Yüksekova Güncel

'Bu kanlı seçim oyununa dur demek lazım'

Güncel

AKP hükümetinin başlatmış olduğu savaş konseptine tepki göstererek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaybetmesinin getirmiş olduğu hırsları yüzünden saldırılara geçildiğine işaret eden Türkiye'nin önde gelen yazar ve şairleri, "Yaşanan ölümlerin başka ölümlere gerekçe yapılmaması" gerektiğine ifade etti. Yazarlar, HDP'nin siyasi gücünü kırmaya yönelik "bu kanlı seçim oyununun" bitirilmesini de istedi.

 13 yılık iktidarı 7 Haziran'da HDP'nin yüzde 13.1 oranında oy alması ile sonlanan AKP Hükümeti, seçimden sonra adeta intikam alırcasına gözaltı operasyonları, köy boşaltmalar, askeri operasyonlar başlatarak, "savaş konseptini" devreye soktu. Aynı zamanda HDP'ye oy veren insanların hedef alındığı bu dönemde, hükümet çözüm sürecinin bitirildiğini ve bununda "başkanlık engeli" nedeniyle yaşandığını belirterek, yeşerecek barış umutlarına darbe vurdu. HDP projesi etrafında kenetlenen aydın, yazar ve sanatçılar, AKP hükümeti başlattığı savaş konsepti ile kendisiyle birlikte "savaş koalisyonunun ortağı" gibi hareket eden MHP'nin HDP seçmeni hedef almasını DİHA'ya değerlendirdi. 
Ümit: Suruç'ta yaşananlar aydınlatılırsa bir çok şey ortaya çıkar
Polisiye romanların ünlü yazarı Ahmet Ümit, yaşanan savaş sürecinin bir an önce sona erdirilmesini, hükümet kurulmadan önce derhal bütün silahların susması gerektiğine söyledi. "Kanın dökülmesinin hemen önüne geçilmesi ve barış isteminin tekrar devreye girmesi gerekiyor" diyen Ümit, HDP'nin barajı geçmesiyle iklimin değiştiğini söyledi. Suruç patlaması ve iki polisin öldürülmesi meselesinin aydınlatması halinde her şeyin ortaya çıkacağına dikkat çeken Ümit, "Şu haliyle ülkenin bir felakete gittiği" yönündeki kaygılarını dile getirdi. 
Otoriterliğe çatışmayı gerekçe gösteriyorlar
Hükümetin çözüm sürecinde adım atmadan süreci bitirdiğine değinen Ümit, "Bununla beraber birçok insan tutuklanıyor, muhalif olan kim varsa onların üzerinde baskı uygulanmaya çalışılıyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Demokratik ülkelerde bunun bir açıklaması da yok. Bütün bunlara gerekçe olarak da çatışma ortamı öldürülen polis ve askerler gösteriliyor. Dolayısıyla bir an önce bu çatışmanın bitmesi lazım ki bu insanların baskıcı tavırları açığa çıksın. Diğer türlü gerekçe olarak bu öldürmeleri göstermeye devam edecekler" dedi. 
Seçmenlere karşı anayasal suç işleniyor
Ümit, MHP'nin HDP seçmenine ilişkin hakaretlerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, "HDP'ye oy verdi diye oy verenlerin listesinin çıkarılması demokratik bir toplumda yapılacak bir şey değil. Bu listeyi çıkarmak suçtur. Bu insanları oy verdikleri için suçlamak açıkça fişlemektir ve suçtur. Ben hangi partiye oy vermek istersem veririm ve bu nedenle de kimse bana bir şey söyleyemez. Devlet bana diyor ki seçimlere git oyunu kullan. Ben de gidip oyumu kullanıyorum ve var olan partilerden birine oy kullanıyorum. Bundan dolayı birileri beni fişliyorsa bunun önüne geçmesi gereken kurum devlettir, çünkü anayasal haklarımı ben devlete teslim etmişim. Anayasa dediğimiz şey bu. Bu durumda devletin beni koruması lazım ve derhal bunu yapanlar hakkında soruşturma açması ve dava etmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Ersöz: Suruç katliamının üzerine gidilmedi!
Yazar ve şair Cezmi Ersöz ise, Türkiye'nin bir savaş ve çatışma ortamına çekilmesine yönelik, Suruç'ta düğmeye basıldığını ifade etti ve Suruç'un bir milat olduğunu söyledi. Ersöz, "Suruç'a Türkiye'nin her tarafından insanlar geldi. Bursa'dan, Hatay'dan Trabzon'dan, Giresun'dan, Diyarbakır'dan. Türk ve Kürt gençleri barış için birleşti. Halkların kardeşliği için bir araya geldi ve buna engel olmak istediler" ifadelerini kullandı. Suruç'ta katledilen insanların Kobanê'ye gitmek istemelerinin çok sembolik bir anlam ifade ettiğini söyleyen Ersöz, "Bunu baltalamak ve yok etmek istediler" şeklinde konuştu.
