Yüksekova Güncel

'Bugün burada olmamım tek sebebi Zozan'dır'

Güncel

Genel seçimlere girecek en genç milletvekili adaylarından HDP Van Milletvekili adayı Zozan Yeliz Yıldırım, kadınların HDP'deki temsiliyet düzeyine dikkat çekerek "Kobanê'de mücadele eden kadınlar bize ışık oldu" dedi.

Yıldırım, karşı karşıya kaldığı sürgün ve asimilasyon politikalarının mücadelesini nasıl etkilediğini de şu sözlerle anlattı: "Resmi kurumlarda veya okulda Yeliz ismi, evde kullandığım Zozan ismi bende çelişkilere yol açtı. Ama her zaman Zozan ismi daha baskındı. Bugün burada olmamın tek sebebi de Zozan'dır." 

Türkiye'de yaşayan tüm halkların umut kaynağı olan Halkların Demokratik Partisi (HDP), gösterdiği adaylar ve açıkladığı beyannamesi ile eşitlikçi ve kapsayıcı bir perspektif oluşturuyor. Her kesimden gösterdiği adaylarla dikkat çeken HDP'de yüzde 48 oranında yer bulan kadın adaylar ise ön plana çıkıyor. HDP, gösterdiği kadın adaylar ile bugüne kadar yok sayılan kadın kimliğinin dirilişini temsil ediyor. Van'dan HDP adayı olan Zozan Yeliz Yıldırım da bunlardan biri. Evli ve bir çocuk annesi Yıldırım, aslen Çaldıranlı olsa da 80'li yıllarda Van'da yaşanan depremin ardından göç ettikleri Ankara'da 1988 yılında dünyaya geldi. İlk ve orta öğretimini Mamak'ta bir okulda tamamlayan Yıldırım, liseyi meslek lisesinde çocuk gelişimi bölümünde tamamladı. Aynı zamanda sporcu ve tiyatrocu geçmişi olan Yıldırım, bir süre voleybol alanında sporculuk yaparken, bir süre de teatral çalışmalar yürüttü. Ardından Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni kazanan Yıldırım, ailenin de etkisiyle Kürt özgürlük mücadelesi içerisinde yer aldı. 80'li yıllarda depremzede olarak gittikleri Ankara'da yaşam mücadelesini kimlik mücadelesine çeviren bir ailenin çocuğu olan Yıldırım, üniversite hayatı ile birlikte legal alanda siyasi mücadele yürütmeye başladı. Kimlik mücadelesini her alanda sürdüren Yıldırım, 2015 yılı genel seçimleri için HDP Van Milletvekili adayı oldu. 

'Zozan her zaman baskındı'

Yaşamı boyunca hem sürgündeki kadını hem de mücadeledeki kadını gördüğünü ifade eden Yıldırım, kendisini bu gerçeklik içerisinde büyümüş biri olarak tanımlıyor. Kendi sürgün yaşamını anlatan Yıldırım, "Ankara'da yetişmiş olmam bugün Van'a gelmiş olmam arasında çok fark olduğunu düşünmüyorum. Çünkü farklı yerlerde aynı yaşamı sürdük, aynı acıyı yaşadık, aynı zulmü gördük, aynı ezilmişliği yaşadık. Burada belki kimliğimizi daha özgür bir şekilde ifade ederdik çünkü kendi insanımızın içindeydik. Ama Ankara'da bunun için iki kat daha fazla savaş vermemiz gerekiyordu. Kürt bir aileden gelmek her zaman ciddi bir mücadele gerektirdi. Resmi kurumlarda veya okulda Yeliz ismi, evde kullandığım Zozan ismi bende çelişkilere yol açtı. Ama her zaman Zozan ismi daha baskındı. Bugün burada olmamın tek sebebi de Zozan'dır" diye konuştu. 

