafından infaz edilmesiyle ilgili davanın 12. duruşması görüldü.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün  görülen davada, müşteki avukatları yargı ve kolluğun suç delillerini kararttığını ifade etti. Ancak mağdur avukatlarının “Olay inceleme yerinde infaz edilenlerin üstünde bulunan ve daha sonra jandarma kriminal büro tarafından kaybedilen  lacivert montun akıbetinin araştırılması, İbrahim Atabay’ın öğrenci olup olmadığının netleştirilmesi ve sanıkların tutuklanması” gibi bütün taleplerini reddeden  mahkeme heyeti, duruşma 12 Ekim tarihine ertelendi. 

YAKIN MESAFEDEN ATEŞ EDİLDİĞİ ARAŞTIRILSIN

Tüm sanıkların katıldığı duruşmada konuşan mağdur ailelerin avukatlarından Nuri Keser, olay yaşandıktan on beş gün sonra kabrin tekrar açılıp otopsi yapılmasını istediklerini ancak bu talebin reddedildiğini ifade etti. Adli tıp uzmanlarının delilleri karartma yoluna gittiği kanaatinde olduğuna işaret eden Keser, “Cenazelerde yakın bir mesafeden atış yapıldığı görülmüştür. Ayrıca cenazelerin yüzlerindeki göcük içerisinde metal parçalara rastlanmıştır. Bu metal parçaları barut değildir ve ne olduğu araştırılmamıştır. Kolluk da yargı da o dönemde delilleri karartmaya çalışmıştır “ diye konuştu.

Mağdur avukatlarından  Senem Doğanoğlu ise olay sırasında öldürülenlerden birinin üstünde bulunan lacivert ceketin Jandarma kriminal birimi tarafından kaybedildiği ve delillerin karartıldığını söyledi. Lacivert ceketin atış mesafesinin belirlenmesinde önemli bir delil olduğuna vurgu yapan Doğanoğlu, kemik raporunda tespit edilen delillerin otopsi raporunda bulunmadığını, infaz edilen üç kişinin çenesinde kafasında kırıkların olduğu ve tespit edilemeyen metal cisimlerin bulunduğunu belirtti. Doğanoğlu, bu metal cisimlerin tespit edilmesini talep etti. Cenazeleri inceleyen bilirkişi heyeti içerisinde bir adli tıp uzmanı, adli tıp uzman yardımcısı olarak temizlik görevlisi, pratisyen hekim ve iki jandarmanın bulunduğuna da vurgu yapan Doğanoğlu, “Bilir kişi heyetinde jandarma ve temizlik görevlisi neden bulunuyor? Bu bilirkişi heyeti kabul edilebilir bir heyet değildir. Doğru bir otopsi yapılmadığını 1. İhtisas Dairesi de söylüyor. Biz yeniden bir otopsi yapılmasını talep ediyoruz” dedi. 

Mahkeme heyeti verdiği kararda metalik cisimlerle ilgili araştırma yapılması talebini kabul etti. Yeniden otopsi talebi, Lacivert ceketin araştırılması ve bulunması, delillerin karartıldığına dair görevliler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve sanıkların tutklanmaları taleplerini reddeden heyet davayı 12 Ekim 2015 tarihine erteledi.

NE OLMUŞTU?

Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı Buğulukaynak (Kelê) köyünde 7 Ekim 2009 tarihinde 2 PKK’li ile bir lise öğrencisinin bir evde bulunduğu sırada İlçe Jandarma Komutanlığı birliklerinin köye baskın düzenlemesi ile üç kişi evden uzaklaşırken, birlikler tarafından yakalandı. İlçe Jandarma Komutanlığının Van Alay Komutanlığına olayı bildirmesi üzerine helikopter ile ilçeye gelen Van İl Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Vecihi Halil İyigün ile muvazzaf askerler dönemin Jandarma Özel Harekat Tabur Komutan Yardımcısı Binbaşı Hakan Başaklıgil, Üstteğmen Muhlis Çolak, Astsubay Başçavuş Kabil Tanyeli, Jandarma Özel Harekat timinde görevli uzman çavuşlar İsmail Taşdemir, Hasan Kaya, Ünal Demirbaş, Hasan Emir, Mustafa Küpeli, Abdülkadir Karaca, Abdülmütalip Ateş, Mustafa Perpil, Mehmet Kocaboğa, Hamza Çelik, Hüseyin Güzel, Mevlüt Mete ve Özgenç Soylu’nun iki HPG’li ile lise öğrencisini infaz ettiği belirtilmişti.
İnfazın üzerinden bir hafta geçtikten sonra bölgeye gelen İHD heyetinin inceleme yapması ve incelemenin ardından tanıklarla birlikte suç duyurusunda bulunması sonuç vermezken, infazın gerçekleştirildiğine tanıklık eden askerlerden birisinin ihbarı üzerine dava açıldı.

Dava kapsamında sürdürülen gizli soruşturma sonucunda 17 özel harekat timi ve albay tutuklandı. Özel harekat timleri bir hafta sonra serbest bırakılırken, Albay ise bir yıl tutuklu kaldıktan sonra dava “aşiret yapılanması nedeniyle güvenlik zafiyeti olduğu” gerekçesiyle Ankara’ya taşınınca serbest bırakıldı.Evrensel

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.