Kaybettikleri oyları kazanmak için savaş başlattılar
Türkiye hükümetinin amacının IŞİD'le savaşmak değil, Kürtlere gözdağı vermek olduğunu kaydeden Ersöz, "Kaos ortamı yaratarak, HDP'yi itibarsızlaştırarak, kaybettikleri oyları geri almaya çalışıyorlar. Diyarbakır'da ve Suruç'ta bombaları patlatanlar MİT tarafından takip ediliyordu, bunlar basına yansıyor. Polislerin telsiz mesajları var, bunların üzerine gidilmedi. Bombanın patladığı noktada polisin olmaması bile birçok şeyi açığa çıkarıyor aslında. Ama halk her şeyin farkında ve hükümet yıpranıyor; daha da yıpranacak" ifadelerini kullandı.
MHP'ye tepki: Kan üzerinden oluşturulmuş bir partiden başka ne beklenir
MHP'nin son dönemde HDP seçmenine yönelik söylemlerini de eleştiren Ersöz, "Daha önce de bu tür çirkin ifadeleri kullandılar, insanın midesi bulanıyor artık. Ancak HDP'ye olağanüstü görevler düşüyor bu süreçte. Asla yılgınlığa kapılmamalı ve barış dilini büyütmeli" önerisinde bulundu. Ersöz, "MHP'nin zaten yapısı belli, kan üzerine oturmuş bir parti, hiçbir vizyonu olmayan bir parti. Zaten barış olursa, silahlar susarsa, eşit yurttaşlık hakkı Anayasa'ya girerse MHP gibi bir partiye de ihtiyaç kalmayacak" diyerek, MHP'yi "fosilleşmiş kafaların yönettiği ırkçı bir parti" olarak tanımladı. En doğal hakkını kullanan yurttaşlara aşağılayıcı bir söz söylemenin kimsenin haddine olmadığını vurgulayan Ersöz, "Herkes bireysel olarak dava açsın" çağrısında bulundu. Herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyen Ersöz, "Bu ülkeyi sevmek, aynı zamanda bu ülkede barış istemek demektir" ifadelerini kullandı.
Aydınların, STK'lerin ve sendikaların bu dönemde pasif kaldığı eleştirisinde bulunan Ersöz, son olarak ayrılıkların ve farklılıkların bir kenara bırakılarak acilen bir araya gelinmesi ve "Barış Cephesi" oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.
Telli: Yeniden seçim olsa şerefimi bir kez daha bu şekilde kanıtlayacağım
Şair Ahmet Telli de, Erdoğan'ın başkanlık taleplerinin; "İmparatorluk döneminde bir padişahın hırsı uğruna ülkeler fethetmesi"ne benzeterek, "Bir kişinin hırsları yüzünden, kaybetmenin getirmiş olduğu hırs yüzünden gözü dönmüş bir şekilde saldırıya" geçtiğini belirtti. 
Aydın ve sanatçılar sadece doğruyu söyleme ve toplumu aydınlatma gibi görevleri olduğunu vurgulayan Telli, "Cumhurbaşkanı'nın aydınları dinlediği falan yok. Kendisine yakın durmayan kim varsa doğrudan doğruya bireysel olarak hedef alabiliyor. Buna rağmen aydınlar bu ülkenin vicdanıdır. Bu vicdan hiçbir zaman tozlanmayacaktır. Dolayısıyla aydın olarak kim varsa bu savaşa, bu savaşı yaratan iktidar hırsına karşı hem bireysel olarak hem de örgütsel olarak gerçekleştirmeye çalışmalıdırlar. Nitekim aydın karakterini taşıyan kim varsa bulunduğu yerden bu duruma itiraz ediyor. Daima itiraz parmağını kaldırmak gerekiyor diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Telli, "Bunların davranışları ve söylemlerine mizah sayfaları yetmeyecektir. Bunlar doğrudan doğruya ırkçı anlayışın tezahürleridir" sözleriyle ile MHP'nin HDP seçmenine yönelik saldırısına tepki gösterdi ve "Irkçı anlayış hiçbir zaman siyaset biliminin kavramlarıyla değil, bu tür saldırgan ve ırkçı anlayışlarla ortaya çıkarlar, ki öyle de oluyor. Ama HDP'ye oy verenler şunu söylüyor. Ben oyuma sahip çıkıyorum, yeniden seçim olsa şerefimi bir kez daha bu şekilde kanıtlayacağım İnsan kendi vicdanını ve kalbini daima öfkenin değil yapılacak şeyin ne olması gerektiği konusunda düşünmelidir" dedi.DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.