'Ciddi bir sorumluluk hissettim'

Her zaman özgürlük hareketinin savunucularından olduğunu ve bunu yürekten yaşadıklarını belirten Yıldırım, "Ben acıyla büyüdüm ve anne oldum. Özellikle annelik hissiyatından sonra ciddi bir sorumluluk hissettim. Ben bu sorumluluğu kendime görev bilerek bugün buraya geldim. Anneanneme baktığınızda 70 yaşındadır ama gözünde derin bir ıstırap vardır. Kızıma baktığınızda bir yaşındadır onun gözündeki ışıkla onu birleştirdiğimiz zaman bir şeyler yapmak istiyorsunuz" dedi. 

'İnsanın ruhu kendi toprağında filizlenir'

Bazen kendisine "Neden Ankara değil de Van?" diye sorulduğunu aktaran Yıldırım, "Benim yerim burası. Ben 15 aylık bebeğimi bırakıp geldim. Çünkü bu mücadele için bir şeyler yapmak istiyorum. Burası benim toprağım, benim halkım, benim insanım. Ben onların kızı, kardeşiyim. Metropolde büyümüş olmam aramızdaki ruh bağının koptuğu anlamına gelmez. İnsanın ruhu kendi toprağında yeşerir. Kendi toprağında filizlenir. Ben de burada beni kabul edeceklerini ve bağırlarına basacaklarını çok iyi biliyorum. Aldığım olumlu tepkiler de hep o yönde. Mücadelede yer almamız gerekiyor. Yoksa özelde Kürt halkı genelde de tüm halklar hiçbir zaman özgürlüğüne ve gerçek demokrasiye kavuşamayacak. Sistemin bize dayattıklarını kabul ediyoruz. Hepimiz birer çağdaş köle statüsündeyiz. Aslında özgür olduğumuzu sanıyoruz ama değiliz. İşte bunlarda bu zihniyet devrimini bu bilinci yakalamak gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

'Bu yolda başarılı olacağız'

Çok genç bir yaşta siyaset gibi bir alana giriş yaptığını belirten Yıldırım, mücadelenin 70'li yıllarda ciddi bir amaç, ciddi bir başarı ve genç beyinler ile çıkış yaptığını vurgulayarak şöyle devam etti: "O yüzden ben de bu ruhu taşıyarak mücadeleyi 70'ler ruhuna geri döndürmek için bu alanda olmak istiyorum. Bize verilen değer karşısında biz de umarız ki bu değeri hak edilen noktaya taşıyabiliriz. Çünkü bu ciddi bir sorumluluktur. Bugün 10 yaşındaki bir çocuk bile bu sorumluluğu hissediyor. Bugün yerimizde oturup, köşeye çekilip uzaktan izlemek gibi bir şansımız yok. Ciddi bir sürece giriş yaptık. Silahlı mücadelemiz bizi bugüne getirdi. Siyasi mücadelemiz de bundan sonraki süreci belirleyecektir. Bu yolda başarılı olacağız." 

'Kobanê ve Rojava'da mücadele eden kadınlar bize ışık oldu'

Feminizm hareketinin, aydınlanma süreçlerinin kadına bir çok şey kattığının altını çizen Yıldırım, kadın özgürleşmesinde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın rolüne ise dikkat çekiyor. Yıldırım, "Önderlik kadınları tıpkı ölüyü diriltir gibi dirilten tek insandır. Bizi saçlarımızın her bir telinden teker teker çekerek yerin altından çıkardı. Bu emaneti de bugün bize teslim etti. Bize yakışan ve olması gereken de bundan sonra bu emaneti layıkıyla yerine getirmektir. Kadınlar bugün çok güçlü. Aslında baktığımız zaman dünyadaki herkesin gözü Kürt kadınlarında. Özellikle Rojava ve Kobanê devriminde mücadele eden kadınlar bize bir ışık oldu. En büyük simgeler Kürt kadınlarıydı. Kürt kadınları aslında dünya kadınlarına bir mesaj verdi. Şimdiye kadar olmuş bütün kadınlara yönelik adımlar atılımlar ya da hareketler Rojava'da can buldu. Biz de bunu layıkıyla yerine getireceğiz" şeklinde ifade etti. DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.